Ünlü semantikçi (dil uzmanı) Mark Prensky, 2001 yılında yayımlanan bir bilimsel makalede ilk defa dijital yerlilik, dijital göçmenlik kavramlarını tanımladı. Bu makaleyi dünya üzerinde 50 bine yakın bilim insanı referans verdi. Ona göre, 1980'den sonra yani dijital devrimin içinde yaşayanlar dijital yerli, daha önce doğanlar ise dijital göçmen olarak tanımlandı. Bu deyimler giderek ekonomik hayatta, işletmecilikte ve bilimsel araştırmalarda kullanılmaya başlandı ve daha sonraki yıllarda internet hizmetlerinin gelişmesi, hızı ve kapasitesi artınca bu tanımlara bir yenisi katıldı: dijital göçebelik (Digital Nomad).
Hem küreselleşme olgusu, şirketlerin ve işyerlerinin dünyanın birçok yerine yayılması sonucu çeşitli meslek gruplarından insanların coğrafyadan ve zamandan bağımsız olarak dünyanın her yerine gitmek ve çalışabilmek olanağına kavuşmalarını sağladı. Uluslararası seyahat olanakları, rekabetin sağladığı uçuş fiyatlarının etkisi ile her yıl binlerce insan kendi evinin, kentinin ve ülkesinin dışında yabancı bir yerde işlerine devam edebilme olanağına kavuştu. Bu ise yeni iş olanakları, teknolojik yenilikler, iletişim, pazarlık, yüz yüze görüşebilme, yerelden genele yahut genelden yerele pazarlama ve markalama olanaklarını da yarattı ve fiziksel coğrafyanın önemi giderek azalmaya başladı. Dijital göçebelik, sonuçta bazı kişilerin yaşam biçimi haline geldiği gibi ülkelerin göçmenlik, çalışma koşulları, vize ve oturma izinleri konusunda yeni yasalar, kurallar veya kararnameler hazırlamalarına da neden oldu. Dijital göçebeler işlerini internet üzerinden yaptıkları için gittikleri ülkede teknolojik altyapıyı, internet hızı ve hizmet kalitesini; kira, hayat pahalılığı, yaşam güvenliği, internet güvenliği, mülkiyet haklarını koruyacak yasalar, hukukun ve mahkemelerin tarafsızlığı, siyasi yapı, yerli para ve ulusal para ile kur farkı, bankacılık, sağlık sisteminin kalitesi, ulaştırma, yerel belediye hizmetleri, ev kiraları ve otel fiyatları gibi konulardaki bilgileri toplamak zorundadır. Dijital göçebeler için fiziksel mekanın belirli bir tipi olması gerekmez. Bu mekan çoğu kez kafeler, kütüphaneler, kiralık evler, oteller, Airbnb ile tutulmuş daireler hatta kiralanmış karavanlar olabilir. Önemli olan buralarda dijital bağlantı kurulabilecek koşulların var olmasıdır. Bu mekanlara ek olarak internet bağlantısı kurabilecek dizüstü bilgisayar, tablet hatta özel nitelikli akıllı telefonlar ve tabletler de gereklidir.
Dijital göçebelik, yeni yerler görmeyi seven, gezmekten hoşlanan, hatta yeni bir yaşam tarzı ve iş kurmak isteyenler için seçilen bir çalışma modelidir. Yapılan araştırmalarda aşağıdaki meslek gruplarının dijital göçebelik modelini tercih ettiği görülmektedir:
Metin yazarlığı, dijital pazarlama elemanları, grafik tasarım, yazılım mühendisliği, online öğretmenlik, sosyal medya tasarımcıları, YouTube kullanıcıları, proje yöneticileri, çevirmenlik, serbest yazarlık, bloggerlık.
Nasıl Dijital Göçebe Olursunuz?
Bu konudaki genel eğilim, dijital göçebelerin giderek artması üzerine devletlerin dijital göçebe nomad vize sistemi geliştirdiği yönündedir.
Dijital Nomad Göçebe Vizesi Nedir?
Dijital nomad göçebe vizesini her ülke kendi koşullarına göre turist vizesi, oturum vizesi, süresi belirli veya süresi belirsiz farklı tiplerde verebiliyor. Bazı ülkeler, başvuru sahibinin belirli bir geliri olmasını isterken bazı durumlarda kontratlı çalışandan kontrat örneği talep edebiliyor. Dijital göçebelik seçimi yapanlar, hedef olarak seçtikleri ülkelerin ilgili büyükelçilik ve konsolosluklarına başvurup en yeni bilgileri alabilir.
Ayrıca, ulusal pasaportunuz ve finansal durumunuz da oldukça önemlidir; vize kısıtlamaları ve para çevirme işlemleri gibi konular için belirleyici rol oynayabilir.
Prensky, M. (2001). “Digital Natives, Digital Immigrants”. In On the Horizon, October 2001, 9 (5). Lincoln: NCB University Press.
Yorum Yazın