İlkokul, ortaokul ve lise yıllarında Eylül en sevimsiz ay olarak görünürdü gözüme. Okulun başlangıcı, yine sabahın kör karanlığında uyanmak, derslere o uykulu gözlerle ayaklar geri geri giderek girmekti Eylül. Kirpikleri kürdan koyarak bile açık tutamamanın habercisi, zor bela konsantre olmaya çalışmanın ve sınavların habercisiydi Eylül. Büyükada'nın o sene için sonu, yazın sonu, kışın, soğuğun başlangıcıydı benim için Eylül.
Üniversite yıllarında, hem tatilin bir parçası olduğu için, hem de İstanbul'daki hayatımı da özlediğim için yavaş yavaş ısınmaya başladım Eylül'e. O kadar aksi görünmedi gözüme, hatta göz kırptı bana.
Sonra biraz daha yaş alınca farkettim ki Eylül aşkların en güzeli.. Yine kışın başlangıcının habercisi, ancak yumuşacık bir geçiş, serinlemek, ferahlamak, yeşille sarının buluşması Eylül..
Eylül o dayanılmaz yaz sıcağının rahatlaması İnce bir kazak Deniz ve kumun renginin en güzel parladığı ay Eylül.
Serin bir Güneş
Derin ve içten bir nefes Eylül.
Eylül hala yaz
Eylül hala çiçek
Eylül hala beyaz bulutlar
Bunalmadan dolaşabilmek Eylül
Mayhoş, yumuşak bir rüzgar, tatlı bir dokunuş Eylül.
Eylül aşkların en güzeli
Hem serin serin hissettiren, hem de sımsıcacık sarılabilen keyifli bir sevgili Eylül..
Eylül yepyeni bir dönemin habercisi
Eylül yeni açılan kapılar
Eylül yeni beklentiler, hedefler
Yepyeni umutlar Eylül.
Herkese dingin, huzurlu, sevgi dolu ve tatlı serin bir Eylül dilerim.
Sevgim ile,
Yael
Yorum Yazın