Ferai Tınç

Ferai Tınç


Fransa seçimlerinde önemli ipuçları

Fransa seçimlerinde önemli ipuçları

Fransa’da bugün seçmenler son sözlerini söyleyecek. Bu seçimler 1917’ye göre daha kritik. 
Çünkü seçim sonuçları sadece Fransa’da değil dünyada da yeni bir sürecin dinamiklerini taşıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ve aşırı sağcı rakibi Marie Le Pen bugün kozlarını paylaşıyor.
2017 seçimlerinde de benzer bir durum vardı. İki rakip ikinci tur için yarışmışlardı. Ama bugün durum başka. 
5 yıl önce Macron oyların üçte ikisini alarak cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuştu. Şimdi kamuoyu yoklamaları daha az bir fark gösteriyor. 
Seçimlerin en ilginç noktası, sol seçmenlerin iki sağ aday arasına sıkışıp kalmaları. 
Tabii, ilk turu üçüncü aday olarak bitiren Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi’nin Lideri Jean-Luc Melanchon seçmenlerine Ulusal Birlik Partisi Lideri Marie Le Pen’e oy vermeme çağrısında bulundu ama “Oyunuzu Macron’a verin” de demedi. 
Seçim öncesi anketlerinde, sol partilere oy vermiş olan gençlerden çoğu, ikinci turda oy kullanmama eğiliminde olduklarını belirtiyorlardı. 
Marie Le Pen’in sağında olan partiler ise Ulusal Birlik Partisi’ne oy verilmesi çağrısı yaptılar.
Analistler, Fransa’daki değişimin önümüzdeki dönemde Fransa ile sınırlı kalmayacağını söylüyorlar. 
Le Pen’in bugünkü seçimlerde cumhurbaşkanlığı koltuğunu kazanması, bu Avrupa’da aşırı sağa en kuvvetli desteği sağlayacak.
 
LE PEN ETKİSİ

Pandemi sonrası tüm dünyada olduğu gibi Avrupa’da da yaşanan ekonomik ve sosyal krizin geçici olması beklentisinin yerini genel bir karamsarlığa bırakması, göçmen krizinin derinleşmesi, Ukrayna savaşının belirsizliği içe kapanmacı eğilimleri ve aşırı sağı güçlendirdi. 
Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen demokrasi ve insan hakları gibi birliği birlik yapan ortak değerleri umursamayan Macaristan Başbakanı Victor Urban, muhalefet ittifakına rağmen dördüncü kez seçildi. 
Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı sonrası tabu olan, Nazi dönemine işaret eden sembol ve söylemler son zamanlarda taraftar bulmaya ve banalleştirilmeye başlandı. Yabancı düşmanlığı, Müslümanlığın ötekileştirilmesi, doğrudan terör şüphelisi bir konuma itilmesi Avrupa’da sanılandan çok taraftar bulmaya başladı. 
Nitekim Marie Le Pen, Macron ile yaptığı son tartışmada başörtüsüne karşı kesin bir tavır aldı ve Müslüman seçmeni yumuşatmaya yönelik bir çabaya girmedi. 
Yoksul seçmeni popülist söylemlerle etkiledi. “Fransız olmayanlar sosyal haklardan yararlanmayacak” sözleriyle yoksulu hedefleyen Le Pen ırkçılığın temelini yaygınlaştırıyor.   
Le Pen’in bugünkü seçimi kazanması, aşırı sağın Fransa’da ve Avrupa’da da bu dalganın daha da yükselmesine yol açacaktır. 

AB ve NATO’YA KARŞI 
 
Bugün ikinci tur için sandığa gidecek Fransızların oyları Avrupa Birliği’nin geleceği açısından da önemli. 
Emanuel Macron, Fransa’yı Avrupa Birliği’nin en önemli ortaklarından biri olarak görüyor. Ülkesinin uluslararası alandaki gücünün Avrupa Birliği içindeki liderlik rolüne bağlı olduğunu hesaplıyor.  
Oysa Jean Marie Le Pen’in böyle bir iddiası yok. Gerçi babasını partiden uzaklaştırdıktan sonra AB’ya karşı daha ılımlı olsa da, iktidara gelmesi halinde AB bütçesine katkıyı azaltacağını söylemesi, sınırlarda serbest dolaşıma karşı çıkması, Avrupa Birliği hukukuna karşı Fransız hukukunu önceleyeceğini açıklaması Birliğin geleceği açısından da ciddi sorunlara neden olur. 
Bir başka konu da NATO. Le Pen, NATO’dan çıkmayı ve Rusya ile daha yakın ilişkiler kurulmasını savunuyor. 
Rusya’nın işgaline karşı Ukrayna’ya silah gönderilmesine de , yaptırımlara da karşı çıkan Le Pen’in Rusya lideri Vladimir Putin ile yakın ilişkileri var.
Tabii geçen seçimlerde Putin’den para aldığı iddialarını yalanlıyor ama Macron, son tartışmada bu konuyu çok vurgulasa da seçmen pek umursamıyor.
 
OTOKRATLARI GÜÇLENDİRİR 

Le Pen’in zaferi, Avrupa’da da popülizmi ve otokratik liderleri güçlendirir, aşırı sağın Avrupa’da yaygınlaşmasına yardımcı olur. Batı kampında, bir çatlak yaratır ama bu kesinlikle demokrasiden, insan haklarından, eşitlikten ve halktan yana bir çatlak olmaz. 
Le Pen bu seçimleri kazanamasa bile, Fransa’nın ikinci en güçlü lideri olarak savunduğu aşırı sağın, Avrupa’nın ana akım sağın yerine geçtiğini söylemek erken olmaz.  
Fransa’da, soluyla ve sağıyla merkez çökerken, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve içe kapanmacı aşırı sağın, merkez sağın yerini alışını izliyoruz.
 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar