Muhalif’in yayın grubuna bir mesaj geldi, geri dönüşüm daha basit haliyle kâğıt toplayıcıların dernek başkanı Mehmet Ali Mendillioğlu ile irtibatımız olduğuna dair. Kimdir bu insanlar, nerede yaşarlar, ne kazanırlar, Her seferinde bize el yıkamamız tembihlenirken, onlar çöplere çoğu zaman çıplak elle dokunurlar! Hastalanmazlar mı?
Teklifi tabiri caizse havada yakaladım, baskınlar oluyordu ama tek tük haberimiz oluyordu. Ana akım medyanın görmekten imtina ettiği konu Kemal Kılıçdaroğlu’nun onları ziyaretiyle gündemde yer bulabildi. Akıllara da şu soruyu getirdi; önceleri gönüllü çevreciler denirdi şimdi kötü oldular, gerçekten tehlikeliler mi anlatıldığı kadar?
Oysa sohbet etmişliğimiz, evden bir şey taşınacaksa yardım istemişliğimiz vardır çoğumuzun. Yaşadığım yerde görevlileri organize edip kağıtları ayrı biriktirtip yaşıtım bir toplayıcıya haftalık atık tedarik etmişliğim de var.
Ortaokul yıllarımda muhtemelen akranım olan genç evimizin önünden geçen sokaktan yokuş yukarı boyundan kaç kat büyük çekçeki çekerdi. Kendimce çare üretmiştim onun için. Hiç tanışmadık. Zaten bir süre sonra o gönüllü hareketin apartman görevlilerince ticarete evirildiğini duydum. Bugün o günlerde gazete, dergi topladığımız küçük depolar hala bina görevlilerinin işgali altında! Şu an yüzleşiyorum ki benim ilk sosyal sorumluluk projem birilerine rant kapısı olmuş.
Tüm bu düşünceler ve kafamda sorularla Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanıyla telefonda randevulaştık. Röportajı ayarladık. Muhalif.’in genç muhabiri Gülsüm Acıyan sordu soruları,
Mendillioğlu kendi hikayesini çok hızlı geçti. Konu bu kadar ciddiyken kendi hikayesini malzeme yapmak istemiyor belli ama ortaokula kadar okuduğunu, sonrasında Ankara varoşlarında bu işi yaptığını öğrenebildik. O kadar akıcı ve çok çeşitli kelime kullanarak, hiç eee’lemeyerek anlatıyor ki buna şaşırıyoruz. Kültürlü, kibar. Uzun süre göz teması kurmuyor, başı öne eğik. Huy, tik olabilir ya da romatizmal bir rahatsızlık? Tahminden ibaret benimkisi ama en sık görülen meslek hastalığı romatizma ve eklem rahatsızları imiş.
Sokak köpekleriyle ilgili bir cümle kuruyor teşbihte hata olmaz diye başlayarak. “Pek hasta olmazlar ama çabuk ölürler” diyor. Pandemi süresince 15, 20 kişinin bir arada yattığı ortamlarda Kovid vakasının neredeyse hiç olmamasına atıfta bulunarak. Çok önemli bir konuya değiniyor, çöp toplayıcılarının sağlığına ilişkin yapılan araştırma yok denecek kadar az. İşte o araştırmada da çöp toplayanların eşlerinin birçoğunda rahim hastalıkları olduğu ortaya çıkıyor. Araştırmanın detayını bilmesemde bunun hijyenle ilgili olduğunu anlamak zor değil.
Mevzuatları-teknik bilgileri geçiyorum ama belirtmeliyim kendisi epey hakim konulara.
Geceleri kaldıkları yerlerin rutin uygulama adıyla 1000’e yakın polisle basılmasından bahsederken, “Bir de valimiz teşekkür ediyor halka” diyor. Soruyor; “halkımız fakir biz daha da fakir! Sizce bu düzende fakir fakirin yanında durmaz mı? Kime neyin teşekkürü bu? Günümüz ekonomik şartlarında yarın kimin çöp karıştırmayacağı ne malum?”
Az sözle Çok şey söylüyor…
Toplumun en altındakileriz, uyuşturucu satmamak hırsızlık yapmamak için zor yolu tercih edenleriz ama toplum yapımız itibariyle bu sınır geçirgen olabilir!
Çok şey söylüyor, duyana!
“Mevsimlik tarım işçisi, mesai sonrası eve biraz daha para götürmeyi uman, bit pazarında satmak için eşya arayan, tavuk döner almak isteyen evsiz bu işi yapıyor, kaçak göçmen, yoksul…. Suç işlemeden hayatta kalmak isteyenler bu işi yapıyor. Sabıka kaydı, kimlik hatta soru sorulmadan evrak belge istenmeden kabul edildiğin bir alan, yaşam alanı buralar” diyor. Suçtan önceki son durak gibi durdukları yer.
Nasıl yerlerde yaşıyorlar, kişisel ihtiyaçlarını bakımlarını nasıl ve ne sıklıkla gerçekleştirebiliyorlar? Aile çoluk çocuk sahibi olanlar için durum nasıl ilerliyor? Taksim’de Kıvılcım adında Kültür merkezi açmışlar, genç kızlara burs vermeyi hedefliyorlar mesela. Çıkardıkları Katık isimli dergi ise başlı başına bir hikaye… görünmezler sözde oysa daha konuşulacak çok şey var haklarında. Neyse ki tekrar görüşmek üzere sözleşerek ayrıldık.
Mehmet Ali Mendillioğlu “mücadelemiz biz çöpten çıkalım ama yarın siz de çöpe düşmeyin diye” dedi. Söyleşi bitti. Dolar 8.90 Tl. Ben bu satırları yazarken olmuş 9.27.
Söyleşi bitti ama etkisi bitmedi…
Yorum Yazın