Ferai Tınç

Ferai Tınç


Gezegenimizin sesi kadın

Gezegenimizin sesi kadın

Bugün Dünya Kadınlar günü değil, bugün dünya kadınlarının bombaların, tank paletlerinin, sirenlerin arasında sıkışıp kaldıkları gün.

Ne kahramanlık hikayeleri, ne intikam yeminleri savaşın kadın haklarına en büyük darbeyi indirişinin mazereti olamaz.

Bugün şiddete büyük primin verildiği, pandemi sonrası sarsılan ekonomilerini düzeltmeye girişen küresel patronların silah satışları ile halkları savaşa, kavgaya, düşmanlığa teşvik ettikleri gün.

Bugün kadınların tebrikle, takdirle geçiştirileceği bir gün de değil.

Bugün kadın erkek eşitliği üzerinden eşitliğin,  kadın hakları üzerinden insan haklarının tartışılması gereken gündür.

Bugün erkek egemen bakış açısının, patriarkal düzenin kadın bakış açısı ile  değiştirilip, dönüştürülmesi gerektiğini düşünüp konuşma günüdür.

FELAKET KAPIYI ÇALDI

Dünya nefes alamıyor, topraklarımız, sularımız nefes alamıyor. Açlık kapıda, dünyanın geri kalmış bölgelerinde ise yoksul halk açlığın kıskacında, ne içecek temiz bir suya, ne çocuklarını besleyecek doğru dürüst besine ulaşabiliyorlar.

Gezegenimiz son demlerine yaklaşıyor.

Size şimdi bir rapordan söz edeceğim.

67 ülkeden 270 uzmanın kaleme aldığı 34 bin araştırmanın sonucunu toparlayan bir rapor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Hükümetler Arası Panel (İPCC7)’in son raporu. 28 Şubat’ta yayınlanan rapor, “Milyonlarca can risk altında” diyor, “hükümetler, derhal fosil yakıtlara bağımlılığa son vermeli ve bilimin önerileri doğrultusunda zaman kaybetmeden harekete geçmelidirler.”

Rapor ayrıca hükümetleri ve uluslararası toplumu bir “iklim alarmı durumu” ilan etmeye çağırıyor ve gezegenimizin doğal yasalarına saygılı bir yaşam için gerekli adımların derhal atılması uyarısında bulunuyor.

ÜRKÜTEN SONUÇLAR

Rapora göre, iklim değişikliğinin sonuçları tahminden daha geniş bir alanı daha acı biçimde etkiliyor.

Dünyanın her bölgesinde ısı  1.1 derece  artış gösterdi. 2008 yılından beri seller ve fırtınalar nedeniyle her yıl 20 milyon insan yaşadıkları yerleri terk ediyor. Bugün dünya nüfusunun yarısı susuzlukla karşı karşıya, orman yangınları artıyor,  salgın hastalıklar, canlı türlerinin yok oluşu gezegeni tehdit ediyor.

İklim değişikliğinin sonuçlarını yakın zamanda daha kötü biçimde göreceğiz. Örneğin 2030 yılında 132 milyon kişi daha derin yoksulluğa sürüklenecek.

Küresel ısınma gıda güvenliğini yok edecek, bunun sonuçlarını görmeye başladık. Ektiklerimiz gelişmiyor, olgunlaşmıyor, büyümüyor.

 Sıcaklara bağlı ölüm, kalp krizi ve ruh sağlığı hastalıklarının artışını göreceğimizi söylüyor rapor.

Dünya böylesine büyük bir tehdit altındayken, uluslar çeşitli anlaşmalara imza atarak önlem alma sözü vermişken ne yazık ki Ukrayna savaşı ile hedefler ötelendi.

Sadece o değil, küresel sermaye de anlaşmaları delmek için arkadan dolanıyor.

Lobilere milyon dolarlar akıyor.

Peki bu açmazdan nasıl çıkacağız?

KADIN LİDERLİĞİ

Bugün dünyanın, özellikle yoksul bölgelerinin kadınları atalarından öğrendikleri geleneksel yöntemleriyle, alçakgönüllü dayanışma ve yaratıcılıklarıyla, iklim değişikliğine karşı mücadelenin bel kemiğini oluşturuyorlar.

Bizim kadınlarımız da doğa katliamlarına direnişin ön saflarında değiller mi?

Kadınlar, ataerkil düzenin paradigmalarına karşı baş kaldırarak, emperyalizme, sömürgeciliğe, ırkçılık ve kapitalizme kafa tutarak sağlıklı ve yaşanabilir bir gelecek için mücadele ediyorlar.

Hoyratça hırpalanan gezegenimizin sesi, feryadı ve yeni dünya düzeninin müjdecisi kadındır.    

telif

Makale Yorumları

  • Nil Pektas 11-03-2022 08:10

    Çok değerli bir yazı iyi i sizin gibi gazeteciler var.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar