Uluslararası 18. Gümüşlük Müzik Festivali dün başladı. “Türkiye’nin batıya dönük, aydınlık yüzünün onur verici göstergelerinden biri” olan festivalin, “hiçbir devlet katkısı olmadan tümüyle piyanist Gülsin Onay’ın inisiyatifi” ile tam 18 yıldır yapıldığını biliyor musunuz?
Eğer Bodrum’a yolunuz düşerse, 26 Ağustos’a kadar sürecek festival programında yer alan konserlerden birini izlemenizi ısrarla öneririm. Hele hele Antik Taş Ocağında bir konser izleyecekseniz, “şanslı kullardan birisiniz” demektir. O büyülü ortamda piyanonun tuşlarından dökülen müzik “cennette hissettirir” insanı. Dileyelim ki bu güzelliklerin nesli tükenmesin. “Talibanla kendini eş tutanların sanata ve müziğe “hoyrat bakışı”na inat,” o harikulade tınılar kulaklarımızda sonsuza dek yankılansın.
“Nesli tükenmesin” diye dilek tuttuklarım vardı değil mi? Tabii ki aklımdaki isim ünlü piyanist Gülsin Onay’dı, Gümüşlük Festivalinin altındaki imza… Soruyordum kendime:
-Bütün iyi özellikler ve iyilik özellikleri aynı insanda toplanabilir mi?
Oluyor valla, ama böyle insanlar o kadar azaldı ki, üstlerine titremek lazım bence...
Bir kere müthiş bir virtüöz... Bu aslında beni aşar, müzik konusundaki değerlendirmeleri otoritelere bırakmalı ama dünyaca bilinen gerçek o ki, eşsiz bir piyano üstadı, belki de ona tuşların hanımefendisi” demek mi daha doğru?
Ya paylaşımlarındaki cömertlik? İnsanların birbirinden fersah fersah uzaklaştığı bir dönemde bu kadar mı öğrenci yetiştirilir? Bu kadar mı verici olunur ve takdir edilir genç yetenekler?
Kadirşinaslığına ne demek gerekir acaba? Konser sonrası, piyano akortçusundan fotoğrafçısına, sponsorundan asistanına en zarif sözcüklerle teşekkür eden bir dünya starı var mı? Bis”lere hiç reddetmeden alçakgönüllülüğüyle cevap verişini, seyirciyle zarif diyaloğunu hiç saymıyorum.
Peki bir kadın bu kadar güzel olabilir mi? İçindeki güzellikler böyle mi yansır o gül yüze? O nasıl sevimli bir gülüş? Sıcacık içten bir bakış?
Hele hele, kumaşından dikişine, taşıyışına belli ki kendi seçimi olan giyimindeki o zerafeti söylesem ne dersiniz?
Peki, o güzelim ses tonu? Kusursuz diksiyonu? Oh, ona kulak vermek nasıl hoş duygular uyandırıyor değil mi insanda? Sanki suya kristalden damlalar dökülüyormuş gibi... Aman o konuşsa da ben saatlerce dinlesem” diye geçmiyor mu içinizden?
Bu yazı aslında hiç bitmez, aile ilişkilerini de konu etmeli mesela... Yaşını almış anne babaya gösterdiği sıcak, yapmacıksız ilgi? Her programına onları pamuklara sarar gibi özenle taşıyışı kimde var?
Gülsin Onay’lara özen gösterelim, onları sevmek yetmez, gözbebeğimiz gibi koruyup saklayalım olmaz mı?
Şu sıcak yaz günlerinde kısır tartışmalar, boş konuşmalardan bunaldıysanız, Gümüşlük Festivalinin programına (*) bir göz atın, ruhunuzu müzikle yıkayıp serinletin derim.
*https://www.gumuslukfestival.org/tr/program
https://bennursunerel.blogspot.com
Yorum Yazın