Pusulalarımız artık yön göstermiyor.
Bir halk düşünün ki ellerinde pusulalar yönlerini bulabilmek için amok koşucuları gibi bir o yana bir bu yana koşup dursun.
İşte biz öyleyiz.
Pusulalarımız yön göstermiyor.
Gazeteciler tehdit, şantaj ve hapis cezalarıyla susturmaya çalışılıyor.
Troller ve yalan haberlerle gündem gizleniyor. Gerçekler örtbas ediliyor.
Sedef Kabaş’ın, gece yarısı evinden apar topar alınarak cezaevine konmasının ardından Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Aydin Keser, Mehmet Ferhat Çelik’in tutuklama kararı istinaf mahkemesince onandı.
Sayılar içinde boğulmaya gerek yok.
Türkiye, tek parti ya da tek adam rejimleriyle yönetilen Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya ile basın özgürlüğü ihlali konusunda zirveye yarışıyor.
GERÇEĞİ KARARTMA GAYRETİ
Özgürlük olmayan yerde ahlak nasıl gelişip serpilemezse, basın özgürlüğü olmayan yerde iyi gazetecilik de çok sınırlı kalır.
Basın etiği , yani iyi gazetecilik ile basın özgürlüğü birbirinden ayrılamaz.
Ana akım medyayı rehin alan iktidar, mesleğini tutkuyla en iyi biçimde yapan gazetecileri de susturarak, kendine güllük gülistanlık bir gündem yaratmayı öncelikli hedefi haline getirdi.
Amaç gerçeğin saklanması. Gündemin karartılması.
Gündem öyle bir karartılıyor ki, halk birçok önemli gelişmeye hazırlıksız ve olayları sorgulayacak vakit bulamadan yakalanıyor.
İŞİD LİDERİ SINIRIMIZDAYMIŞ
ABD önceki gece İŞİD’in El Bağdadi’den sonraki lideri Ebu İbrahim el Haşimi el Qurayşi’yi evine yaptığı baskında “etkisiz hale” getirdiğini açıkladı.
Amerikan kuvvetlerinin son 3 yılda İŞİD’e yönelik en büyük baskını, sınırımızın dibindeki Atmeh’te gerçekleşti. Burası, bir zamanlar Türkiye ve Suriye’de yaşayan ailelerin bayramlarda buluştuğu bölgeler. Türkiye’nin Rusya ile birlikte faaliyet gösterdiği İdlip’in kasabası. Bayır Bucak Türkmenlerinin de yaşadığı yerler.
Ama İŞİD’in lideri konuşlanmış.
Operasyonu Biden yaptırıyor.
Üstelik İŞİD militanlarının tutuklu olduğu ve YPG’nin kontrolündeki Haseke’deki hapishaneye giriştiği büyük saldırı ile İŞİD’in yeniden toparlandığı yorumlarının yapıldığı dönemde gelişmeleri “uzaktan” ve “ilgisiz” hiç sorgulamadan izleyebiliyoruz.
TOPLUMSAL REFLEKS KAYBI
Haziran 2019’da yakalanan ve İŞİD’in Türkiye sorumlusu olduğu ileri sürülen Kasım Güler’in verdiği ifadedeki tüyler ürperten itiraflar, iki gün önce yayınlandığında büyük bir “skandal” muamelesi görmedi. Ne demiş itirafçı? İŞİD’in bir önceki lideri Türkiye’yi üs olarak kullanma kararı almış. Altı kente silahlar gömülmüş. Bu silahlar sınırdan içeri sokulmuş. Türkiye topraklarında örgüt evleri kurulmuş. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na suikast planlanıyormuş.
Sıradan bir haber gibi geçti gitti. İşin ilginci muhalefet de bu konuları gündeme taşımadı.
Ciddi ve tehlikeli bir refleks kaybı yaşıyoruz.
Bu refleks kaybının arkasında, basın özgürlüğünün baskılanması ile gündem karartma sürecinin siyaset de dahil tüm toplumu dikkat dağınıklığına sürüklediği gerçeği var.
Pusulamız bozuluyor, yönümüzü şaşırıyoruz.
Yorum Yazın