Gülru Çongar Gezen 

Gülru Çongar Gezen 


Günümüzün Trendi “Gülen Adam’ın” Tekerlekli Evi

Günümüzün Trendi “Gülen Adam’ın” Tekerlekli Evi

Şartlar kendi çözümlerini doğuruyor

Barınma, çevresel şartlardan ve dış tehlikelerden korunabilmek için biz insanoğlu için beslenmeden daha önemli bir ihtiyaç olmuştur hep. Doğaya hükmetme gücü arttıkça da, barınabilme metotları ve çeşitliliği günden güne artmıştır. Fakat insanoğlu, her ortama adapte olabilmesinin yanında hiçbir şeyden memnun olmama ve yetinmeme doğasına da sahip ne yazık ki. Bahçeli evleri, konakları sevmedik, apartman daireleri istedik, apartmanlarımız eskidi gökdelenlere göz diktik. Yatay mimariyi reddettik dikeye odaklandık. Ancak deprem gerçeği ve pandemi işleri tamamen değiştirdi. Kısa bir süre öncesine kadar şehir merkezinde, rezidans dairelerde ikamet etmek popülerken şartlar doğaya dönüşü getirdi. Koca koca binalarda aylar boyu yasaklar geçti. Değil toprağa basmak, balkonu bile olmayan sözde lüks binalarda mahsur kaldığımızı fark ettik, yeniden yeşili arzulamaya başladık.

Yaşadığımız ve hala içinde bulunduğumuz dönem her yaş grubu için son derece kasvetliydi. İş imkanlarının azalmasıyla memlekete dönüşleri gördük. Ekonomik refahta olanların konutlarını şehir merkezinden taşıdığını ve yazlık evlerin birer kaçış noktası olduğunu da gördük. Bu tersine göçün etkisiyle yıllar sonra ilk defa büyük şehirlerde nüfus artış hızı azaldı. İstanbul’da ise bu hız 10 kat azalarak yüzde 3 seviyesinden binde 3 seviyesine geriledi.

Mikro mobil evler

Son dönemde ülkemizde de “tinyhouse” yani küçük ev tabirini duymaya başladık.  Küçük evler ABD’de özellikle 2008 küresel ekonomik krizi döneminde evsiz kalan insanların alternatif konut arayışlarıyla yaygınlaştı. Ardından batı ülkelerinde de gelişmeye başlayarak bir sektör haline geldi. 10 ile 35 metrekare arasında tekerlekli veya sabit olarak tasarlanan bu evler, küçük ancak yeterli bir yaşam alanı yaratmasıyla avantaj sağlıyor. Tarihçesi her ne kadar 2000’lerin sonunu işaret etse de aslında biz Kartal Tibet’in yönettiği bir Kemal Sunal filmi olan Gülen Adam filminden bu tekerlekli küçük evleri tanıyoruz.

USTAYA SAYGI: Tam bu satırları yazdığım saatlerde ne yazık ki efsanevi oyuncu, unutulmaz filmlerin yönetmeni Sayın Kartal Tibet’in vefat haberini aldık. Yeşilçam’a kazandırdığı 200’e yakın filmiyle yeri doldurulamayacak bir çınarın veda haberini tam ona ait bir filme dair satırlar yazarken almak acı bir tesadüf oldu.  Her zaman sonsuz saygıyla…

Dönemin kaçak yapılaşma sorunlarına değinen 1990 yapımı Gülen Adam filmindeki tekerlekli evin bugün çok daha modern haline sahip olabiliyoruz. 200 bin TL’den başlayan fiyatlarla zevkinize uygun bir küçük evi kolaylıkla satın alabilir, keyfinize göre dekore ettirip, kendinize ait bir arsa ya da bahçede yaşayabilirsiniz.

 

Ufacık tefecik bu tekerlekli evler son derece şık ve minimal olanakları ile insanı cezbeder görünüme sahipler. Kendi adıma objektif olabilmek için işi gerçeğe dönüştürüp bu evlerde bir süre yaşamam gerek, çünkü ben bu evlere bayılıyorum. Konuya dair herhangi bir yayına denk gelirsem mutlaka izliyorum ve her seferinde de hayal dünyasında yolculuğa çıkıyorum.

Bu mikro evler sadece üretim maliyeti değil aynı zamanda enerji tüketiminde de şaşırtıcı avantajlara sahip. Bu evler ekstra lüks aramayanlar için hem ekonomik hem de ekolojiye verilen zararı son derece azaltarak sürdürülebilir bir yaşamı teşvik ediyor. Deprem açısından da güven veren bu çevre dostu evlerde bakım ve temizliğe de uzun zaman ayırmak gerekmiyor. Bir tiny house sahibi olmak ne kadar mümkün bilemiyorum ama sizin de böyle bir hayaliniz varsa ve deneyimlemek istiyorsanız, bu evlerin bazı tesislerde otel odası olarak da kullanıldığını belirtmek isterim.

Arsa yatırımına ilgi artıyor

Mikro evlerin popülerliği mortgage krizi zamanı ABD’de evini kaybeden insanların ilgisi ile başlıyor. Üzerine yerleşecek bir alan bulmanız, arazisi bol bir ülkede pek sorun olmuyor olabilir ama ülkemizde bu tarz bir hayale imza atacaksanız yerel izinleri mutlaka araştırmanızı ve bazı bölgelerde tekerlekli eve bile izin verilmediğini hatırlatmak isterim. Nitekim bu tarz yapıların 2017 öncesine ait olmadığı için yapı kayıt belgesine sahip dahi olsa mühürlenmelerine ve kesilen cezalarına da şahit olduk. (bkz: 11.04.2021 Sözcü-Şile haberi )

Şimdi konuyu ters yüz edelim. Güne mini mini evlerde, doğada yaşam hayaliyle başladık ama biraz da gerçeklere dönmek gerek. İşte o gerçeklerin en başında bu evlere sahip olmadan önce bir araziye sahip olmak geliyor.  Eğer ailenize ait ya da sizin aldığınız bir arsa zaten var ise şanslısınız. Çünkü her devrin yatırım aracına son dönemde daha da fazla ilgi olduğunu biliyoruz.

İstanbul’a yakın araziler ilana bile çıkamıyor

Kendi değerini katlayan, kazandıran ve güvenli yatırım aracı olarak görülen arsa- arazi alanında özellikle son iki yıldır, sadece yatırım değil yerleşim amaçlı alımların hızla artması şaşırtıyor. Bu hız o kadar fazla ki özellikle İstanbul’a yakın noktalarda arsa-araziler ilana çıkmaya bile gerek olmadan, inanılması güç rakamlarla el değiştiriyor.  

Bu ilgi ve yükselen fiyatlar sebebiyle kandırılmaların önüne geçmek için, arsa almadan önce zaman ayırıp, mutlaka hukuki ve teknik anlamda tecrübesi olan arsa/arazi uzmanlarını araştırmanızı ve onlara ulaşmanızı öneririm.

Son bir yılda yüzde 40’tan yüzde 400’e varan fiyat artışı

Arsa piyasalarına dair Uparazzi Arsa Arazi Yatırım Uzmanlığı Genel Müdürü Hakan ERİLKUN’un görüşleri şöyle; ‘Pandemi dönemi öncesinde başlayan bu yatırımlar aslında yaşam tercihlerinin ne denli değiştiğini gösteriyor. Bugüne kadar ‘bir yer alıp kiraya vereyim’ mantığı, kira gelir artışının enflasyonun çok gerisinde kalmasından ötürü cazibesini yitirdi ve kendi değerini sürekli katlayan toprak yatırımlarına rağbet arttı. Bu yönelimin arkasında ‘Şehirden kopmayayım ama bir ayağım da mutlaka doğada olsun’ şeklinde bir yaklaşım olduğunu tahmin ediyoruz. Bu da şehre yakın noktalarda (Silivri, Çatalca, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale) toprakların adeta borsa hızıyla el değiştirmesine ve son bir yılda %40’tan %400’e varan fiyat artışına neden oluyor. Doğaya olan talep adeta borsa hızında gerçekleşmekte. Bu talep daha ziyade yeni İstanbul- Bursa – İzmir otobanının açılmasıyla çok daha yakın hale gelen bakir bölgelere kaymış durumda.

Bahsi geçen bölgelerdeki arsa-arazi fiyatları:

No

Bölge Adı

En Çok Talep Gören Noktası

İmarsız Dönüm Fiyatı

İmarlı Dönüm Fiyatı

1

İstanbul

Silivri Selimpaşa

250.000 TL.

850.000 TL.

2

İstanbul

Silivri Çanta

180.000 TL.

700.000 TL.

3

Çatalca

Çanakça

250.000 TL.

675.000 TL.

4

Çatalca

İzzettin

350.000 TL.

750.000 TL.

5

Çanakkale

Biga

40.000 TL.

250.000 TL.

6

Çanakkale

Lapseki

80.000 TL.

650.000 TL.

7

Çanakkale

Ayvacık

75.000 TL.

550.000 TL.

8

Kırklareli

Kızılağaç

60.000 TL.

125.000 TL.

9

Kırklareli

Demirköy

55.000 TL.

115.000 TL.

10

Bursa

Karacabey

25.000 TL.

300.000 TL.

11

Bursa

Kemalpaşa

10.000 TL.

250.000 TL.

12

Balıkesir

Bigadiç – Sındırgı

30.000 TL.

100.000 TL.

13

Balıkesir

Altı Eylül

50.000 TL.

300.000 TL.

14

Balıkesir

Kepsut

30.000 TL.

250.000 TL.

İNAT EV

Mikro evler ve arsaların ardından şimdi sizi son derece ilginç bir inat ev projesiyle tanıştıracağım.

Yolu kapatanları, komşusunun bahçesine ev dikenleri görmüşüzdür ama Beyrut’ta iki kardeş arasındaki bir miras uyuşmazlığı nedeniyle inşa edilen bina inat alanında çığır açmış bir örnek. Rivayete göre arsanın sahibi iki kardeş arasında bir mal paylaşımı yapılması gerekir ve kardeşlerden birine düşen parçanın konumu diğerinden çok daha iyidir. Bu durum diğer kardeşi mutlu etmez ve O da intikamını kardeşinin deniz manzarasını kapatarak almaya karar verir ve 1954'te bu binayı inşa eder. Aslında daha çok bir duvarı andıran bu yapıya bina demek doğru olmaz. 14 metre yükseklikteki  yapının en dar yeri 60 santimetre iken, en geniş yeri ise 4 metredir.

Kendi parselinden yol geçtiği için işlevsiz hale gelen arsasını kardeşinin deniz manzarasını kapatmak ve arsasının değerini düşürmek için kullanan adam birilerine göre inattan daha fazlasını yaptı ve sisteme baş kaldırdı. Öte yandan Lübnan İç Savaşı sırasında çok sayıda mülteciye ev sahipliği yapmış bu bina bugün hala ayakta duruyor. Bunun sebebi satılsa ya da yıkılsa bile açılan alanın inşaatçıların işine yaramayacak olması. Ülkede tüm iç savaş etkisine ve aktif inşaat faaliyetlerine rağmen 70 yıldır ayakta duran bu inat projesine halk, haklı bir isim koymuş.  Beyrut halkı bu binayı “Garez” olarak adlandırıyor.

Garez benzeri ilginç hikayeleri ve şehir efsanelerini zaman zaman burada sizlerle paylaşmaya devam edeceğim ama o zamana kadar garezden uzak, güzel günler diliyorum.

İyi Pazarlar

telif

Makale Yorumları

  • Vicdan Kızmaz 02-09-2021 13:12

    Küçük evler geniş bahçeler güzel fikir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar