Ocak ayının son haftasından kocaman bir sevgiyle merhaba,
Bugün hayata farklı bir pencereden bakmanı, bu yeni bakış açısını, yeni inancı düşünmeni istiyorum.
Şu cümleyi tekrar et. 'Hayat çok basit ve kolay'
Ne hissettin? Bir kaç defa daha söyle. Sesli söyle. Yüksek sesle söyle. Aynanın karşısına geç, gözlerinin içine bakarak söyle. Sonra gözlerini kapat, sessizce içinden söyle.
'Evet hayat çok basit ve kolay' de.
Ne hissediyorsun? Bedenin buna nasıl bir tepki veriyor? Bu cümleyi söylerken aklından nasıl düşünceler geçiyor? Nasıl yorumlar yapıyorsun? Kendini gözlemle. Ne oldu?
Bu bakış açısını kabul edebiliyor musun? Basit ve kolay bir hayat nasıl olur? Bunu hayal edebiliyor musun? Yoksa direnç mi gösteriyorsun?
Peki ben sana senin çok iyi bildiğin, tanıdık olan şu cümleleri kullansaydım, ne düşünür ne hissederdin? Hadi sesli oku.
Hayat çok zor,her şey çok karışık,hiç bir şey eskisi gibi değil, ülke fakirlik içinde her şey ne kadar zorlaştı, geçinmek zor, pahalılık aldı başını gidiyor, para yetmiyor, ilişkilerde kötüleşti. Herkes boşanıyor, hayatında birisi varsa yapış ona ,sakın bırakma! Ne dosdoğru adam ne de öyle sevgi dolu kadın kaldı bu dünyada. Artık her şey hayal. Sakın işinden ayrılma. Sabret. Her şey düzelecek elbet. Bir şey mi başardın sakın şımarma. Kimseye söyleme. Ekonomi olarak çöküş yaşanıyor. Herkes hasta. Kimseye güvenilmez...vs
Tanıdık geldi mi bazı cümleler. Başınla onayladın mı bu cümleleri? Evet dedin mi okurken.Çünkü bunlardan bazılarını yaşadığın ve hayata böyle baktığın için, gerçeğin olduğunu düşünüyorsun. Sadece bu konuda haklı olmak istiyorsun. Bu inançlarınla da aynı deneyimleri döngüler halinde devam ederek yaşıyorsun. Arada güzel bir şey yaşarsan da şanslı olduğuna ya da şansının döndüğüne inanıyorsun. Ama sonra yine aynı döngüler, korku halinde yaşamlar geri geliyor.Filmi hep başa sarıyorsun gibi.
Çok para kazandığımda geçecek, evim olduğumda, araba aldığımda, evlendiğimde bitecek diye hikayeler yazıyorsun. Evet hepsini zorlayarak gerçekleştiriyor olabilirsin ama farkında mısın belli bir zaman sonra hayat şartların çok iyi olsa bile, yine benzer zorluklar başka hikayelerle geliyor. Çok paran olduğunda bu sefer paranı kaybetme korkusu, sevdiğin insan olduğunda onu kaybetme korkusuyla, hastalıklarla bunun gibi hikayelerle bir şekilde zorlu deneyimlere devam ediyorsun. Çünkü hayat zor. İnancın bu. Israrla buna devam ediyorsun. Neden? Sebep ?
Sanki hayatın bir noktasında yaşanan şartlara göre bir sistem kurulmuş. Herkes deli gibi buna inanmış. Buna zorlu hayat denmiş ve kimse sorgulamadan, acaba hayat daha basit ve kolay olabilir mi? Ben neyi görmüyor olabilirim? diye düşünmeden, aynı sisteme zora inanarak devam ediliyor.
Neden birinci cümleye hayatın basit ve kolay olduğuna inanmak ve bunu kendinize yaşatmak istemiyor olabilirsiniz?
Neden hayatın zor olduğu konusunda birleşiyorsunuz da, hayat basit ve kolay dendiğinde bu bilinci ret ediyorsunuz. Bunu yazıyorum çünkü size yazmadan o kadar çok kişiye sordum ki şimdi sizden gelecek cevapları da bekliyorum.
Bir gün gelip geçmişinizle ilgili ben bunu nasıl görmedim? Neden bunu yapmadım? Çözümü ne kadar basitmiş dediğiniz zamanlar oldu mu? Aslında daha farklı daha kolay daha basit olacak çözümleri görmekten, kolay ve eğlenerek yaşanabilecek hayatlardan bahsediyorum. Hani 60 lı yaşlara gelip ahh keşke şöyle yapsaydım denilen, aslında basit ve kolay olanı sonradan görmek yerine şu anda şimdi yaşamaktan bahsediyorum.
Zoru başarmak diye bir deyim var. O zaman her şey anlamlı olurmuş diye öğretilmiş. Çok çalışırsan kazanır, başarırsın da bilincimizde yer etmiş bir cümle. Basit olana değil, zor olana odaklanılan bir dünya yaratılmış. Toplum olarak da buna inanarak devam etme bağımlılığı içinde yaşıyoruz. Çünkü farklı düşünürseniz dışlanırsınız. Dışlayacak olan kim? Başkaları, yani çevren ve toplum. Basit olursa değersiz, zor olursa değerli diye düşünmeniz istenmiş. Sonuçta acı çekmeye, üzüntüye,zora çok fazla anlam yüklenmiş.
Peki ya hiç bir şey zor değilse ve çok basitse. Sen sadece buna inandığın için ya da buna inanman istendiği için hayatında zorluklar yaratıyorsan? Ne olacak o zaman?
Sen neye inanıyorsan onu yaşamaya devam edeceksin. Artık dünyada bilim insanları da dahil herkes evet bir enerji var diye kabul ediyor. Taşıdığın bilinç, inançlar,sende oluşmuş olan kalıplar, programlar, söylediğin sözler, her şey bir enerji, senin varlığın gibi. İnancın hayatın oluyor.
Belki artık zihnini sakinleştirip, önce kendine, sonra hayatına, sonra çevrene, topluma, ülkene, dünyaya dışarıdan sakince bakmayı, bildiklerinin ötesine geçerek farklı bakış açıları için kendine izin vermeyi deneyebilirsin. Kalıplardan kendini çıkarabilirsin. Seni zorlayan, zorlu yola sokan inanç sistemlerini bırakabilirsin. Yeterince kuşaklar boyunca deneyimlenmedi mi? Bunu kim yapıyor yine bazı insanlar. Diğerleri de kendine inanmak, kendi gücüne sahip çıkmak, inançlarını yaratmak yerine birileri tarafından yaratılan korkulara inanmayı seçerek topluma dahil oluyor. Bu yüzyıllardır devam ediyor.
Yaşadığın hayatın içinde deneyimlediklerini tüm yaşananları sorguluyor musun? Ayrımcılıklar yapılıyor, ötekileştirmeler, hakaretler, kızgınlıklar korkular yaratılıyor şiddet ve tehditler içinde yaşanıyor toplumda. Sen kalbinle baktığında niye, neden diyorsun? Neden biz birlikte güzellikle yaşayamıyoruz? Niye bu kadar kavga şiddet var diyorsun ama sonra sen de dahil oluyorsun tüm bu yaşanan kaosa. Kendin yapmasan çocuğunu korumak için korkuyla 'Aman dikkat et!...' diye başlayan cümleler kuruyorsun. Toplum seni ele geçirmiş bile. Güvensizlik içinde yaşamak seni hep tehdit altında hissettirmeye devam eder. Bu insanları yönetmek çok kolaydır. Sahneye birini alır neler olabileceğini, onun başına neler gelebileceğini gösterirsin. Teslimiyetin korkuya olur. Ailede çocuklar içinde yaşanan olayda bu değil midir? Büyük ablanın veya ağabeyin başına gelen aileyi kızdıran, zorlayan bu deneyimi sen yaşamamak için susarsın, başka bir kimlik yaratırsın gibi. Yapmak istediklerinden vazgeçersin. Ben ailenin cici çocuğu olayım, annem babam beni sevsin dersin. Bunun gibi kendinden vazgeçişler içinde yaşanan zorlu hayatlar. Kimlik kayboluşları. Sevilmek için kabul edilmek için aileye, topluma dahil olmak için yaşanan hayatlar oluşur. Kendini tamamen unutursun. Sonra 40 lı 50 li yaşlarda yaşamak istediğin hayatı arar durursun?
Şimdi bu hafta düşün.
Korkuya teslim olarak, kendin olamadığın zorlu hayatlar yaşamak mı seçimin olacak yoksa kendini seçerek gücüne, yapabileceklerine inanarak kolay ve basit hayatlar mı yaşamak seçimin olacak?
Hayat çok basit ve kolay buna tüm kalbimi ortaya koyarak inanıyorum.
Çok çalışmak zor değildir sevmediğin işte zorunluluklar içinde çalışmak zordur.
Para aslanın ağzında değildir. Buna inandırıldığın için kıpırdayamıyorsun, kendini beklemeye alıyorsun. Korkuyla ya başaramazsam diye düşünerek kendini kilitliyorsun. Başka yere yönünü çevir. Başka gelir,kazanç kapıları ara. Takılı kaldığın işte devam etme zorunluluğunda değilsin. Aslanın ağzındaki ekmeği almaya odaklanırsan, sana gösterilen inandırıldığın yöne bakmaya devam edersen hayatını sadece zorlaştırırsın. Hırslarına yenik düşersin. Başka olasılıklar ve imkanlar alanında senin için şahane kazanç kapıları var. Bunları ara, gör, bak. Yeteneklerine odaklan. Ne yaparsan neyi farklı yaparsan yeni işler ve kazanç kapıları yaratırsın? Odak noktan bu olsun.
Yeterince zorlu, korku dolu hayatlar yaşanmadı mı? Ne zaman dur, yeterince deneyimledim artık bu oyun bitti, denilecek.
HAYAT ÇOK BASİT VE KOLAY... milyonlarca kez söyle bunu. Bir ay dene ne yaşarsan yaşa bunu söylemeye devam et. Yeni inancın bu olsun. İstemediğin bir durum mu oldu. Hayat basit ve kolay, ben burada neden kendime bunu yaşattım, neyi göremiyorum? Bu durumun üstüne nasıl kolaylıkla çıkabilirim? Farklı çözüm yollarım ne olabilir? de. Bu soruları sormak bile, seni zorlu sistemin dışına çıkaracak çünkü arayışın kolay olan hayata odaklı olacak. Söylenen, şikayet eden, kendine kızan değil, çözüm arayan insan olacaksın. Tüm ezberleri alışkanlıkları bozabilirsin. Hayatını yeni baştan bu inançla oluşturup daha keyifli, daha eğlenceli hale getirebilirsin.
Sevmek çok kolay ve basittir. İyilik yapmak, merhametli olmak basit ve kolaydır. Yardım etmek saygılı olmak basit ve kolaydır. Gülmek basit ve kolaydır. Başkaları ne der diye değil ben ne istiyorum diye yaşamak basit ve kolaydır. Para kaybedersen, bu parayı ben kazandım, yine kazanırım demek basit ve kolaydır. Sevdiğim insan benimle olmak istemedi. Olsun, demek başkasıyla mutlu olacak. Bende başkasıyla daha mutlu olacağım demek basit ve kolaydır. Özgür bırakmak basit ve kolaydır. Eğlenmek hayattan zevk almak basit ve kolaydır. Paylaşmak kolaydır. Birlikte hayattan keyif almak, adil olmak, hakkaniyetli olmak kolaydır. İstemediğin her şey için, dur, hayır demek basit ve kolaydır. Zorlukları kolaylaştırmak basit ve kolaydır. Zorlu hayatları yaşamayı bitirmek basit ve kolaydır.
Farklı pencerelerden, farklı inançlarla, farklı bakış açılarıyla hayata bakmak ve her şeyi kolaylaştırmak senin elinde. Kendini seçen her insan bunu yapar.
Yeni yılın, ilk ayının, son haftasının bitmesi gibi, hayatlarınızda da,
Zorlukların, zorlu, zorlayıcı, korku dolu deneyimlerin sonlandığı, şifalandığı bir hafta olsun.
Artık hayatın basit,kolay ,keyifli olabileceği konusunda birleşsek, böylece daha kolay çözümler üreterek tüm sorunları çözebilsek nasıl da şahane olur. Denemek lazım.
Hayat çok basit ve kolay, neden olmasın?
Işık ve sevgiyle kalın. Gülümseyin.
Yorum Yazın