Nursun Erel

Nursun Erel


Kem gözlerden saklanan yazlık saray!

Kem gözlerden saklanan yazlık saray!

Bir an gelir, dünyadan, dertlerden kaçıp uzaklaşmak istersiniz. İşte o zaman, Gökova’nın birbirinden güzel koylarına sığınmalı, her sabah yepyeni yaşam mucizelerine uyanmalı, çam kokulu serin sularda kulaç atarken, Ağustos böcekleri korosunu dinlemeli.

-A, ne kaçışı yahu, telefonunu yanına almadın mı? Yangından haberin yok mu?

-Olmaz mı? İzliyoruz olanları…Kahrolduk…

Telefon her şeyi anında bildiriyor. Asla değişmeyen gündem yine karşımızda:

“Ne oldu bu yangın söndürme uçakları işi? Türk Hava Kurumu yolsuzluk-beceriksizlik batağına sokulup, uçakları hangarlarda çürütülürken, hani yeni uçaklar alınacaktı da, onlar yangına asla geçit vermeyecekti?”(*)

Yazık güzelim ülkemizin cennet köşesine…

Üstelik Gökova’nın alevlere teslim “kara talihi” bundan ibaret değil,

Okluk Koyu'nda halka yaşatılanlara ne demeli? Şu “gizli kapaklı başlatılıp” son hızla sürdürülen, kaça mal olduğu bilinmeyen! “Yazlık saray inşaatını” kastediyorum. O kadar çok konuşuluyor ki:


Özal köşkü / Marmaris, Okluk Koyu... (Korumalar karavanda kalırdı o zamanlar)

-Güzelim koyda bir zamanlar Turgut Özal için yaptırılan “nohut oda-bakla sofa” yazlık herkesin tepkisini çekmişti de ne ağır eleştiriler yapılmıştı… Maşallah, son yıllarda 65 hektar arazi “kamu yararı” denilerek kamulaştırıldı, ihalesiz mihalesiz Rönesans şirketine verilen saray işi için milyarlar harcanıyor da kimin sesi çıkabiliyor?


Yazlık sarayın çift çeperli koruma duvarı

Koya girmek yasak, 10’un üzerinde güvenlik teknesi, askeri botlar, hatta bir firkateyn ile sarayı “halktan mı koruyorlar?” Hem, çevresine dikilen Çin Seddi gibi duvar neyin nesi? Böyle bir çirkinlik dünyanın neresinde görülmüş?

-Yahu adı üstünde, kamu yararı!

-Kamu yararı bunun neresinde? Kaptan Cousteau bile zamanında Okluk Koyu için -Yeryüzündeki cennet- demiş demesine ama bu cennetin anahtarı sadece Cumhurbaşkanı ve ailesine mi verilmiş?

-Canım siz de ille de cennetin içine girmeyin çevresinde dolaşıverin?

-Aman efendim mümkün mü? Hele bir dene bakalım. Derhal gözaltına alınırsın, çektiğin resimlere de el koyup imha ederler. Daha dün yaşandı bunlar.


Google earth pro'dan yazlık saray: Soldaki fotoğraf Özal dönemini, sağdaki ise şimdiki halini gösteriyor...

-Yooo o kadar basit mi? Tamam üç beş meraklı turistin resimlerini çöpe atsınlar ama, haydi sıkıysa Google Earth’deki resimleri yasaklatsınlar da görelim. (**) Aç şu resimleri, büyüterek bir bak. Yazlık saraya giden yolda kaç tane güvenlik merkezi inşa edilmiş? Kaç askeri tesis var? Birinden geçmeye kalksan diğerine takılırsın.Hepsini bir bir, en ince detayına kadar gösteriyor şu uydu fotoğrafları.


Google earth pro dan yazlık saray: Bina yoğunluğu ve havuzların net göründüğü bir başka açı

 -Aaaaa, gerçekten de… Üstelik bir saray değil yahu, kaç saray var orada?

-İşte say, kaç saray var, önlerine kaç küçüklü büyüklü havuz yapılmış? 65 hektarlık arazide yüzlerce çam kesilmiş belli ama uçsuz bucaksız uzanan çimlerde kaç golf, tenis sahası, kaç at çiftliği var? Hepsini tek tek inceleyebilirsin.  Sarayı kem gözlerden korumak için inşa edilmiş şu çifte çeperli yüksek duvarlara bak, nasıl dönüyor sarayın etrafında…

-Kem gözlü mü olduk bizler şimdi? Ne diyelim güle güle otursunlar…Geçenlerde Hanımefendi teşrif etmiş, döşenen ithal seramiklerin rengini beğenmemiş, hepsinin değiştirilmesi talimatını vermiş, söktürülmüş bütün seramikler de yenileri getirtiliyormuş.

-O zaman yakında sarayın resmi açılışı da yapılır. “Halkın sarayı” dedi ya Fuat Oktay, acaba çevre halkı da açılışa davet edilir mi?

-Bilmem? Belki Katar’dan filan gelir asıl konuklar…

———Günay Kaptan’dan bir anı——

Aklıma geldi, birkaç yıl önce Günay Kaptanla (Gökdeniz) İngiliz Limanından Okluk Koyuna doğru denizde seyrettiğimiz günlerde, anlatmıştı:


Günay Kaptan / Özal'la Okluk Koyu'nda karşılaştığı anı ve konuşmalarını unutamıyor

“-Turgut’un Yeri’nde (***) iskelede bağlıydık. Teknemi tatlı suyla yıkıyordum, bir baktım adamın biri uzaktan yüzerek gelip, iskeleye yaklaştı, bana seslendi:

-Kaptan, kaptan merhaba, nasılsın iyi misin?

-İyiyiz diyecek oldum tam, önce tanımadım adamı, yaklaşınca fark ettim ki, gelen meğer Cumhurbaşkanı Turgut Özal değil miymiş? Önünde, sağında, solunda ne koruma var ne askeri bot… Şaşırdım ama epeyce sohbet ettik, hatırımızı, işlerimizin durumunu sordu, anlattık, bir bardak su ikram ettik, sonra da geldiği gibi yüzerek geri gitti…”

(*)https://www.muhalif.com.tr/makale/thk-ve-ataturk-havalimaninda-neler-oluyor-499

(**)https://www.google.com/earth/versions/

(***)http://www.turksail.com/genel-haberler/17193-okluk-koyu-ndaki-topraklar-elinden-gidince-kahr-ndan-oeldue

"www.bennursunerel.blogspot.com"

telif


Nursun Erel Kimdir?

Nursun Erel, SBF Basın Yayın Yüksek Okulu Mezunudur, meslek yaşamına Anadolu Ajansında başlamış, sonraki yıllarda Tercüman, Cumhuriyet, Milliyet Gazeteleri, NOKTA Dergisi, The New Anatolian Gazetesi̇, KANAL D Haber Merkezi ve Show Tv’de görev yapmış, TRT radyolarında düzenli yorumları yayınlanmıştır. Erel, 40 yıla ulaşan gazetecilik kariyerinde, siyasi muhabirlik, dış politika muhabirliği, haber müdürlüğü, editörlük, temsilcilik gibi sorumluluklar üstlenmiş, özel röportajlar gerçekleştirmiş, köşe yazarlığı yapmıştır… Pek çok araştırma haberi ile devlet mekanizmasındaki aksaklıklara, Kürt sorununa, önemli yolsuzluk olaylarına ışık tutan Erel’in yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar