Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu

Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu


Medeniyetin Yeni Müzayede Salonunda Katar Gaz Boru Hattının Yeri

Medeniyetin Yeni Müzayede Salonunda Katar Gaz Boru Hattının Yeri

 

Suriye’de Esat dönemi kapandı. Bu kargaşanın bittiği anlamına gelmiyor. Yine ihtirası yeteneğini aşan veya bugün için yarını ipotek almaktan çekinmeyen liderler söz verecek, söz alacak. Dün Jolani,  bugün El Şara aynı adam. Ama yarın kim olur belli değil. Ona ilahlar karar verecek. Esat’la birlikte Rusya dönemi de kapanmış gibi. Ama Rusya deniz ve kara üslerinden çıksa bile Akdeniz’de, Mersin’de, Mısır’da.  Türkiye ise “sıra nihayet yeniden bana geldi” ruh hali içinde, içi ekonomik ve teknolojik açıdan boş bir bölgesel güç iddiası ile riskleri hesaba katmadan Halep ve Şam sokaklarında gövde gösterisinde. Erdoğan ve Esat’ın arasının, 2011 de bozulmasında etken olan Katar Doğal Gaz projesini yeniden gündeme getirme hazırlığında. Şimdi o yıllara nazaran ortam daha elverişli. Rusya’nın kendi çıkarlarını düşünerek Esat’a yaptığı baskı yok. Esat yok, Rusya yok. Oyuncu değişiklikleri, İsrail’in de Katar’ı Abraham anlaşmaları sahasına çekebilmesi için bir fırsat. Suriye şu anda iç savaşı geçici olarak aştı. Ama etrafında hala savaşlar ve yeni iç çatışma ihtimali var. Katar ve Suudi Arabistan Suriye üzerindeki ezeli “Araplaştırma” emelini gerçekleştirebilecek gücü, Sünni çoğunluğun iş başına gelmesi ile sonunda buldu. Ama bu iki ülke arasındaki rekabetin sonu nereye varır belli değil. Şimdi Muhammed bir Salman Vahabileştirme iddiasının önünde doğal bir engel gibi. Ama Talibanlaşma tercihinin Suriye’yi hangi çıkmaz sokağa saptıracağı belirsiz.  Suriye’nin yeniden yapılanmasında Türkiye görev verilen ve bu görevi memnuniyetle kabul eden taraf. Ama bu Türkiye’ye nasıl bir fatura çıkarır? Bu da hesapsız olduğu için belli değil. İktidar için günü kurtaran adımlar, ülkenin geleceği için güvence değil.                                                  

Suriye Üzerinde Kaçınılmaz Pazarlıklar

Türkiye 2015 den beri zaten Suriye iç savaşının yakın, donanımlı ve sınır ötesi emelleri olan bir “yangına körükle gidicisi” oldu. Salih Müslüm dâhil her kesimle Esat’ı devirmek için işbirliği yapmayı denedi. Sonunda savaşın seyrinin değişmesinde ve Esat yönetimin devrilmesinde önemli bir rol üstlendi. Şimdi El Şara, ABD, Avrupa ve Türkiye ne istese yerine getirecek mi? Yoksa başka söz dinleyen bulunur mu? Her yeni isim Suriye için yeni bir belirsizlik olur. Bundan 12 yıl önce Suriye sorunun çözümü konusunda önce Rusya ve ABD nin anlaşması gerekiyordu. Çıkar ve iddia çatışması nedeniyle olamadı. Şimdi toprak pazarlıkları açısından Türkiye, ABD ve İsrail sahnede. Güvenlik koridoru bahane. Ama İsrail, hem yeraltı suyu, hem de etrafında Ürdün’le birlikle çıkarmayı planladıkları doğal gaz rezervleri bulunan Golan tepelerini tamamen ele geçirdi. Afrin’de kalmak uğruna Hatay sınır taşlarını bile kaldıran Türkiye ise Kobani’nin kapılarını zorlamaya devam. Suriye’nin Kuzey Doğusundaki nispeten kaynak zengini olan El Cezire ise Arap Aşiretleri, Kürt nüfus ve ABD nin kontrolünde. Türkmenlerin adı var, adı yok. Mühim olan Irak kadar zengin olmasa da Suriye’nin petrol ve doğal gaz damarlarını elde tutmak. ABD-Katar-Türkiye yine ortak çıkar köşelerinde. Ama bu Katar ve Suudi Arabistan arasındaki doğal gaz çıkar ve geçiş güzergâhı sorununu çözmek için yeterli değil. Boru hattı için önce Suudi Arabistan’ın ikna edilmesi gerekli. ABD 2012 de projeye olan desteğini süresiz çekmişti. Ama kendisi de bir doğal gaz ihracatçısı olarak şimdi Kuzey Akım boru hatlarından gaz almayı kesen Batı Avrupalı müttefiklerine ilave enerji kaynağı sağlamak zorunda.  Trump’ın bu konuda ne yapacağını, Putin ile görüşüp görüşmeyeceğini pek yakında anlarız.

Neden Ertelendi? Yeniden Ne Zaman Başlar?

Katar Gazını Akdeniz’e ulaştırma projesinin ertelenme nedenleri arasında ABD nin savaş yorgunluğu, o dönem başkan olan Obama’nın ülkeyi krizden çıkarma önceliği, İran’la JCPOA anlaşmasının kotarılması ve en önemlisi İsrail ve Mısır’ın kendi deniz yetki alanlarında zengin doğal gaz yatakları bulması vardı. İsrail için Leviathan, Mısır içinse Zohr havzalarından çıkarılan gazı rafine edecek kapasite yeterli değilken, ABD nin Katar gazı ısrarına gerek kalmamıştı. Ama Türkiye Esat’a mülteci yükü pahasına muhalefet etmeyi ve Esat muhaliflerini desteklemeyi sürdürdü. Erdoğan, Esat’ın kendisine verdiği sözü tutmamasına içerlemişti. Doğu Akdeniz Gaz ortakları arasına giremediği için de, İsrail ve Mısır gazından nemalanamadı. Şimdi Ukrayna-Rusya savaşıyla değişen koşullar, yine Katar gazını Akdeniz’e taşımaktan yana bir fırsat yarattı. ABD Suriye petrol ve doğal gaz bölgesinden asker çekmese bile El Tanf’daki birlikleri arttırmazsa güvenlik nedenleriyle boru hattı inşaatı başlayamaz. Suudi Arabistan ikna edilse bile, Katar gazını Arap Gaz Boru hattına(AGP) bağlamak için çeşitli anlaşmalar ve onay süreçleri gerekecek. Boru hattının ulaşma noktası eski projede Yumurtalık olarak belirlenmişti. Şimdi sanki haritalarda bir de Anadolu boyunca verev bir boru hattı görülüyor. Bu Türkiye’nin jeo ekolojik çıkarlarına uygun mu? BTC ile dikey, TANAP ile yatay boru hatları varken, bir de verev boru hattı bu ülkeye ne yapar? Eline Trump’ın ifadesiyle Suriye’nin anahtarını geçirdi diye, Ankara bu soruları cevapsız bırakamaz. Trump gayet açık. “Amerika askerleri neden ölsün? Türkiye 1000 yıldır zaten bunu istiyordu” diyor. Katar Gaz Boru hattı projesini yeniden canlandırmak Türkiye’nin olmasa bile iktidar çevrelerinin işine geleceği için hemen gündeme gelecek. Ama başlamasının ne kadar zaman alacağı ve arada nelerin değişeceği belli değil.

Suriye’nin Ulusal Çıkarlarına Ne Olacak?

Açıkçası denklemde Suriye’yi düşünen yok. Oysa bağımsız bir Suriye için ülkenin orta ve uzun vadeli çıkarları önemli.  Bu nedenle başta El Şara ve başbakan El Beşir olmak üzere Suriye halkı, ulusal çıkarlarını önce kendi gözetmek zorunda. İşi bölgesel ve küresel kaprislere bırakamazlar. Şam’da henüz toparlanıp yola düşme planı oluştuğunu sanmıyorum. Oysa Suriye şimdi ekonomik umut için ciddi bir plana muhtaç. Yıkmada beraberdiler. Ama iş yapmaya gelince külahlar değişir. Kendi ekonomik söküğünü dikemeyen Türkiye, Suriye’ye nasıl ekonomik umut olur? Birilerinin “kukla stratejik ortağı” olmak ta Suriye’ye yaramaz. Pazarlık gücünü zayıflatır. Yeniden yapılanma için yakında başkalarına el açarlar. Henüz Suriye için bir hibe konferansı oluşumundan ses yok. Diyelim ki yarın hibeciler buluşur. Toplanacak yardımlar eğer yolsuzluk çarklarına takılırsa yine Suriye’ye hayrı dokunmaz. Geçen gün El Şara kısık bir sesle Suriye’ye karşı uygulanan yaptırımların kalkması gerektiğini söyledi. İşte bu, Katar Gaz Boru hatları pazarlığı için bir ilk adım.

Yeni yönetim, Güneyde ilerleyen İsrail, Kuzeyde güvenlik koridoru isteyen Türkiye’nin Emeviyye camiindeki MİT fotoğraflarını iyi okuyup, iyi değerlendirmeli. Şimdi arabalarına binenlerin onların düdüğünü çalmayacağını hatırlamalı. Türkiye’nin, yüz yıl sonra kendini düvel-i muazzama arasında ne kadar “gururlu” hissettiği belli. Suriye içinse gerçek bir “bağımsız vatan” perspektifi kalıp kalmadığını göreceğiz. Yoksa hesap Suriye’nin kıt kaynaklarının talanını ise, El Şara ve şürekâsı, bunu “yabancı güçlerin” ekmeğine tere yağ sürerek bir süre yapabilir. Umutla ülkelerine geri dönenlere bu ne sağlar?  Onlar vatanlarında, yeni bir yaşam, bir yuva, aş ve iş peşindeyken, ülke kaynaklarının paylaşıldığının farkına bile varmaz. Asıl Suriye topraklarından geçirilecek Katar boru hattının, önce Suriye’ye ne vaat ettiği düşünülmeli.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar