Hayatın sana verdiği mesajları okuyor musun? Duyuyor musun? Görüyor musun?
Her gün, her an, her yerden mesajlar gelir ama çoğu insan bunları alamaz. Ya da alır ama umursamaz. Defalarca söylenir, gösterilir ama çoğu zaman kimse duymaz.
Çünkü insanlar o kadar çok haklı olma ihtiyacı içinde yaşar ki bildiğini okumaya devam eder. Halbuki hayat değiş der, farklı bir adım at, birlikte hareket edelim, beni ayrı tutma, ben seninleyim sana karşı değilim. Senin iyi olmanı, mutlu olmanı isterim. Bunun içinde senin bazı şeyleri değiştirmeni beklerim. Değişimleri gerçekleştirmen için sana milyonlarca mesaj veririm. Eğer şu an hayatında isteklerin gerçekleşmiyorsa, kendini mutsuz, baskı altında hissediyorsan değişim zamanın çoktan gelmiştir.
Sen neyi ret ediyor olabilirsin? Değişimi mi yoksa yaşamak istediğin, hayal ettiğin hayatı mı? Korkuyor musun? O zaman bunu kabul et. Korkuna rağmen yapabilirsin.Sadece harekete geç. Değişim zor mu diyorsun? Denedin mi hiç gerçek anlamda değişim için adımlar atıp denedin mi? Ya çok kolaysa? Neyi reddettiğinin, neyi kabul etmediğinin ne kadar farkındasın?
Birileri hayat basit ve çok kolay der. Birileri de saçmalama görmüyor musun hayat ne kadar zor, insanlar mutsuz, hayat çok çetrefilli der.
Sevdiğin işten de çok para kazanabilirsin der birileri. Başkaları da sevdiği işten para kazanan insanlar ancak bu dünyaya şanslı gelen insanlardır der.
Birileri güvenmelisin der. Birileri de babana bile güvenmeyeceksin duymadın mı bu sözü der.
Aşk, sevgi ve iyilik içinde yaşamak çok güzeldir aslında büyük bir şifadır der birileri. Başkaları aşk, sevgi kalmadı hepsi yalan, dolan,ayrıca unutma ki iyilik yaptığın herkes gün gelir başına bela olur der.
Affetmelisin der birileri ,neyi affedeyim hayatımı mahvetmesini mi der diğerleri.
Kendini affet, izin verdiğin kabul ettiğin her şey için kendini affet dersin. Dalga mı geçiyorsun benim kendimi affedeceğim bir şey yok! Görmüyor musun insanların bana yaptığı haksızlıkları, mağdur olan benim der diğerleri.
Aile her şeydir der birileri, sevgi ve saygıyla kabullenmek gerek her kişiyi. Birileri de benim ailem sadece para için yaşar, onlar için her şey paradır, mevkidir, güçtür der. Bunlar varsa aile olunduğunu söyler. Ben hiç bir zaman ailem var gibi hissetmedim der.
Bu böyle devam eder...
Sizce o birileri, başkaları, diğerleri dediğimiz bu kişilerden hangisi haklı? Hayatla ilgili konuşulanların, söylenen sözlerin hangileri doğru?
Hepsi haklı, hepsi de doğru olabilir mi?
Çünkü hayat senin inançlarının, bakış açılarının, duygularının, taşıdığın enerjinin söylediğin sözlerin karşılığını verir.
İlişkiler, evlilik zor ve yıpratıcı dersen tamam peki öyle olsun der.
Benim karım/kocam/ annem/ babam/ çocuğum diye konuşmaya başlayıp onlar hakkında ne söylersen tamam öyle olsun der. Hayat deneyimlerin bunun üzerine kurulur.
Çok basit bir şekilde bir gün çok üşüdüm kesin hastalanacağım dersen hayatta sana tamam peki der. Hasta olursun.
Hayatın tamamen bizden yana olduğunu anlayabiliyor musunuz? Asla bize karşı değil! Tamamen tüm desteği bizimle.
Bunları defalarca benden ve bir çok yerden de duydunuz. Aslında çok iyi biliyorsunuz.
Şimdi hem bildiğini okuyan, hem değişimleri ret eden, hem de şikayet ederek yaşayan insanlara sormak istiyorum.İstediğiniz hayatı ,istediğiniz şekilde değiştirme hakkınız olduğunun mesajlarını bu kadar çok duymanıza, bir çok yerde okumanıza, hatta filmlerde dizilerde bile izleyerek, size gösterilmesine rağmen, peki neden dirençlerle ve inatla hayatlarınızı aynı olumsuz inanç, bilinç ve duygularla yaşamaya devam ediyorsunuz? Değişime bir yerden başlamayı neden bu kadar ret ediyorsunuz? Sözlerin gücünü, yaydığı enerjiyi görmezden gelmek niye?
Neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz? Neden bir insan bilmesine rağmen aynı şekilde yaşamak için ısrar eder. Sadece şikayet ederek yaşamayı sevdiği için mi? Başka bir yaşam bilmediği için mi? Ailesinden gördüğü yaşadığı hayat bu olduğu için mi? eğer farklı olursa yalnız kalmaktan aileden dışlanmaktan korktuğu için mi?
Yoksa değişirse, olur ya yanlışlıkla mutlu falan olursa ailesi, büyüdüğü evdeki ebeveynler mutsuzsa onlara ayıp mı etmiş olur. Onlar gibi olmak ya da mutsuz olmakla ilgili bir yemininiz mi var?
Belki de farkında bile olmadan mutlu olmak, zengin olmak, sağlıklı bir şekilde yaşamakla ilgili kendinize yasaklar koymuşsunuzdur.
Evet doğru okudunuz.
İnsanların kendilerine farkında bile olmadan koyduğu yasakları tahmin bile edemezsiniz.
Başarı yasağı, yükselme yasağı, sonuç alma yasağı, mutlu olma yasağı, zengin olma yasağı, sağlıklı yaşama yasağı, sevme yasağı, evlilik yasağı ve onlarca yasaklar...
Belki de ülkede olan sosyal medya yasakları size bir mesajdır. Hayat sana soruyordur.
Senin kendine koyduğun yasaklar ne?
Sen kendi hayatında özgür müsün ki, ülkende özgürlükten bahsediyorsun.
Sen kendi hayatın içinde mutlu musun ki, ülkendeki mutsuzluktan bahsediyorsun?
Sen kendine nasıl davranıyorsan aynı şekilde hayatta sana öyle davranıyor.
Ülkende değişim istiyorsun! Sen kendi hayatında hangi değişim için harekete geçiyorsun ki? Her şey aynı kalsın diye, hem kendinle hem hayatla inatlaşmıyor musun? Bunun için bildiğini okumuyor musun?
Şimdi kendine dön ve dürüstçe bak.
Nasıl yaşadığına bak. Sana baskı yapan ailen mi, ülken mi, yoksa sen kendin misin?
Çocukluğumuzda, gençliğimizde konulan yasaklara devam edercesine sadece şekil ve yer değiştirerek bu yasakları kendine yaşatan, hala kendine ve çevresine bilir kişi olarak yasaklar koyan kim? Belki ailenden sonra şimdi eşinin yasaklarıyla yaşıyorsundur. Kendini özgür bırakmayan, kendine dürüst olmayan kim?
Para için, mevki için kendinden, özgürlüğünden yaşamak istediklerinden vazgeçen kim? bu soruların daha çoğunuz siz de artık kendinize sorabilirsiniz. Ne için, kim için, neden kendimden vazgeçiyorum gibi? Sevgi, kabullenilmek, değer görmek, alkışlar, kariyer, dostluk neler var hayat kutunuzda? Nasıl oyunlar üzerine hangi hikayelere devam ediyorsunuz?
Şimdi size başka bir soru daha
Sence özgür olmak, özgürce yaşamak ne demek? Bunun güvenli olup olmadığına karar veren kim?
Sen kendinin, hayatının, yaptıklarının ya da yapamadıklarının sorumluluğunu üzerine alacak mısın? Çünkü gerçek anlamda baktığında bunların hepsi seninle ilgili. Sen kendine ve hayata olan bakış açının yansımasını yaşıyorsun. Bu yüzden suçlu, yanlış yok, şikayet edeceğin kimse yok. Ne insanlar, ne Tanrı, ne hayat ne de kader suçlu. Sadece değişimlere izin verenlerin dünyasındayız artık bunu anlamalı ve kabul etmelisin.
Yaşadığın hayattan memnun değilsen sorman gereken sorular şunlar olmalı.
Ben yaşadığım bu durumu nasıl değiştirip iyileştirebilirim? Neyi farklı yapmalıyım?
Kendime hangi yasakları koydum ki hangi inanç ve bilinçte yaşıyorum ki şu an kendimi sıkıştırdığım, zorlandığım bu hayatı yaşıyorum?
Hangi yasaklar ve inançlar beni bu noktaya getirdi?
Yasaklardan, bırakmam gereken, tutunduğum her şeyden vazgeçmek yerine neden hemen kendimden, yaşamak istediğim hayattan, hayallerim için adım atmaktan vazgeçiyorum? Mutlu olmayı hak etmediğimi söyleyen kim? İstediğim hayatı yaşayamayacağımı söyleyen kim?
Bunların hepsini değiştirdiğinizde, inançla kendinize güvenerek farklı adımlar atmaya başladığınızda kendinizi özgürleştirmeye başlarsınız.
Ne istiyorsun ve sence engellerin ne? Bunları bul, çöz ve bırak artık.
Aslında tek bırakman gereken şey inatla aynı şekilde yaşamaya devam etme ihtiyacın. Bunun senin konfor alanın olmadığını kabul etmen gerek. YENİYE, YENİ OLANA GEÇMEK İÇİN İHTİYACIN OLAN DEĞİŞİME İZİN VERMEK SENİN SORUMLULUĞUNDA.
HAYAT SANA EVET HAKLISIN. SEN NE İSTİYORSAN, NE SÖYLÜYORSAN NEYE İNANIYORSAN HANGİ DÜŞÜNCE VE DUYGU İÇİNDE YAŞIYORSAN ÖYLE OLSUN SANA DAHA FAZLASINI VERECEĞİM DERKEN ŞİMDİ SEN HAYATA, KENDİNLE VE YAŞAMLA ,İSTEDİKLERİNLE İLGİLİ OLARAK NE SÖYLEMEK İSTERSİN? NASIL BİR İLİŞKİ KURMAK İSTERSİN?
Hayatın size değişmeniz için gönderdiği mesajları alın. Hastalıklar, borçlar, üzüntüler, acılar, kayıplar,isteklerinizin olmaması, kuyruklarda beklemeler, sorun çıkaran öfkeli insanlarla birlikte yaşamak, haksızlıklar, iş bulamamak, işten atılmak, arabanızın bozulması, evdeki teknolojik aletlerin bozulması, yaşanan kavgalar ve bir çok şey size gelen mesajlardır.
Gelen mesajları gör, duy ve ihtiyacın olan değişim için harekete geç.
Hayat , senin, benim, hepimizin mutlu olmasını isterken, muhteşem bir destek verirken sen de belki bu şahane daveti kabul etmek istersin.
'Neyi seçiyorsan, peki öyle olsun' diyen hayata, sen de ne söylemek istersen artık onu söyle. Hangi bilinç ve enerjide kalarak, hangi duyguyu üzerinde taşıyarak yaşamak istiyorsan istediğin gibi yaşama hakkına sahipsin. Sorumluluk sana ait.
Çünkü bu yazıyı okuyan her insana bu bir farkındalık mesajıdır. Seçimler senindir.
Işık ve sevgiyle kalın, keyifle yaşayın.
Yorum Yazın