Gülru Çongar Gezen 

Gülru Çongar Gezen 


Okul zamanı geldi çattı…

Okul zamanı geldi çattı…

Pek de uzun olmayan, nerede başlayıp nerede bittiğini anlayamadığımız bir yazın daha sonuna geldik. Geç gelen yaz geç gider diye tahminler yürütsek de eylül ayı nasıl geçecek hep beraber göreceğiz. Hava durumu önemli çünkü okullar açılıyor. Bu sene alışık olduğumuzdan daha erken bir tarihte, mevsim normallerinin üzerinde beklenen hava şartlarıyla ve pandemi önlemleriyle açıldığı için okulların fiziki durumları da merak ediliyor.

Bu sene ilk defa resmen veli olacak benim için de durum algıda seçicilik olarak  tanımlanabilir. Pandeminin azımsanmayacak düzeyde devam ettiği günlerde yüz yüze eğitime geçilirken o kadar çok sorum var ki. İçim rahat değil ama biliyorum ki eğitim şart. Hijyeni öne koyarak, mümkün olduğunca açık havada, mümkün olduğunca maskeleri çıkarmadan ki 4-6 yaş gurubu çocuklardan bunu beklemenin pek mümkün olmadığını hepimiz tahmin ediyor ve bu zor süreci eğitimi aksatmadan devam ettirmeyi umuyoruz. Bunun için kendimizden de ödün veriyoruz. Bizim de korkularımız var, bizim de canımız çok değerli ama topluma karşı insanlık görevimizin de bilincindeyiz. O kendi canı pek kıymetli aşı karşıtlarının kurdukları büyük komplo teorilerinin gerçek olması halinde ise o işin içerisinden sıyrılamayacağımızı bilecek kadar da öngörü sahibiyiz. Bu cümleleri çoğul kuruyorum;  çünkü tereddütlerine rağmen, sorumluluk hisseden ve elini taşın altına koyarak aşı olan herkesin de bana katılacağını düşünüyorum.

Aşı olduk ekonomi yürüsün diye, aşı olduk eğitim durmasın diye, sağlık personeline saygılıyız diye, aşılandık hastalanmayalım, kimseye bulaştırmayalım vebal almayalım diye. Market harici evden çıkmadık aşı olana kadar, dostlarımıza-komşularımıza selam vermeye bile korkarak geçirdik aylarımızı. Ve şimdi vaka sayıları farklı varyantlarla karışık on binlerken… Okullar açılıyor. İnternet ortamında araştırma yapıyorum; ama okullarımızın kaçı bahçeli, kaçının havalandırma koşulları müsait, kaçı gereken fiziki şartları karşılıyor, sınıflar kaç kişilik vb.? Bulamıyorum. Hala aşılanmayan onlarca veli ve aşısız temasları çocuklarımız için büyük risk oluşturacak mı?  Aşılanmış kişiler de taşıyıcı mı? Evet ama biz sadece hayat devam etsin diye o kadar riski zaten göze aldık.

2020 yılı eğitim öğretim verilerine göre örgün eğitimde, yaklaşık 54 bin resmi okul, 13 bin özel okul  olmak üzere yaklaşık 67 bin okul bulunuyor.  Rakamlar bu yıl değişiklik gösterecektir. Çünkü Kovid-19 salgınının etkili olduğu 2020 ve 2021’de ülkemizde 938 özel okul kapandı, 882 özel okul ise devredildi. TÜGEM Başkanı Hakan Akdoğan’ın açıklamalarına göre satılan okullar arasında 100 milyon liralık, büyük kampüslü eğitim kurumları da var, 500 bin liralık küçük anaokulları da. Yapılan analizlere göre bu binalara ağırlıklı talep eğitim sektöründen değil sağlık sektöründen geliyor. 

Bu rakamları baz alarak Türkiye'de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 18 milyonun üzerinde öğrenci eğitim alıyor. Bahsedilen milyonlar sadece rakam değil geleceğimiz. Her biri umut vaat eden, eğitim hayatlarından 1 yılı daha feda edemeyecek evlatlarımız. Ben kimsenin bedeni hakkına müdahale edip aşı olun demiyorum. Sadece tek bir soru soruyorum acaba çocuklarımızı okula aşılansak da mı yollasak; yoksa aşılanmasak da mı yollasak?

Sizlere önce bir veli adayı ve sorumlu vatandaş olarak içimi döktükten sonra konuya dair İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği’nin Kovid-19 Sürecinde Okullardaki İklimlendirme Sistemleri ve Taze Havanın Önemi konulu panelinde yer alan araştırmanın bir bölümünü özet haliyle aktaracağım.

Sınıflarda öğretmen ve öğrenci yokken havalandırma yapılması daha doğru

 

Sınıfta 18 sıra ve bir öğretmen masası bulunmaktadır. Çapraz havalandırmaya maruz bırakılan sınıfta açık pencere ve rüzgar girişi olan kapı bulunmaktadır ve sınıfta iki öğrencinin enfekte olduğu kabul edilmektedir. Yapılan çalışmalarda tek bir hapşırıkla değişik boyutlarda 104 damlacık meydana geldiği görülmektedir. Öksürmede hapşırmaya nazaran 10-100 kat aralığında değişen daha az damlacık meydana gelmektedir. Konuşma gibi normal aktivitelerde ise yapılan araştırmalara göre saniyede 50 damlacık meydana gelebilmektedir. Konuşma veya nefes alma sırasında nadiren de olsa damlacıkların çıkış hızları artabilmektedir. Buna göre partiküllerin diğer alanlara yayılması durumu söz konusu olabildiği için sınıfta öğrenci ve öğretmen varken kontrolsüz havalandırma yapılmaması gerekmektedir. Özetle, uzmanlar sınıflarda öğretmen ve öğrenci yokken havalandırma yapılmasını öneriyor.

Bu bilgi okulları olduğu kadar bizi de ilgilendiriyor aslında. Kapalı mekanlarda cam ve kapılar açık olsa dahi maskemiz yoksa risk altındayız diyor.

Okullar açılıyor, veliler tedirgin ama Atamızın “Ey yükselen nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.” Sözüne layık olabilmenin öncelikli yolunun eğitim olduğunun da bilincinde…  

Yarına selam,

Şanlı tarihimizin dönüm noktası 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun….

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar