‘’Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir.’’ - Winston Churchill
Son yüzyıla baktığımızda İngiliz siyasetçi ve devlet adamının bu sözünü daha iyi anlıyoruz.
Petrol yüzünden nice ülkeler demokrasi bahanesiyle işgal edildi. Nice insanlar canından oldu…
1970’li yıllarda petrolün 40 yılı kaldı diye gazeteler manşet atarken gelişen teknoloji ve keşifler sayesinde bu süre uzamıştı. Petrolse halen daha önemini korumaya devam ediyor.
Ama nereye kadar…
Körfez ülkelerinin hepsi uyandı. Bugün dünyanın birçok yerinde yatırım yaparak ekonomilerini çeşitlendirmeye çalışıyorlar. Suudi Arabistan kendi ülkesinde Dünyanın en büyük Güneş Enerji Santralini kuruyor. Birleşik Arap Emirlikleri Dubai’yi uluslararası bir ticaret şehri haline getirdi. Katar futbol sektörüne yatırım yaparak 2022 Dünya kupasına ev sahipliği yapmanın yanında Paris Saint Germain ve Manchester United gibi dev kulüpleri satın aldı.
İsveç 2030 yılında, Danimarka 2050 ve Suudi Arabistan 2060 yılında petrol üretimini durdurmayı hedeflediğini açıkladı. Biz söyleyelim zaten bu ülkeler petrol üretimini mecburen durduracak! Çünkü petrol çıkarma maliyeti, yenilenebilir enerji üretme maliyetinden fazla olacak. Böylece petrol çok tercih edilen bir enerji olmayacak.
Bilim ve teknoloji her geçen gün hayatımızı kolaylaştırdığı gibi alternatif enerji üretiminin de kolayını buluyor. Tükenebilir değil daha çok yenilenebilir enerji üzerinde birçok mühendis, bilim insanı ve kuruluş çalışmalar yapıyor.
Peki nedir yenilenebilir enerji?
Güneş, Su, Rüzgâr, Dalga, Bitki artıkları, Gel-Git ve Yağmur gibi yenilenebilen doğal kaynaklardan elde edilen enerjiye deniyor. Dünyamıza bir yıl içinde vuran güneş ışığı 174 bin Terawatt ve Dünyamızda ki tüm insanların yıllık enerji ihtiyacı ise 15 bin TeraWatt olduğuna göre Güneş enerjisinin tüm enerji ihtiyacımızı rahatlıkla karşılayabileceği öngörülüyor.
1973 Yılında Suudi Kralı Faysal, İsrail’in Kudüs’ü işgal etmesi ve Amerika’nın İsrail’i desteklemesi üzerine petrolün vanasını kapatır. Haliyle büyük bir petrol krizi ortaya çıkar. Petrol krizinin baş göstermesiyle alternatif ve yenilenebilir enerji arayışları başlar ama Kral Faysal’ın kendisiyle aynı ismi taşıyan Amerikan kolejinden mezun yeğeni tarafından öldürülmesiyle petrol krizi biter. 1973 yılında ki petrol krizinden itibaren başlayan yenilenebilir enerji çalışmaları günümüze kadar artarak devam etmiştir.
Artık birçok kuruluş çalışmalarını yenilenebilir enerjiye kaydırıyor. Google ve Microsoft yenilenebilir enerji de başı çeken firmalar, Elon Musk SolarCity’i kurarak gelecek için bende varım dedi. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (International Renewable Energy Agency) 2022 yılı için yayınladığı raporunda yenilenebilir enerji kaynakları sayesinde geçen yıl yakıt maliyetlerinden 520 milyar dolar tasarruf edildiğini açıkladı.
Türkiye; yenilenebilir enerji konusunda çok şanslı bir ülke, dört mevsimi de yaşıyoruz. Üç tarafımız denizlerle çevrili, güneşimiz yaz – kış tepemizde, yılın 114 günü yoğun güneş alıyoruz. Rüzgâr açısından Ege ve Marmara oldukça verimli konumlara sahip. Ülkemizde yenilenebilir enerji konusunda ciddi bir yatırım potansiyeli bulunuyor. Güçlü firmalarımızda mevcut ayrıca yenilenebilir enerji üreten firmalara devlet tarafından vergi muafiyeti ve teşvikler sağlanıyor.
Kısacası petrole yavaş yavaş veda ediyoruz. Ajda Pekkan, 1980 yılında ki Eurovision şarkı yarışmasına ‘’Aman petrol’’ şarkısıyla katılmıştı. Şarkı da ki gibi ‘’artık sana muhtacım petrol’’ sözleri de 2035 yılında anlamını yitirecek…
Yorum Yazın