Ukrayna savaşının dünyanın merak ettiği bir bilinmeyeni var.
“Putin ne yapmak istiyor?”
Bunu, Rusya’nın saldırıya geçtiği 24 Şubat’tan bu yana tartışıyoruz.
Ukrayna’nın doğusundaki egemenliğini sağlamlaştırmanın ötesinde, stratejik bir planlaması olduğu iyice açığa çıktı.
Pekiyi o zaman Putin, daha önce dile getirdiği gibi Rusya Federasyonu’nu Çarlık sınırlarına mı genişletmek istiyor. Büyük Rus İmparatorluğu hayali mi Rusya Devlet Başkanı’nın gözünü döndürdü?
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya ve eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki gelişmeleri sol ve feminist bakış açısından inceleyen Marmara Üniversitesi İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün kurucu hocalarından Profesör Dr. Büşra Ersanlı’ya bu soruları yönelttim.
. Sayın Ersanlı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya saldırısının ardında “Büyük Rusya hayali mi var?
. Çarlık topraklarına dönüş isteğinden çok Putin, kapitalizmin dünya rekabetinin sadık bir uygulayıcısı gibi davranıyor. Rekabet, kapitalizmin vaz geçilmezidir. Yaşlanmış erkek liderler de artık bunun ayarını bulamıyorlar. Sadece Putin olarak düşünmemek lazım, çünkü günümüzde “devlet” mantığı klasik liberalizmden de, refah devleti anlayışından da, hatta neo liberalizmden de çok uzaklaştı. Liberal olmayı gerektiren bir hareket alanı kalmadı. Nihayet bütün yönetim kademeleri taşeronlaştı. Bu Putin’e has bir ruh hali değil, ancak Putin’de hızlı ilerledi. 2000’lerin başında ilk icraatlarından biri orta öğrenimde erkek öğrenciler için silah sökme, temizleme ve bir araya getirme dersi programa kondu ve tabii savunma (eski Sovyet dünyası buna tehlikesizlik der) harcamaları arttırıldı.
DÜNYA HAKİMİYETİ İÇİN REKABET
. Bugün yaşananların dünya hakimiyeti için kapitalist sistem içi rekabeti olduğunu söylüyorsunuz.
. Rusya’da 2000’lerin ortalarına doğru “otoriter federalizmde” seçilmişlerin yerine atanmışlar getirildi ve nihayet resmi federal kamu düzeyinde tek seçilmiş kişi kaldı ve başkan oldu.
Oysa kamu alanının yıkılması savunmanın, yani onların deyimiyle “tehlikesizlilik”in tam tersidir. Böyle bir düzende her grubun kendi kamusu olur, paylaşılan hizmet ve alanlar sahipsiz kalır. Bütün kurumlar kendilerini oraya getiren patronlarına itaat ederek var olurlar. Bürokratlar uzmanlık geliştirmek zorunda değiller artık.
Bu bir taşeronluk sistemidir. Putin Rusya’sında da bürokratlar bu sistem içinde kendi başarılarıyla övünmek dürtüsünü kaybettiler. Etik dışı yayılma rekabetini işte bu hal etkiliyor.
. Etik dışı yayılma rekabeti ile neyi kast ediyorsunuz?
. Dünya hakimiyeti için rekabet, orijinalliği; yani ulusların, bölgelerin, coğrafyaların, iklimlerin kendilerine has özelliklerinin öne çıkarılmasını engeller. Etik dışı rekabette mutlaka rakibinin silahlarıyla yarışmalısın. Günümüzde silah alışverişi rekabetin omurgası oldu, teknoloji/bilim alanlarındaki her kolaylık artık onun hizmetinde.
“Barış için savaş” sloganına kimsenin inanması mümkün değil. Savaş hep yıkım ve çaresizlik yaratmayı hedefler.
GLOBALİZM SAVAŞ GETİRDİ
. Ukrayna savaşında milliyetçilik nasıl bir rol oynuyor? Putin konuşmalarında Sovyet dönemini atlayıp Çarlık Rusya’sını övüyor ve öne çıkartıyor. Buradan hareketle imparatorluk Rusya’sını hedeflediği tahlilleri yapılıyor.
. Afganistan ve Irak müdahale/işgallerinden beri makro milliyetçilikler mikro milliyetçiliklerin üzerine çökmek istiyorlar. Rekabet makro alana, birkaç büyük başkanlık arasına taşındı. Orta büyükler de onlara özeniyorlar. “Sen mi büyük, ben mi büyük” kavgası dünyayı sardı.
Bence bu durumu en çok tetikleyen globalizm akımı oldu. Globalizm tabii ki yatay paylaşıma değil, zenginlerin uygun gördüğü teknoloji ve tüketimle dikey toplayıcılığa ağırlık verdi; çok toplayıp çok az dağıtmak eski oyun ama çağdaş yöntemlerle veya sadece jargonla daha süslü görünüyor.
Cemiyet-i Akvam barış getirmedi, savaş getirdi; globalizm de barış getirmedi savaş getirdi. Kısacası makro milliyetçilik, mikro milliyetçiliklerle eş zamanlı olarak çarpışmacı rekabeti büyük ölçüde sürdürüyor.
. Rekabetin dünyamızda yol açtığı felakete karşı siyasi çözüm var mı?
. Rekabete karşı, siyasette eşit paylaşım ahlakı ve ideolojisi gerekiyor. Sosyalizm Sovyetler Birliği’nde başarısız olmuştur ama yine de kamu kavramının, eşit haklarla paylaşılana ve bir arada olma durumuna işaret ettiği hatırlanmalıdır. İdeolojiler siyasal etkinlik tarzını tarif edip yol gösterir.
Farklı, sade, hırs barındırmayan bir tutum, bir üslup, bir paylaşım yolu bulunmalıdır, bulunacaktır.
Yorum Yazın