15,61’lik mart ayı enflasyon rakamıyla, mevduat faizinin getirisi sıfırlandı. Şimdi ekonominin kâğıtları yeniden karılıyor ve yeni senaryolar üretiliyor. 15 milyar dolarlık yatırımı getiren yabancılar, ekonomik reçete için ABD ve AB’ye taviz verilmesini bekliyor.
3 Mart itibariyle, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), TÜFE’de (Tüketici Fiyatı Endeksi) yıllık 15,61 ve aylık 0.91 ile beklentilerin üzerinde bir enflasyon rakamı açıkladı.
Böylece, 15,61’lik enflasyonla, stopaj düşüldükten sonra, mevduatta reel faiz sıfırlanmış oldu.
Bu durumda, sabit bırakacak beklentisine rağmen, Merkez Bankası, mart ayındaki toplantısında faizleri 100 baz puan arttırmak zorunda kalabilir.
DOLAR NEDEN DÜŞMÜŞTÜ?
2020 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren dövizdeki hızlı yükseliş, dolar kurunu 8,48 TL ile yeni tarihi zirvesine çıkarmıştı.
Piyasalardaki beklentiye rağmen, faiz artışı yapmayan Maliye Bakanı Albayrak ile piyasalar arasındaki gerilim, ekonomi yönetiminin istifası ile durulmuştu.
Ekonomideki yeni yönetim ve Merkez Bankası’nın faiz artırımı ile kısa sürede, dolar kuru önce 7,50’nin altına inmişti. Bu süreçte, faiz artırımları ile artı faiz veren Türkiye’ye özellikle İngiltere’den, swap ile bono üzerinden 15 milyar dolar sıcak para girişi gerçekleşti. Kısa süreli de olsa, dolar kurunun 7 TL’nin de altına indiğini gördük.
Daha önce de, Türkiye’ye Katar kökenli dolar girişi olmuşsa da, bu operasyon doların yönünü aşağıya çevirememişti.
Piyasaların, hukuk ve ekonomide yapısal reformlarla, iki yıllık planlara bir şans vermesi de, bu düşüşte etkili oldu.
Tabii ki, dünyanın referans aldığı, ABD 10 yıllığının etkisiyle, Türkiye’de yüzde 3’ün üstünde değer yitiren, dolar 7.48’i gördü. Şu an 7.30 -7.50 gibi önemli bir bantta seyrediyor.
7,70’LİK DOLAR KURU SENARYOSU
Dolar kurunda, 7.50 TL’nin üzeri önemli bir baskı yaratır. ABD 10 yıllığı 1.80 ve üzerine giderse, Türkiye’de dolar 7.70’e gider. Bacağı kısa kalır ve 1.60’larda olursa, 7,60’ın üstünde kalıcı olmaz ve tekrar 7.50’ye döner.
6.50’LİK DOLAR KURU SENARYOSU
Hukukta ciddi bir reform yapıp, ekonomide ayağı yere basan adımlar atılır, turizmde de 30 milyar dolar ve üzeri döviz girişi yaşanır ve enerji tarafında da baskı gelmez ise dolar kuru, 7’nin altına gerileyip, 6,80’lerde dengelenip, sonbaharda 6,50’ye kadar geriler.
ALTINDA DİP SEVİYESİNDEYİZ!
Altında dibe geldik. 1.660-1.690 bölgesi altın için kısa vadede dip bölgesi. Altının onsu, 1.660’a gelirse, 1.810 dolara, 1690’a gelirse 1.840 dolara gelir.
Merkez’in (TCMB) 2021 yılıyla ilgili 9,40’lık enflasyon hedefi gerçekçi değil. Enflasyonun, 16,60 ile 17,30 arasında bir yerde kısa vadede tepe yapması, kuvvetle muhtemel.
100 BAZLIK SON ARTIŞ
Merkez’in, Mart ayı PPK (Para Politikası Kurulu) toplantısında faizleri sabit bırakması bekleniyordu. Ki, olası bir artışın işareti de, şu ana dek verilmedi. Ancak, reel mevduat faizinin sıfırlanmış olması nedeniyle, 100 bazlık, son artırım gelebilir. Bu durumda, şayet ABD 10 yıllığı 1,50’nin üzerine çıkmamışsa, dolar kuru 7,20’ye çekilecektir.
Piyasalar, özellikle yabancı yatırımcı, yapısal reformlarla ilgili bir açıklamayla birlikte, Merkez’in, döviz alım müdahaleleri düzenleyerek eksi bakiyeyi tolere etmesini bekliyor.
İHRACAT, 7,35’İN ALTINDA ZARARDA!
İhracatçının 8 TL maliyetli hammaddesi var. Ve dolar kurunun 7,35’in altına inmesi durumunda, zarar ediyor.
11 MART’TA DOLAR DÜŞER
Ayın 10’una kadar, dolar kuru 7.50 seviyesine gelir ve 10’undan sonra 7,25’e çekilecektir. Çünkü bankalar, ayın 10’una kadar reel sektörün döviz açıklarını kapatıyor. (aylık kapatılma tarihi genellikle her ayın 1 ile 10’u arasında)
ALTINI BASKILAYAN ÜÇ ETMEN
Altın, üç gerekçeden dolayı baskılanmış, durumda.
Öncelikle, aşının bulunmuş olması. Ülkeler aşıya erişimde zorluk çekiyordu, bu durum biraz düzeldi.
Endüstriyel metallerde pandeminin sona erip, üretimin yeniden başlayarak bakır başta olmak üzere demir ve diğer metallerin çok hızlı yükselişini göreceğiz.
Diğer bir gerekçe ise ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin çok hızlı yukarı hareket etmesi. Sene sonu 1.40 beklenirken, şimdiden 1.40’ı geçti ve 1.50’lilere hareket ediyor.
ABD 10 yıllık tahvil faizleri, 1,47’lere gelince, altının onsu 1.730 dolara ve şu an 1.717 seviyesine indi.
Bitcoin gibi, riskli varlıklara yönelenlerin de etkisi, altını baskılayan diğer bir etmen oldu.
Türkiye’nin geçen sene 26 milyar dolarlık altın ithalatı vardı. TL faizlerinin yüksek olmasından dolayı altın ithalatının olmayacağı beklentisi de fiyat üzerinde etkili. Merkez bankalarının da altın talebi yok. Tüm bunların etkisi altının onsunu 1.710’larda tutuyor.
Önümüzdeki dönemde ABD tahvillerinin aşağı gelmesi durumunda, altının onsu, 1.905 dolarlara kadar toparlanacaktır.
YILSONUNDA ALTIN, 2.250 DOLAR
Ticaret savaşları, jeopolitik savaşlar ve güven eksikliği, altını fiyatlıyor. 2021 yılı sonunda, altının onsu 2.250 dolara kadar yükselecektir.
KÜLÇE ALTIN KITLIĞI BAŞLADI
TL bazında, gram fiyatı şu an 409 TL’den işlem görüyor. Türkiye’de vatandaşlar altın almaya devam ediyor. Bu nedenle de darphane ürünlerine talep arttı. Sektör altını darphaneye götürüyor ancak ürünler zamanında teslim edilemeyince, piyasada külçe altın kıtlığı başladı. Altın ithalatı da yapılamayınca, bir kısır döngü oluştu.
Altının gramı piyasada, 3 TL fazlasına ve 412 TL’den işlem görüyor. İlk yarı itibariyle 440 TL ve yılsonunda 500 TL’yi görecektir.
GİZLENEN BÜYÜK İŞSİZLİK!
Türkiye ekonomisi, oksijen çadırında. Merkez’in döviz rezervi eksi bakiyelerde. Bir yandan döviz ihtiyacı, diğer yandan bütçe açığı, öbür taraftan işsizlik ve enflasyon sorunu var. Ve Kısa çalışma ödeneği biterse, işsizliğin aniden patladığını göreceğiz.
ABD VE AB’YE TAVİZ VERİLECEK!
Piyasalar, hukuk ve ekonomide reform beklerken, yabancı yatırımcı, ABD ve AB’ye taviz verilmesini bekliyor.
Türkiye, artık sınırları açarım tehditleri yapmıyor ve Doğu Akdeniz’de AB’nin istemediği hiçbir şey yapılamadı.
Çin ile de Uygur Türkleri ihtilafı, aşıların bile gecikmesini getirdi.
Negatif faiz ya da başa baş faiz, -Merkez’in faizi arttırmaması durumu- orta vadede dövizi yükseltecektir.
Yabancılara göre, Türkiye, ABD ve AB’ye tavizler verecek, böylece ekonomideki ateş, kâğıt üzerinde düşecek.
TCMB’NİN REZERVİ NEREYE GİTTİ?
Merkez’deki rezervlerin eksi bakiyesi, oyunun parçasıydı. Türkiye, borçlarının faizini ödemeye çalışıyor. Bunun için de döviz lazım. Merkez’in rezervi, kamu bankaları eliyle, piyasaya sürüldü. Piyasaya göre, kamu bankalarının bu operasyonu belli isimlere duyuruldu ve bu dövizi, söz konusu, isimler topladı. Ve bu sırada döviz sıkıntısı yokmuş gibi bir görüntü oluşturuldu. Bazı insanlar bu operasyondan büyük karlar elde etti. Bu sırada, TCMB’ye saldırdılar, bile denildi.
Şimdi, şiddetli bir faiz artışı ve TL’nin değer kaybı ile bu dövizin yerine konması gerekiyor.
Piyasalar, yeni anayasa değil, iktidar zihniyetinin değişmesini, 15 senelik planlar yapılıp, 5’er senelerde uygulanmasını, üretim ve teknolojiye ağırlık verilmesini bekliyor.
Yorum Yazın