Nursun Erel

Nursun Erel


Şarap, Brahms, üzümlü çörek

Şarap, Brahms, üzümlü çörek

Geçtiğimiz günlerde sevgili dostum Seval Uğur Mutlu, bana Gülfam Göknar'ın "Müzik ve Yemek" kitabını armağan etti, hem de imzalı olarak. Ben de sizlerle paylaşmak istiyorum. Kitabı bir kaç gündür elime aldım ve inanın bırakamadım... Kitap sayesinde şahane zaman geçiriyor, güzel hayaller kuruyor, dostlarla sofra planları yapıyorum... Meğer o müthiş besteciler, opera sanatçıları aynı zamanda birer mutfak ustası ya da gurme değiller miymiş? Bu kitabı mutlaka edinmenizi öneriyorum...

Her sayfası, her satırı, fotoğrafları, alıntıları ve yorumlarıyla o kadar güzel kaleme alınmış ki, Gülfam Hanımı kutlamak boynumuzun borcu... Ben nasılsa kitabı alıp okuyacağınızı varsayarak, Johannes Brahms'ın (1833-1897) konu edildiği, çok beğendiğim bir bölümü paylaşmak istiyorum şimdi:

"Yakın çevresinde olan birçok ünlü sanatçı ve müzisyenin aksine, Brahms sade bir hayat yaşamayı tercih etmiştir. Bir Alman olmasına nağmen Viyana'da yaşayan besteci, sabah erken kalkar, ilk olarak sert bir kahve eşliğinde üzümlü çörekle kahvaltısını yaptıktan sonra besteleri üzerinde çalışmaya başlardı. Sıkı bir sigara tiryakisiydi ve çok sert olan Türk tütününü tercih ederdi. Akşamüstleri Viyana sokaklarında uzun yürüyüşlere çıkan Brahms'ın bundan sonraki uğrak yeri arkadaşları ile buluşup sohbet ettiği, bazen de iskambil oynadığı Romen Igel Restoranıydı. Genelde akşam yemeklerini burada yerdi. Sert ve iriyarı görüntüsünün aksine arkadaş canlısı, yardımsever, esprili ve bonkör bir kişiliğe sahipti. Bir akşam arkadaşlarıyla gittiği lüks bir restoranda garsona seslenerek."Bize iyi bir şarap getir ama en iyisi olsun" der. Biraz sonda elinde şarapla gelen garsona,"Bu ne şarabı?" diye sorar, garson "En kaliteli eski şarabımız üstadım yani bir Brahms" diye cevap verir. Besteci şaraptan bir yudum aldıktan sonra "Sen bize bir şişe Bach getirsen daha iyi olacak" der...

Ne hoş bir anektod değil mi? Ya ardındaki tevazu nasıl?

Bu da Brahms'ın sabahları kahve eşliğinde sevdiği çöreğin tarifi:

MALZEME

1 paket kuru maya

3 yemek kaşığı şeker

1 kahve fincanı ılık su

1 çay bardağı krema

1 çay bardağı süt

1 yumurta1 paket vanilya 500 gram un, tuz

3 yemek kaşığı margarin

HARCI İÇİN

100 gram esmer şeker

100 gram kuru üzüm

50 gram ceviz

1.5 tatlı kaşığı tarçın

Mayayı şekerin yarısı ile ılık suda eritin, krema süt yumurta vanilya ve mayayı karıştırın. Kalan şeker tuz ve unu ekleyerek yoğurun. Hamur toparlanınca top şekli vererek hafifçe unlanmış kapaklı bir kaba alıp ılık bir yerde 1 saat mayalanmaya bırakın. Hamuru iki eşit parçaya ayırın, dikdörtgen şeklinde açın. Erimiş yağı tüm yüzeyine sürün, irice kıyılmış harç malzemesini de serpiştirin ve hamuru rulo yaptıktan sonra keskin bir bıçakla birer parmak eninde dilimlere kesin. İki katı olana katar tekrar mayalanmayla bırakın ve 200 derece fırında 30 dakika altın rengi alana kadar pişirin...

Ya, işte böyle dostlar... Ne dersiniz? Sonbaharda mesela, bu çöreği yapıp, Brahms dinlerken şarabımızı da açıp sohbet edelim mi?

https://youtu.be/3X9LvC9WkkQ

https://bennursunerel.blogspot.com/

telif


Nursun Erel Kimdir?

Nursun Erel, SBF Basın Yayın Yüksek Okulu Mezunudur, meslek yaşamına Anadolu Ajansında başlamış, sonraki yıllarda Tercüman, Cumhuriyet, Milliyet Gazeteleri, NOKTA Dergisi, The New Anatolian Gazetesi̇, KANAL D Haber Merkezi ve Show Tv’de görev yapmış, TRT radyolarında düzenli yorumları yayınlanmıştır. Erel, 40 yıla ulaşan gazetecilik kariyerinde, siyasi muhabirlik, dış politika muhabirliği, haber müdürlüğü, editörlük, temsilcilik gibi sorumluluklar üstlenmiş, özel röportajlar gerçekleştirmiş, köşe yazarlığı yapmıştır… Pek çok araştırma haberi ile devlet mekanizmasındaki aksaklıklara, Kürt sorununa, önemli yolsuzluk olaylarına ışık tutan Erel’in yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar