Bu haftaki konumuz şahane benden söylemesi. Bu yazıyı hızla okuyup bitireceksiniz. Bitirdikten sonra arkanıza yaslanın ve lütfen kendi hayatınıza bakın. Ben mutlu olmaktan mı korkuyorum? Yoksa mutsuzluk bağımlılığım mı var? Evet yanlış okumadınız bu bir bağımlılık gibidir. Belki de çok keyifli, çok mutlusunuzdur ama bunun farkında bile değilsiniz. Kahvenizi alın, hayatınıza her yönden bakın, kendinizle bu yazının sonunda bir görüşme yapın. Soru şu, 'Ben hayatımı nasıl yaşıyorum?' cevaplar sizde. Hadi başlayalım haftanın yazısına, çok keyifli ve mutlu bir ay olsun Muhalif okurlarımıza.
Size bu yazıyı yazmadan önce hemen sevgili Google' dan mutluluk ve mutsuzluk kelime anlamlarının toplum bilincinde ne olduğuna baktım. Bakın nasıl tanımlanmış?
'MUTLULUK için Oxford Languages demiş ki, bütün isteklere eksiksiz bir biçimde ve sürekli olarak erişilmekten duyulan kıvanç durumu.' TDK da aynı tanımlamayı yapmış.
Acaba siz de mutlu olmak için hayatınızdaki her şeyin tüm isteklerinizin tam olmasını mı bekleyenlerdensiniz?
'MUTSUZLUK için ise insanın kendini huzursuz, umutsuz ve karamsar hissetme halidir.Hayattan zevk alınmadığı,monotonluktan ve gündelik sorunlardan sıkıldığı zaman ortaya çıkar.'denmiş.
Gerçekten mutlu olmak için, hayatının her aşamasında tüm isteklerinin gerçekleşmesi mi gerekir? Şartlara bağlı olmadan da bir insan mutlu olamaz mı? Ya da kendini umutsuz, karamsar hissettiğin zamanlar, hayatın monotonlaştığında mutsuz musundur? Belki bir değişimin eşiğindesinizdir. Çünkü bazen sadece durmak belki bir kaç gün öylesine sadece uyumak, boş bir gün geçirmek bol bol filmler izlemek, serseri bir ruh hali takınmak, öylesine hayatın içinde dolaşmak, kendinle baş başa sessiz kalmak istersin, bazen hiçbir şey yapmak istemezsin, borsa gibi hayatın iniş ve çıkışlarla kendine göre bir denge arayışında olabilir, o zaman ben mutsuzum mu demen gerekir? Yoksa sadece kendime bir mola verdim, kararlar alma dönemim dediğin bir zaman dilimimidir bu durum?
Kelimelere yüklediğimiz anlamlara bakar mısınız? Bence hayatınızdaki her kelimenin sendeki anlamı açılımı nedir önce bunu araştırmak gerekir. Çünkü o anlamın sonucunda kendini o şekilde tanımlıyorsun. Tanımladığın bu sıfatlar, senin etiketin kimliğin gibi oluyor. Şimdi şunu hayal etmeni istiyorum. Eline bir tomar küçük post-it al ve her birine kendini tanımladığın sıfatları yaz, üzerine yapıştır ve öyle dolaştığını hayal et. Evin içinde dolaş kendine aynada bak. Yaşama yansıttığına bak. Mesela mutsuz, sevilmeyen, parasız, başarısız gibi ya da mutlu, hayattan keyif alan, sağlıklı, neşeli, başarılı, değerli,sevgi dolu gibi... her etiketinin enerji titreşiminde olan, deneyim ve kişileri kendine çekeceksin. Her etiketin, sonrasında bir inanca dönüşecek. Çünkü sen kendini nasıl görürsen, nasıl davranırsan, kendinle ilgili ne düşünürsen, neye inanırsan yaşam sana onu verecek.
Şimdi mutluluğun sendeki tanımı nedir? Mutsuzluk tanımın nedir ? bunları yaz önce. Öyle düşünerek olmaz. Muhakkak yazarak çalış. Sonra yazdıklarına bak. Kendini gör, böylece hayatındaki sen yazdıklarında ortaya çıkacak.Oku onları. Sana iyi geliyor mu yazdıkların, enerjini yükseltiyor mu? yoksa düşürüyor mu? Hayatında neler olduğuna bak sonra . Tanımlarının, etiketlerinin karşılığı olan duyguları yaşıyor olabilir misin?
Sonra sendeki mutluluk ve mutsuzluğun şartları nedir? Hangi şartlarda ne olursa mutlu ya da mutsuz oluyorsun? En son ne zaman kendini mutlu hissettin? Yaşadığın hayatta seni neler, hangi durumlar mutlu ve mutsuz ediyor? Bunların farkında mısın? Neyi nasıl tanımlıyorsun? Hangi beklentiler içindesin? İşin, eşin, paran, ailen, kardeşlerin, tatillerin, hedeflerin bütün bunlar senin duygu durumunu nasıl etkiliyor? Enerjin düşük mü, yoksa yüksek mi oluyor?
Şu durumları hiç yaşadın mı?
Kendini çok iyi hissettiğin bir gün sonunda, muhakkak yaşanan tatsız bir olay.
Bir kaç gün çok keyifliyken, hemen arkasından gelen sorunlar, kavgalar, sinirini bozacak deneyimler
Çok keyif aldığın bir şeyler yaparken kendine, sağlığına zarar verecek şekilde yaşadığın bir deneyim.
İşim/ eşim/ arkadaşım/çocuğum vs. beni çok mutlu ediyor dedikten kısa bir zaman diliminden sonra onlarla yaşanan sorunlar,çatışmalar,üzüntüler, kızgınlıklar deneyimledin mi?
Kendini mutlu hissettiğin zamanlarda, bu mutluluğu bozduğuna inandığın ilişkilerine kızıp söyleniyor musun? Onları suçluyor musun? 'Ne zaman mutlu olsam zaten bir sorun çıkar' diyor musun?
Hayatında tam bir değişim gerçekleştirirken, yeni bir adım atacakken, kendini iyi hissederken, özellikle en sevdiğin insandan sana kendini kötü hissettirecek, enerjini düşürecek bir deneyim hiç yaşadın mı?
Bu ve bunun gibi bir çok deneyimlerle, kendini mutluyum diye tanımladığın anlardan sonra hemen mutsuzluk oyunun içinde kaybolduğun zamanlar oldu mu? Kendini sabote ediyor olabilir misin? Kendini mutsuzluk oyunlarına çekerek topluma, ailene çevrene dahil olmaya çalışıyor olabilir misin?
Ülkemizde de, hayatlarımızda da ailelerimizde de insanlar farkında mısın sadece sorunları konuşur. Konuştukça sorunlar ,şikayetler büyür. Herkes birbirini suçlar. Peki çözüm yolları niye konuşulmuyor? Çözümler konuşulsun, nasıl değiştirip dönüştüreceğiz,neleri nasıl iyileştirebiliriz? Sanki herkes mutsuz olmak için nasıl sorun arayışında olabilirim? diyerek yaşıyor. Bir bağımlılık gibi yaşanıyor mutsuzluk. Adeta kendini aşağıya düşürme, kendi dengeni bozma oyunu. Mutsuzluklar içinde mutlu olmak suçtur gibi yaşanan hayatlar. Oyun içinde oyunlar..Bunları görebiliyor musunuz?
Mutluluk ve mutsuzluk oyunu
İlk başta kabullenmen gereken şey mutluluk şartlara bağlı değildir. Ulaşılması gereken bir hedefte değildir. Doğal var olma halidir. Mutlusundur. Bir sebep olmasına gerek yok. Yolculuğun kendisidir. Farkındalıkla yaşayan her insan, çok şükür mutluyum, iyiyim diyebilir. Bunu demek neden bu kadar zor? Düşünsene sağlıkla nefes alıyorsun şu an hastanede yatan, nefes almak için makineye bağlı yüzlerce insan var. Kaybedince mi değerini anlaman gerekiyor? Mutlu olmak için milyonlarca sebebin var. Ancak şartlara bağlı tutarsan kendini mutsuz edecek şekilde yaşamaya alıştırırsın. Şartlar beklenti yaratır. Beklenti içinde olmak seni hayatta hep bekletir. Şu olduğunda, bu gerçekleştiğinde mutlu olacağım. Eğer şartların örneğin çok para kazanmak , borçlarını ödemek ise bunların seni mutlu edeceğine inanıyorsan peki bütün bunları gerçekleştirdikten sonra bile neden mutsuz olabiliyorsun? Bu sefer ilişkinde ya da sevdiğin bir insanda neden bir sorun yaratıyorsun? Ya da sağlığınla ilgili bir sorun çıkıyor. Eksikler,hatalar, yanlışlar arayarak da kendini mutsuz etmeye çalışan çok insan var.
Halbuki hayatında şart olarak öne sürdüğün şeyler sadece bir durumdur. Çözülmesi için gereken adımları atman gerekir ve istersen hepsini çok rahatlıkla çözebilirsin. Senin gülmeni, hayatta eğlenmeni, hayattan keyif almanı engellemez. İlişkide yaşadığın bir sorun da öyle.İşsiz olmanda. Verdiğin emeklerinin karşılığını alamamanda.Bunlara yüklediğin anlamlar bunlara bağlı oluşturduğun şartlar seni mutsuz eder. Bir kere mutsuzum demeye, herhangi bir sorunu çözmek için adımlar atmak yerine kafanda büyütmeye başladın mı çorap söküğü gibi arkası gelir. Araban bozulur, telefonunda bilgiler silinir, evini su basar, haksızlıklar yaşamaya başlarsın sonrasında çökkün, bitkin, sinirli ve asabi olmaya ve öfkenle hayatın içinde yaşamaya devam edersin. Gidişatı görebiliyor musun? Enerjinin düşüş yönünü anlayabiliyor musun?
Kendine bakış açın, taşıdığın inançlar artık kalıplaşmıştır.
Ne zaman mutlu olsam bir sorun çıkar inancı gibi,artık değiştir bunu. 'Benim mutluluğum her geçen an artarak çoğalır, mutlu olmak için bir sebebe ihtiyacım yok, bu hayatta her şey beni çok mutlu edebilir demeye başla. Farklı bak hayatına, yaşadıklarına. Sorunlar çözülür, hep çözüldü' de mesela.
Benim gözlemlediğim en önemli diğer bir durum ise, ne zamanki insanlar ilerlemeye, kendi güçlerinin içine yerleşmeye, değişmeye başlıyor işte tam o sırada hayatlarındaki insanlar onun için sorunlar çıkartıyorlar. Ebeveynler, eşler, en sevdikleri dostlar herkes olabilir. O kişiyi değiştiği için suçluyorlar. Artık kendini ifade etmeye başladığı için, kendi isteklerini yaptığı için, aslında işin bomba tarafı onsuz da mutlu olabildiği için. Sanıyorlar ki artık bana ihtiyaç duymayacak bu kişi. Beni sevmiyor. Peki sormak gerekir, senin alıştığın o insan kendini mutlu ettiği için sen neden mutsuz oluyorsun? Neden değiştiği için onu suçlu hissettiriyorsun? Sevgi mi bu? Yoksa ihtiyaç duyulmaya duyulan bağımlı ilişkiler silsilesi mi? Gerçek sevgi bunu yapar mı? Sevdiğinin o yeni halini kucaklamaz mı?
Peki bu şartlarda değişen insan neden bir anda durur ve buna izin verir, neden kendini durdurur? Bu da insanların kendini sabote etme oyunudur. Sevdiklerini kaybedeceğine inanmaya başlar. İlerlemekten, büyümekten, yükselmekten korkarlar.Sevdikleri aslında onları suçlarken sen değiştin derken keşke şunu diyebilse bu kişiler 'Evet değiştim ve bundan çok mutluyum. Bu sana karşı olan sevgimi, ilgimi değiştirmiyor ki, seninde mutlu olman lazım. İsteklerimi söylemek, beni mutlu etmeye başladı.Sevdiğim şeyleri yapmak, işimde başarılı olmak,sevdiğim işi yapmak bana çok iyi geliyor. İstemediğim şeyler için hayır diyebilmek beni güçlendiriyor, bunlar seni mutlu etmiyor mu? Benim kendi başıma mutlu olmam, neden seni rahatsız ediyor? seni rahatsız eden şey ne bence bunu çözelim' diyerek her mutlu olduğunuz değişimin arkasında dik durabildiğinizde, artık hayatınızda hiç bir şey sizi durduramaz, bekletemez. Siz istekleriniz,hayalleriniz doğrultusunda kendi mutluluğunuzun sorumluluğunu alarak ilerleyen insanlar olursunuz.
Kimse senin mutluluğundan sorumlu değil. Sen de başkasının mutluluğundan sorumlu değilsin. Kim ne yaparsa yapsın, başkasını mutlu edemez. Mutlu olmak ya da mutsuz olmak bir seçimdir. Gönül işidir.
Sen kendi mutluluğundan sorumlusun. Bu kendini iyi hissetme halidir.Enerjini yüksek tuttukça hayattan keyif alıp, özgüvenli yaşamaktır. Enerjin yüksek oldukça, sen sevinçle doldukça, olumlu ve yapıcı, çözüm odaklı hayata baktıkça hayatın armağanları sana gümbür gümbür akar.
Sen bu hayatta mutlu olarak yaşama hakkına sahip çıkacak mısın? buna bakmalısın.Bunun sorumluluğunu alıp ne gerekiyorsa yapacak mısın? Yoksa ailen, çevrendekiler mutsuzken senin de mutsuz olman gerektiğine yada mutlu olursan, onlara ayıp edeceğine inananlardan mı olacaksın?
Mutluluk tanımını, belki enerjinin yüksek ve sevinçle yaşama hali olarak değiştirebilirsin. İstersen mutluluk deme. Belki o zaman çevrendeki insanlar için enerjini düşürüp onların oyunlarına dolanıp takılı kalmazsın.Enerjim zirvede kimse de bunu düşüremez izin vermiyorum de.
Enerjisi yüksek ve hedefleri olan, değişime izin veren insanlar her zaman hayattan sevinç duyarak yaşarlar. Çok sağlıklı olurlar. Sorun olan durumları çözmeye odaklıdırlar. İstedikleri gibi her şeyi değiştirebilme, iyileştirebilme, baştan başlayabilme özellikleri vardır. Enerjileri o kadar yüksektir ki hayatın içinde hiç bir güç onları ezemez, durduramaz. Hiç bir şey kendilerini ve hayallerini yaşamaktan vazgeçiremez. İşte buna ister mutluluk de ister ne istediğini bilen, kendini seçen, ilerleyen, enerjisi yüksek olma hali de.
Ben mutlu olmayı bu hayatın içinde gülmeyi ,eğlenmeyi, enerjim yüksek bir şekilde keyifle bu hayatı yaşamayı çok seviyorum. Sorunlar mı aman boş ver hepsi çözülür. Hiç bir şey benim hayattan keyif almama,mutlu olmama engel değil. Buna izin vermem. Ne gerekirse onu yaparım.
Peki sen? Sen nasıl yaşamayı seçiyorsun?
Yarın yeni ay, yeni başlangıçlar zamanı.
Kendinle ilgili belki sen de çok güçlü kararlar alıp, adım atmak istersin diye yazdım bu yazıyı.
Senin için, sana özel, hayatının lideri sen ol diye. Mutlulukla yaşa, enerjini yükselt, sevinçle dol, bu senin en doğal hakkın bunu hatırla diye.
Seçim senindir.
Işık ve sevgiyle mutlu olma bilincinde şahane bir ay olsun hepimize.
Bu saatte tam da ihtiyacım olan bir an da nasıl güzel geldi bu yazı ❤️ Muhteşemsin ???
Müthiş kalemine sağlık teşekkür ederiz.