İnanç Uysal

İnanç Uysal


Stratejik işbirliği  

Stratejik işbirliği  

CHP’nin tarihi kurultayından önce yazmadım çünkü kurultay bitmeden yazmamak kaydı ile verilmişti bilgi bana, ‘eğer kurultayı Kemal Kılıçdaroğlu kazansaydı İYİ Parti önümüzdeki hafta Ankara, İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylarını dahi açıklayacaktı. Bu bilginin tersi ise tam olarak doğru değil. Yani, Özgür Özel’in seçilmiş olması İYİ Partinin yeniden CHP ile ittifak edeceği anlamına gelmiyor.  

Kemal Bey’in de kurultay konuşmasına baktığınızda, seçilmesi halinde köprülerin onarılamaz şekilde yıkılmış olacağı da zaten anlaşılıyordu. Böyle bir durumda daha Ankara ve İstanbul adaylarını belirlemek için gerekli çalışmaları bile tamamlamamış olan İYİ Parti son derece yoğun bir mesaiye girecekti.  

Ancak Özgür Özel’in seçilmesi de yeniden bir ittifak kurulacağı anlamına gelmiyor. Çünkü Akşener başta olmak üzere İYİ Partiden konu ile ilgili yapılan açıklamalardaki genel vurgu aslında ittifak siyasetinin Türkiye’ye verdiği zarar üzerine idi.  Böyle bir itiraz noktasının ardından İYİ Partinin KIlıçdaroğlu’nun gitmesi ile aniden fikir değiştirmesi mümkün görünmüyor. Yine de ittifak olmasa da Akşener’in 26 Ağustos’ta yaptığı konuşma noktasına geri dönülmesi mümkün. Yani istisnai bazı yerlerde stratejik iş birlikleri.  

İşte bu noktada daha önce yazdığım bir yazıya geliyoruz. “Adayının desteklenmesini isteyen taraf desteği istediği tarafa teklif götürmeli” CHP’nin yeni yönetimi ve o yönetimi en güçlü şekilde destekleyen Ekrem İmamoğlu şimdi bunu yapacaklardır. Her ne kadar Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş hem Kılıçdaoğlu’nu desteklemesi hem de İYİ Parti ile ilişkileri eskisi kadar iyi olmasa da hala bu stratejik ortaklığın bir başka tarafı olması mümkün.  

Ancak yine de bir kurultay sonucu ile her şey hallolacak demek değil, öncelikle tam bir ittifakın olması artık mümkün değil. İYİ Parti tarafı bunu sistemsel olarak ta baştan reddetti O nedenle de daha dar kapsamlı uzlaşılar aranacak demek bu. Bu durumda da mesela stratejik ortaklık yapılacak yerlerdeki ilçeler uzlaşmanın konusu olabilir. Ya da her uzlaşının CHP üzerinden olmaması gündeme gelebilir. Bir başka konu ise Özgür Özel’in de konuşmasında tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu gibi Selahattin Demirtaş’a selam vermesi. Bu durum İYİ Partinin kendisini konumlandırmak istediği yer için hala bir tehdidin var olduğuna işaret ediyor. Ancak genel bir ittifak yerine stratejik bazı iş birlikleri bu durumu daha izah edilebilir kılıyor.  

Özetle Yerel seçimler açısından muhalefetin içine düştüğü umutsuzluğun tedavisi için ilk adım atılmış oldu ama atılması gereken daha çok adım ve seçimler için az bir süre var.  

Tarihi CHP kurultayı aslında 2. Tura kaldığında bize başka şeyler de gösterdi muhalefetin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak. Demokrasi açsından son derece önemli bir gelişme idi kurultay sonucu.  Siyasi Partiler Kanunun sağladığı bütün imkanlara rağmen mevcut Genel Başkan ilk turda rakibinin gerisinde kalmıştı. O anda ben de birçokları gibi Kemal Bey’in adaylıktan çekileceğini düşündüm. Hatta bence kendisi de öyle düşündü. Bazı haberlere göre en yakınındaki bazı isimler de öyle düşündü. Ama yeterli olmadı ve Kemal Bey ikinci turu kazanabileceğine ikna edildi 

Bunu sağlamak için olsa gerek oylama için 2 saat gibi uzun bir zaman verildi. Ama tam tersi oldu. Kemal Bey’in çekilmemesi tarihi bir farka neden oldu. İki adaylı bir yarışta ilk turda geride olanın ikinci turda kazanması zaten eşyanın tabiatına aykırı idi.  Ama Kemal Bey’in etrafındaki bir duvar bunun bile görünmesini engellemeyi başardı.  Bunların bir kısmı da siyasetçi olmakla birlikte gazeteci, anketçi, danışman görünümünde de olabiliyorlar. Kamuoyu onları tanıyor, onların 14 ve 28 Mayıs’ta da Kemal Beyin etrafına aynı duvarı örmüşlerdi. O zaman o duvarı örmek şimdikinden de çok kolaydı zaten.  

Bir de dip not ekleyelim, üst üste 3 seçim zaferi ile 15 yıl İngiltere’yi yöneten, tarihin en başarılı siyasetçilerinden biri olan Margaret  Thatcher katıldığı son muhafazakar Parti kurultayında ilk turda salt çoğunluğa ulaşmasına rağmen tüzükte istenen oya ulaşamamış ve seçim ikinci tura kalmıştı. Thatcher’in ikinci turda kazanacağı da neredeyse kesindi. Ama Demir Leydi “ İlk turda gerekli oyu alamadıysam bu yeterli güveni sağlayamadığım anlamına gelir” diyerek ikinci turdan önce yarıştan çekilmişti. Elbette bu dip notun konuyla bir ilgisi yok. Çünkü dip nottaki olay Türkiye’de geçmiyor.  

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar