“Anı yaşayın, anın tadını çıkarın” derler hep geçmiş deneyimler ve gelecek endişe ve beklentileri arasında sıkışıp kaldığımızda.
Duyarız bu sözcükleri..
Dinlemeye ve özümsemeye çalışırız, biliriz çünkü anı yaşayabilmenin tılsımlı deneyimini..
Fakat muhtemeldir ki o anda, o durumla, o anki şartlarla baş etme mücadelesi verirken anı özümseyip, değerini hissetmek epeyce zor gelir benliğimize..
Geçmişe doğru kafamızı çevirip baktığımızda, deneyimlediklerimiz, mutluluklarımız ve yaralarımız uzaktan bize el sallar..
Tekrar önümüze döndüğümüzde ise çoğu zaman korkutur bizi bir kaç adım ilerideki gelecek ve bilinmezliği..
İşte tam o anlarda, belki saniyelerin, ve hatta belki de saliselerin içerisinde umut dolu, tatlı bir bakış atar, hayalperest ama bir o kadar da kendinden emin bir göz kırpar gelecek bize..
İşte o kısacık andır yaşam döngüsünde insanın kendi elinden tutturan.. Tam da odur anı yaşatan..
Geçmiş deneyimler ve gelecek endişe ve beklentileri arasında sıkışıp kaldığımızda, korkulara, umudumuza ve heyecanımıza nefes alıp vermektir bize düşen,
İşte o zaman görme şansımız olur o gözlerinin içi gülen bakışı, o kısacık göz kırpmasını..
Yeter ki ona odaklanmayı bilelim ve kendi elimizi sımsıkı tutabilelim..
Sevgim ile,
Yael
Yorum Yazın