Türk Dil Kurumunun bazı kelimelerin yazılışı ile ilgili değişiklikler yapması ile birlikte Türkiyeli ifadesini de tanımlamış olması gündem oldu. Baştan söyleyeyim Türkiyeli kelimesine karşı değilim. Ama TDK nın bu kelime için yazdığı karşılık biraz tuhaf olmuş açıkçası.
Ne demiş TDK Türkiyeli kelimesinin anlamı için: " Türkiye'de yaşayan halk ve bu halkın soyundan gelen kimse". Oysa şöyle bir tanım daha kabul edilebilir sanki " Türkiye'de yaşayan fakat Türk vatandaşı olmayanlara Türkiyeli denir".
Neyse zaten bir kaç saat sonra da gelen tepkiler nedeniyle Türkiyeli ifadesini sözlükten çıkarmışlar, ilginç aslında memleketin dilinden sorumlu kurum sosyal medyadan tepki gelince sözlükteki kelimeden vazgeçiyor. Bir de açıklama yapıyor "Basında ve sosyal medyada çıkan eleştiri ve öneriler dikkate alınmış ve gerekli incelemeler başlatılmıştır. O açıklamada ki incelemeler bölümünü de merak ettim. Yine birileri işgüzarlık yapmış da kurum yönetimi atlamış mı olacak acaba göreceğiz. Ama burada kesin olarak şu söylenebilir, mesuliyet konusu hakkında yaptığı işi sosyal medya baskısıyla değiştiren bilimsel temelli bir kurum biraz garip geliyor insana
TDK nın sayfasına Türkiyeli yazdığınızda karşınıza çıkan tanım sadece benim ya da bir başkasının ya da sosyal medya kullanıcılarının karşı çıkacağı bir tanım olmakla kalmıyor zaten. Anayasayla çelişiyor Çünkü Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 66. Maddesi, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” diyor.
Bu durumda Türkiye'de yaşayan halk eğer Türk vatandaşı ise Türk diye anılmak zorunda. Etnik kökeni, farklı olabilir, başka asıllı olabilir ama ismi Türk. Yani olay herşeyden önce hukukun konusu. Ama birileri bunun böyle olduğunu bile bile yapıyor bu işleri. Dil bilgisi açısından konu üzerinde ahkam kesecek değilim elbette, ama daha önce tarihçiler sosyologlar falan bu konu üzerine uzun uzun konuştular.
Birçoklarının bu konudaki fikri Türk kelimesine ve Türk kimliğine hatta Türk milletine karşı husumet besleyenlerin Türkiyeli ifadesini dilimize yerleştirmek istedikleri şeklinde.
Elbette bu ifadeyi mütemadiyen gündeme getirenler durumu bu şekilde izah etmiyorlar, onlara göre bu ifade şekli farklı etnik kökenden gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da kendilerini ait hissedebilecekleri bir tanımlama biçimi.
Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldığı, andımızın kaldırıldığı dönemlerden kalma bir bakış açısının tezahürü bu. Türk ifadesinden rahatsız olan kesimlerin varlığını biliyoruz. Andımızın okunmasına en çok kimlerin karşı çıktığını da biliyoruz. Bugün MHP ile kurulan iktidar ittifakının selameti açısından AKP bu kesimlere yeterince taviz veremiyor ama en azından arada bir deniyor.
Ama bakın bundan Yüzyıllar önce Spinoza üç dinin mensuplarından bahsederken Türk yazıp sonra parantez içinde Müslüman diyordu mesela. Ya da Boşnakça bir ilmihalde 'Ne zamandan beri müslümansın' sorusu ' Ne zamandan beri Türksün' şeklinde yazılıyordu. 11-12. Yüzyıllardan beri bu topraklar Türk yurdu olarak bu topraklarda yaşayanlar da Türk olarak anılıyor
Mustafa Kemal Atatürk de “Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denilir” diyor ve Türk Dil Kurumunu da bu sözü söyleyen Mustafa Kemal Atatürk kuruyor.
Herşey bir tarafa asıl dikkat çekmek istediğim bölümü bir daha yazayım. TDK'nın yaptığı aslında Anayasaya aykırı, sosyal medyaya değil.
İyiki sosyal medya var. Sosyal Medyanın sayesinde, TDK yaptığı yanlıştan döndü. "Türkiyeliyim" diye yurt dışında hangi ülkeden olduğum sorulduğunda tabi ki söyleyeceğim. Zira -hamdolsun- birden fazla TÜRK devletimiz var. "Türk'üm, demem, ülkemi belirtmeyeceği için, Türkiyeliyim, kelimesini de bu şartlarda kullanırım.