27 Mayıs ile ilgili yaygın medya kuruluşlarında Menderes güzellemeleri yapılırken, uyku ile uyanıklık arasındaki bir boyutta Atatürk’ü gördüm. Ve bana, “Menderes’i, tam bağımsız Türkiye’yi bitirdiği için affetmeye çalışsam da, Türk askerini ikinci sınıf gören yaklaşımından dolayı affedemem”, diyordu.
1950’de iktidara gelen Menderes Hükümeti, NATO’ya girerek ABD’ye yanaşmak istiyordu.
Güney Kore’yi destekleyen ABD ile Kuzey Kore’yi destekleyen Rusya, Kore üzerinden savaşmaktaydı. ABD Silahlı Kuvvetler Üyesi Senatör Cain de, Kore havucunu gösteriyordu: “Türkiye Kore’de savaşırsa NATO’ya alırız.”
Türkiye’nin NATO’ya girmekte hiçbir menfaati yoktu. Buna karşın, ABD, Rusya’ya karşı Türkiye’de üsler kurmak istiyordu.
Menderes, savaş kararını Anayasa’ya aykırı olarak, Meclis’ten geçirmeden aldı. Soru üzerine, bu kararı BM istediği için aldığını, zaten Kore’ye de savaşa değil, terbiye ve cezalandırmaya gittiğimizi söyleyecekti. Oysa Kore’de çok kanlı bir savaş vardı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bağlayıcı bir kararı da yoktu.
“NEDEN MECLİS’E SORULMADI” DEMEK SUÇ İLAN EDİLDİ!
Muhalefet hesap soruyordu.
Bunun üzerine Menderes, Meclis’e sormadan Kore’ye neden asker gönderildiğini sormayı da, suç ilan etti.
Türkiye, 1950’de Kore’ye ilk asker ihracını 4 bin 500 insanımızla gerçekleştirdi. Ne tesadüf ki, İngilizce bilen bir tek kişi bile gönderilmemişti.
Türk Kore Birliği, Amerikan Kolordu’sunun emrine verilmişti. Çin orduları Güney Kore ordusunu dağıtıp; Birleşmiş Milletler cephesini yararak, Kunuri’de ABD komutasındaki 8’inci Kolorduyu kuşattı. Çin saldırısını durdurma ve 8. Kolordu’yu kurtarma görevi, Türk Tugayına verilmişti.
ABD’nin geri çekil emri, İngilizce bilen olmadığı için anlaşılamayınca, Kunuri’de kuşatılan, Türk Askeri üç günde 767 şehit verirken, 2 bin 111 kişi de gazi oldu. Türkler canları pahasına Amerikalıları kurtarmıştı.
Ancak, 767 şehitten sonra Menderes Hükümeti’nin aklına, 15 İngilizce mütercim tercümanı Kore’ye göndermek geldi!
Menderes, şehit düşen Türk askeri için, ABD askeri kadar masrafa gerek olmadığını ifade etmişti.
Bunun üzerine, şehit Türk askeri için kırmızı renkli dolar basıldı:
“Gerçek doların sekizde biri değerinde.”
Böylece 4 bin 500 Türk askerinin toplam maliyeti sadece bin 35 dolara gelir.
Dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Dallas, “Bir Türk askeri bize 23 sente mal oluyor” diye çok sevinir.
Menderes de öyle: “Bir avuç kan karşılığında büyük ülkeler arasına girdik.”
Bunu NATO’ya girebilmenin bedeli olarak görür.
Ne Atatürk ne de İnönü, hiçbir zaman Meclis’i devre dışı bırakmışken, Menderes orada da durmaz.
ABD’YE TÜRKİYE’YE MÜDAHALE İZNİ VERİLİR
ABD Dışişleri Bakanı Dallas ile yıkıcı faaliyetler ve dolaylı saldırı durumunda, Amerika’ya, Türkiye’ye müdahale hakkı veren, Ana Mukavele’de yine Meclis’e sorulmadan, Fatin Rüştü Zorlu imzasıyla, yürürlüğe sokulur.
1951’DE TAM BAĞIMSIZLIK BİTTİ
Ottowa’da toplanan NATO Bakanlar Kurulu Türkiye ve Yunanistan’ın, NATO’ya girmesini onaylar. Karardan hemen sonra Türk ordusunun bütün kuvvetleri NATO’ya bağlanır. Böylece, Menderes, güvenliği kayıtsız şartsız NATO’ya bağlayarak, Atatürk’ün tam bağımsız Türkiye anlayışını, 20 Eylül 1951’de bitirir.
Vatan Şairi Nazım Hikmet, 23 sentlik asker şiirinde, durumu şöyle anlatır:
“Mister Dallas, sizden saklamak olmaz, hayat pahalı biraz bizim memlekette, mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti, Ankara’da 23 sente…
Yahut iki kilo kuru soğan, yahut bir kilodan biraz fazla mercimek, elli santim kefen bezi yahut, yahut da bir aylığına yirmi yaşlarında bir tane insan!”
Kore’de, kırmızı renkli dolarla pusulasını şaşıran, muhafazakâr Türkler, 1969’da kıblesini 6. Filo’ya çevirir.
Turuncu ve rengârenk devrimlerin duygusal destekçisi Soros, 2002’de Sabancı Üniversitesi’ndeki konferansında “Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü, ordusudur” der. Çok sevinir ve hemen ihracatı başlatırız!
ABD ve AB askerleri çekilirken, en iyi ihraç ürünümüzü Afganistan’a göndeririz.
Afganistan’da 28 milyon dolar masraflı ABD askeri yerine, Türk askeri için 4,5 milyon dolar harcandı. Yani, Irak’a ABD yerine Türk askeri gittiğinde bu aylık 240 milyon dolar kazandırıyordu. Reagan, 90 bin dolara mal olan bir ABD askeri yerine, 6 bin dolara mal olan, Türk askerini görünce “Haliyle güvenliğimizin bir parçası oldu” dememiş miydi?
ABD’li ünlü finans spekülatörü Soros “Türkiye’nin en iyi ihraç malı; askeridir” sözleri ile işte tam da bunu anımsatıyordu. Çünkü Türk Askeri’ne 71 yıldır, kırmızı renkli dolar yetiyor!
Türk halkına verilen değer maalesef tatlı bir anı olarak Atatürk döneminde kaldı. Bugün ise vatandaşını son derece değersiz gören nadir ülkeler arasında yerimizi aldık. Mehmetçik de bu duruma dahil. Değerlerimizi, önemli ve öncelikli olanı hatırlattığın için teşekkürler Murat Bayar. Kalemine sağlık.