Ferai Tınç

Ferai Tınç


Ukrayna krizinde diplomasi trafiği hızlandı

Ukrayna krizinde diplomasi trafiği hızlandı

PAZARTESİ gününden itibaren Ukrayna krizinin diplomatik yollardan çözümü için Avrupa yoğun bir trafik başlattı.

Fransa Cumhurbaşkanı Manuel Macron, Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile masaya otururken, Almanya Şansölyesi  Olaf Scholz, ABD Devlet Başkanı Joe Biden ile Beyaz Saray’da buluşuyordu.

Aynı dakikalarda Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Kiev’de Ukraynalı yetkililerle görüşüyordu.

Trafik o kadar yoğundu ki, pazartesi aynı saatlerde Avrupa Birliği Dış politika şefi Joseph Borrell de, AB heyetiyle  Washington’daydı.

Borell, Ukrayna doğal gaz boru hattının kapanması durumunda Avrupa’nın enerji ihtiyacının nasıl giderileceğini tartışıyordu Amerikalı muhataplarıyla.

Trafik bu kadarla kalmıyor.

Macron dün de Ukrayna’da Jelensky ile görüştü.

Bu görüşmenin ardından Putin ile telefonda gelişmeleri tartışacaklar.

Almanya Şansölyesi ise, 14-15 Şubat’ta Moskova’da Putin ile bir araya gelecek.

 

ÇITALAR YÜKSEK TUTULUYOR

 

UKRAYNA krizi soğuk savaş döneminden sonra dünyanın karşılaştığı en ciddi kriz.

Bu gerilimin, sıcak bir catışmaya dönme ihtimali bile dünyayı ayağa kaldırmaya yetiyor. 

Putin’in önceki gün Macron ile görüşmesinden sonra  söylediği gibi, “ Biz NATO ile belki boy ölçüşemeyiz ama Rusya’nın başlıca nükleer güçlerden biri olduğunu da aklımızdan çıkartmamalıyız.  Bunun kazananı olmaz.”

Evet bu kriz savaşa dönüşürse  kazananı olmaz.

Aslına bakılırsa Avrupa’da güvenlik anlaşması zaafı var.

Mesela  Soğuk Savaş dönemini sona erdiren   Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması aktif değil. 1990 yılında NATO ile Varşova Paktı arasında imzalanan anlaşmayı Rusya, NATO genişlemesi ve ABD’nin bölgeye silah yığarak anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle 2007’de askıya aldı 2015’de  çekildiğini açıkladı.   

Son durum ise Avrupa ve çevresinde silahlanma yarışının ne kadar tehlikeli hale geldiğini gösteriyor.

Ne yazık ki, pandeminin etkisi ile ciddi bir sorun haline gelen küresel ekonomik krizlerin aşılması için silah sanayine kurtarıcı gözüyle bakılıyor.

Silah üreticisi ülkeler başta, herkes birbirine silah satıyor. Daha da kötüsü bununla övünülüyor.

Bunun böyle devam etmesi mümkün değil.

Bölgenin aşırı silahlanması ile çıtalar iyice yükselse de yine de tüm taraflara güven verebilecek yeni güvenlik  anlaşması ya da anlaşmalarının hayata geçebileceğini düşünüyorum. 

Macron ile Putin’in görüşmesinde fazla  öne çıkmayan ama çok önemli bir nokta var.

Macron, Putin’in krizin nedeni olarak gösterdiği Ukrayna’ya NATO’nun kapısının açık olduğunu söylemedi, ama güvenlik endişelerinin haklı olduğunu ve Batı’nın Ukrayna’nın arkasında olduğunu belirtti.

Putin ise, Fransa Cumhurbaşkanı’nın  ortak bir zemin oluşturabilecek öneriler getirdiğini, bunun üzerine düşüneceklerini söyledi.

TÜRKİYE NE YAPABİLİR

Ciddi krizlerde dış politikayı iç siyasi çıkarlar için biçimlendirmeye başladığınız zaman girişimler geri teper. Güvenilirliğiniz kalmaz.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sözcüleri ve iletişim uzmanları tarafından, “Bu sorunu çözecek tek lider” olarak sunulmasının gerçekle ilgisi yok.

Türkiye, Ukrayna’ya drone satışıyla Rusya’nın tepkisini çekti.

Ama, Türkiye’ye de bu süreçte tabii ki rol düşüyor. Ukrayna, Rusya’nın istediği gibi NATO’ya alınmayacaksa güvenliğinin sağlanacağı ikili anlaşmalar çok önem kazanıyor.

 Rusya ile de karşılıklı güvenin sağlamlaştırılması (Montrö güvencesi gibi)  Türkiye’nin taraflarla ikili ilişkileri güçlendirerek barışa destek olmasını kolaylaştıracak.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar