CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı ile Alberto Manguel’in Ulises’in Dönüşü kitaplarının okur şikayetleri gerekçe gösterilerek halk kütüphanelerinden kaldırıldığını açıkladı.
Kütüphane Hizmetleri Daire Başkanlığından, kütüphanelere gönderilen e-posta şöyle:
“Sayın Yetkili/Kütüphane Müdürü;
Ekte kitap kapakları bulanan, Yazarı Nazım HİKMET'e ait "Kuvayi Milliye" (ISBN: 978 6258129090) ve Alberto MANGUEL'e ait "Ulises'in Dönüşü" (ISBN: 978 6058029576) başlıklı kitaplarda uygunsuz içerik tespit edilmiş olup, Koha Kütüphane Otomasyon Sisteminde materyal düzenleme kısmından Ödünç Verilemez - Diğer ve OPAC'ta görünmesin yapılarak, kullanıcılar tarafından görülmesi engellenmiştir.
Söz konusu kitapların bulunduğu tüm halk kütüphanelerinde okuyucu hizmetlerinden çekilmesi gerekmektedir.
Gereğini bilgilerinize sunar, iyi çalışmalar dileriz.”
OPAC, (İngilizce: Online public access catalog), bir kütüphane veya kütüphane grubu tarafından tutulan çevrimiçi materyal veri tabanıymış. Bu vesileyle öğrenmiş oldum.
Orada da engellenmiş.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Nazım Hikmet’in “Kuvayi Milliye” adlı eserinin yasaklandığına dair haberleri yalanladı. Bakanlık, yasaklananın şiir değil, “Kuvayı Milliye Destanı” şiirini çizgilerle anlatan Nuri Kurtcebe’ye ait bir çizgi roman olduğunu savundu. Açıklamada "Söz konusu kitapta cinsel içerikli tasvirlerin yer aldığı sayfalar bulunmaktadır" denildi.
Bir kütüphanede, olmayan bir kitabın istek üzerine temin edilmesi, kütüphanecilikte bir uygulamadır. Üniversite kütüphanesinde bulunmayan bir kitap, talebimiz üzerine temin edilir, rafta yerini alırdı. Lakin “Ben bu kitabı istemiyorum” talebiyle kütüphaneden bir kitabın kaldırıldığını daha önce duymamıştım.
Fakat benim ilgimi çeken “Cinsel içerikli tasvirler” gerekçesi oldu.
***
Nuri Kurtcebe’nin çalışmasını bilirim. Destanı; kafamda kendi imgelerimle canlandırmak istediğimden, Kurtcebe’nin muhteşem çalışmasını bir kere okumuş, bir daha da bakmamıştım.
“Söz konusu kitapta cinsel içerikli tasvirlerin yer aldığı sayfalar bulunmaktadır.” açıklamasına anlam veremedim. Ne Nazım Hikmet’in satırlarında, ne de Nuri Kurtcebe’nin çizimlerinde o izlenimi edinmemiştim.
Ne de olsa erkek aklı. “Cinsel içerikli tasvirler” denince merak ettim. Heyecanlandım tabii. Hemen Çizgi romanı bulup okumaya başladım.
Nuri Kurtcebe’nin resimlediği Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanındaki cinsel içerikli tasvirleri deneyimleyecektim. (Havalı bir cümle oldu.)
***
Çizgi roman, Oğuz Aral’ın önsözünden sonra, “Onlar” şiiriyle başlıyor, “Yıl 1918-1919 ve Karayılan Hikayesi” ile devam ediyordu.
Nazım Hikmet’in satırlarına ve Nuri Kurtcebe’nin çizgilerine kapılıp, kitabın sonuna ne ara geldim, farkında değilim. Cinsel içerikli tasvirleri nasıl kaçırdım, anlayamadım. Halbuki okuma motivasyonum oydu.
Kitaba baştan başladım. Bu sefer yazıları okumadan, çizimleri izledim… Cinsel içerikli tasvirleri yine yakalayamadım.
Bakanlık “cinsel içerikli tasvirler” var deyip, kitabı kütüphanelerden toplattıysa, “cinsel içerikli tasvirler” olmalıydı ve ben onları görmek istiyordum.
***
Daha dikkatli baktım kitaba… Kararlıydım. Cinsel içerikli tasvirleri bu kez yakalayacaktım…
Birinci Bab’da, Karayılan Hikayesinde:
“Ve Çukurova/ kıyasıya düzlük/ Uçurumlar, yamaçlar, dağlar kıyasıya/ Ve Seyhan ve Ceyhan/ Ve kara gözlü Yörük kızı/ Gördü mavi üniformalı Fransız’ı (…)” satırlarına eşlik eden çizimlerde, üç Fransız askerinin tacizine uğrayan Yörük kızının üstü başı paramparçaydı.
“Ve inekleri koyunları, keçileri sürüp, götürüp/ Gelinlerin ırzına geçip/ çocukları öldürüp/ ve istiklali yakıp yıktıkça düşman/ dağa çıktı mavzerini nacağını çiftesini kapan…” satırlarının çizimlerinde de samanlıkta sadece bacakları görünen bir kadının yanında üstünü başını toplayan bir Fransız askeri vardı.
“Ve lakin Tarabya'da, Pötişan'da ve Ada'da Kulüp'te/ aktı Ren şarapları su gibi/ve şekerin sahibi/kapladı Miloviç'in yorganına 1000 liralıkları./ Miloviç de beyaz at gibi bir karı” satırlarına eşlik eden çizimlerde Kurtcebe “at gibi” bir kadın tasvir etmişti.
“Cinsel içerikli” demeye en yakın tasvirler aşağı yukarı bu ayarda ve birkaç taneydi.
Yuh! dedim kendime. “Cinsel içerikli tasvirler” diye peşine düştüklerime bak. Düşman tacizine uğramış kadın çizimlerinde, cinsel içerik arıyorum.
Bu tasvirlerden cinsel içerik çıkarabilmek için insan nasıl bir yokluk içinde olmalı ki?
Utandım tabii.
Kütüphaneye gelen her okuyucunun elindeki telefondan ulaşabildiği sınırsız “Cinsel içerikli tasvir” imkanı varken, okuyucuyu rahatsız eden cinsel içerikli tasvirlere bunlar mı?
***
Kuvayı Milliye Destanının parçası olmamakla birlikte Nuri Kurtcebe’nin çizdiği roman, Nazım Hikmet’in 1959 yılında yazdığı “şehitler” şiiriyle bitiyor.
***
Şehitler
“Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
Sakarya'da, İnönü'nde, Afyon'dakiler
Dumlupınar'dakiler de elbet
ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler,
siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
1959
***
Yorum Yazın