Sizce hangisi işimizi elimizden alacak? Hangisi daha riskli?
A)Yapay Zeka
B) İklim Krizi
Eğitimler alıyoruz, hayatımızı en konforlu şekilde yaşayabilmek için en güzel işleri bulmaya çalışıyoruz. Çocuklarımız geleceğin mesleklerini seçebilsinler diye, kariyer danışmanları ile planlıyoruz eğitim süreçlerini. Buna karşın, günün en doğru seçimini yaptığını düşünen gençler sadece 4 yıl sonra mezun olduklarında o iş alanı popülerliğini yitirmiş olabiliyor. Yeni yeni iş alanları açılırken, birçoğu da nesli tükenen hayvanlar gibi yok oluyor ve tüm bu gelişmeleri yakalamak için olağan üstü bir çaba harcıyoruz toplum olarak. Dünyadaki gelişmeler, değişimler ve risklerin belirlediği yeni iş alanlarını tespit etmek, yok olacakları hesaplamak hiç de kolay değil uzman değilsek. “Yapay Zeka” tabanlı dijital bankacılık hizmetleri, bırakın banka çalışanlarını, banka binalarını bile ortadan kaldırmak üzereyken bir bankacı, iklim krizi nedeni ile sekteye uğrayan tekstil sektöründe de modacı olmak artık düşündürücü seçimler.
Bu düşünceler uzun süredir beni meşgul ediyordu ta ki geçtiğimiz günlerde moderatör olarak katıldığım Finans&Future toplantısına kadar. H.Ü Ekonomi Topluluğu’nun bu yıl 5.sini düzenlediği zirvenin ana teması “Sürdürülebilirlik, Finans ve Gelecek” di.
Bu üç kavramın kesiştiği nokta “riskler” oluyor ki bu konuyu konuşmak üzere davet edilen Marsh McLennan Türkiye CEO ‘su Tarık Serpil benim yukardaki ilk girişte sorduğum soruya şahane bir yorum yaparak zihnimin bu bulanıklığını giderdi. Sayın Serpil’in yorumunu az sonra sizler ile paylaşacağım ama siz okuyuculara da biraz düşünme alanı bırakmak istiyorum. Köşemi takip edenler sıklıkla iklim krizinin sonuçlarından söz ettiğimi bilirler o nedenle onu sonraya bırakarak öncelikle “Yapay Zeka” nın riskleri üzerine birkaç bir şey yazmak istiyorum. Sonra da İklim Krizi risklerini kısaca tekrar hatırlatmakta yarar var ki aradaki muhakemeyi hep birlikte yapabilelim.
Harvard Üniversitesi'nin yapay zeka -ki bundan sonra ona kısaca (YZ) diyeceğim- ile ilgili bir araştırmasında YZ’nin çeşitli riskleri üzerinde duruluyor.
- YZ çok güvenli bulunmuyor
YZ sistemlerinin yanlış kullanımı, bireylerin mahremiyetini ihlal edebilir ve siber güvenlik risklerini artırabilir.
- YZ Etik olmayabiliyor
Yanlış veya önyargılı veri setleriyle eğitilen YZ modelleri, toplumsal eşitsizlikleri pekiştirebilir ve adalet sisteminde hatalara yol açabilir. Otonom silahlar ve yüz tanıma teknolojileri gibi YZ uygulamaları, etik ve hukuki sorunları beraberinde getirir.
- YZ Hastalık teşhislerinde yetersiz kalabiliyor
Tıp alanında, YZ'nin karmaşık sonuçlar gösterdiği görülmektedir. Pandemiye genel YZ müdahalesi veri erişimi ve güvenilirlik sorunları nedeniyle sınırlı kalmıştır. Ayrıca, YZ'nin tıbbi görüntüleme ve teşhis alanındaki potansiyeli umut vericidir, ancak insan uzmanlığını destekleyecek şekilde dikkatlice entegre edilmesi gerekmektedir (Harvard Gazette)
- YZ Eğitimde eşitsizlik yaratabiliyor
YZ kaynaklarına erişimde eşitsizlikler gibi sorunlar da bulunmaktadır (Harvard Gazette).
- YZ Aşırı bağımlılık yapabilir
YZ araçları, kişiselleştirilmiş öğretim sunarak ve sınıf etkileşimlerini genişleterek öğrenmeyi artırabilir. Ancak bağımlılık yapabilir(Harvard Gazette)
- YZ gazete köşe yazısı yazabiliyor
YZ’nin işgücü üzerinde etkisi büyük bir tartışma konusu. Bazı iş kollarında ciddi istihdam kayıplarına yol açması bekleniyor.
Gelelim İklim Krizinin risklerine;
Küresel Isınma: İklim değişikliği, dünya genelinde sıcaklıkların artmasına, buzul erimelerine ve deniz seviyelerinin yükselmesine neden olur. Bu durum, milyonlarca insanın yaşadığı kıyı bölgelerinde sel ve toprak kaymalarına yol açar.
Ekosistemler ve Biyoçeşitlilik: İklim krizi, ekosistemleri ve biyoçeşitliliği tehdit eder. Türlerin kitlesel yok oluşlarına ve doğal yaşam alanlarının kaybına neden olur.
İnsan Sağlığı: İklim değişikliği, sıcak hava dalgaları, hava kirliliği ve su kıtlığı gibi sağlık sorunlarını artırır. Ayrıca, tropikal hastalıkların yayılma olasılığını yükseltir.
Ekonomik ve Sosyal Etkiler: İklim krizi, tarım, balıkçılık ve turizm gibi ekonominin birçok sektörünü olumsuz etkiler. Göç, gıda güvenliği ve sosyal huzursuzluk gibi sorunları da artırır.
Kıyaslamaya gelince;
Harvard Üniversitesi ve diğer kaynaklar, her iki riskin de küresel ölçekli sorunlar olduğunu vurgulamaktadır. Ancak işte burada Tarık Serpil’in yorumunun tam sırası. Risk, strateji ve insan alanlarında dünyanın önde gelen profesyonel hizmetler firması olan Marsh McLennan Türkiye CEO su Tarık Serpil risk yönetimi jargonunda riskleri 2 ye ayırıyor ve şöyle tanımlıyor;
“ Birincisi Spekülatif risklerdir. Yani gerçekleşmesi halinde iyi sonuçları da olabilecek kötü sonuçları da olabilecek risklerdir. Bir diğeri ise Katastrofik riskler; yani gerçekleştiğinde hiçbir pozitif yanı, avantaj yaratan yönü yoktur. İklim krizi 2. Sınıfa giriyor. Zarar verme potansiyeli var. Hiçbir avantajı yok.
Yapay zeka ise spekülatif risklere giriyor. Dolayısı ile yapay zeka keyifli bir risk. “
Anlaşılacağı üzere;
İklim Krizi: Doğrudan ve geri döndürülemez etkiler yaratabilir. Küresel ısınma, ekosistemlerin ve insan yaşamının sürdürülebilirliğini tehdit eder. Çözüm gerektiren süre oldukça kısıtlıdır, zira belirli eşiğin üzerinde geri dönüş mümkün olmayabilir.
Yapay Zeka: Kontrollü ve düzenli bir şekilde yönetildiğinde, yarar sağlayabilir. Ancak kontrolsüz bırakılırsa, ciddi sosyal, ekonomik ve etik sorunlara yol açabilir.
Bu bulgular, YZ'nin faydalarını en üst düzeye çıkarırken risklerini en aza indirmek için sağlam etik yönergelerin, güvenilir verilerin ve dikkatli uygulamanın önemini vurgulamaktadır. Ama en önemli bulgu, iklim krizinin korkunç sonuçları dünyayı yaşanmaz hale getirirse ne YZ kalır ne YZ yı yapan. Yapay Zeka insan eli ile yapılmış, riskleri yönetilebilir olasılığı olan bir alan. Oysa iklim krizi de insan eli ile yapılmış, eşik aşıldığı takdirde riskleri yönetilemeyecek bir alan.
Bu arada dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı firmalarından Mc Kinsey’in yaptığı bir araştırma sonucundaki “İklim Krizi ile yapılan mücadelede Net sıfır emisyon (yani ürettiğin emisyonu yok edilmesi) hedeflerine ulaşabilmek için 2030 yılına kadar YZ tabanlı 4.2 milyon yeni iş yaratabilir” bilgisi de oldukça dikkat çekici.
Tüm bu bilgi, yorum ve değerlendirmelerden sonra ilk başta sorduğum soruya benim cevabım şöyle;
Başta İklim Krizi olmak üzere sorunların çözümü yapay zeka tabanlı iş alanlarında olabilecek ise bu yeni iş alanları demek. Dolayısı ile YK bazı iş alanlarını yok ederken yeni yeni iş alanları da doğuruyor. Ancak önlem alınmaz ise dünyayı 6.yok oluşa götürmesi öngörülen İklim Krizi meselesi çözülemez ise işte o zaman ne iş kalır ne iş yapılacak bir dünya. Sorumun cevabı B
NOT: Bugünkü yazım ChatGPT den alınan bilgi ve yorumlar içeriyor.
Yorum Yazın