İnanç Uysal

İnanç Uysal


Yetenekli Baylar

Yetenekli Baylar

Yetenekli Bay Ripley, diye bir film vardı hatırlarsınız… Ne olduğu, kim olduğu, nasıl zengin olduğu, kimlerle hemhal olduğu belli olmayan, esrarengiz ve fakat zengin, başarılı, takıntılı ve suçlu… Seyrettiğinizde çok enteresan bir kurgu gibi gelirdi. 

Oysa şimdiler de anlıyoruz ki memleket Bay Ripley kaynıyormuş!..
Ripley’ler ortaya çıkıyor ama onların bu duruma gelmesiyle ilgili herhangi bir sorumlu bulunamıyor. Bizdeki hali senaryo olsa bence filmin devamının da çekilmesini sağlayabilirmiş aslında; yapımcılar atlamış.

Sedat Peker eski hızını kaybetse ve artık film çekemiyor olsa da senaryo yazmaya devam ediyor. İşin enteresanı senaryoyu zenginleştirmek için aralarda muhalefetten aktörlere de roller yazıyor.

İzleniyor, okunuyor, ilgi çekiyor ama hiçbir şey olmuyor, hem de ne iktidar cenahında ne de muhalif cenahta.

Her cepheden, iş adamı, siyasetçi, gazeteci bugün Peker’in hedefinde. Gazetecilerden bir kısmı sessizliğe gömüldü bir kısmı birbirini suçladı. İş adamlarının birdenbire suçlu oldukları yeniden hatırlandı. Arananlar bulundu, aranmayanlar aranmaya başladı. Siyasiler ise sanki ortada hiçbir iddia yokmuş gibi davranmaya devam ediyor. 

Son zamanlarda iddialar senaryo formatından film formatına geçmediğinden belki ilk günlerdeki gibi yankı bulmuyor ama gittikçe ciddileşiyor. Peker senaryo metinlerine yeni bir jargonla tehdit de ekledi aslında: “Yalanlamaya kalkmayın elimde belgeler var…”

Bir tek istisnası oldu aslında bu senaryo işinin. İlhamı gerçek hayattan alınca bazen hatalar da yapıyor tabii. Peker, neticede araştırmacılık, doküman toplama, inceleme ve sınıflandırma işlerinde tecrübeli değil.
Şu ana kadar somut ve kesin olarak kabul edebileceğimiz ne yazık ki sadece bir hata yaptı…
Bir sürü isim verdi, bir sürü iddiada bulundu ve biz de kendisinin iddialarını şahsına olan güvensizliğimizden dolayı hep şüpheyle karşıladık.  Ancak bunlardan sadece Savcı Mesut Erdinç Bayhan ve İş adamı Murat Gür İbrahimoğlu’ndan özür diledi.

Kendileri ile ilgili iddialar konusunda Murat Gür İbrahimoğlu çok net bir açıklama yapmış ve Peker’i şerefi varsa 24 saat içinde özür dilemeye davet etmişti. 

Yani birçokları için öyle ciddi bir tehdit yoktu ortada. “Senin ve soyadının şerefi varsa” demişti altı üstü. Bugün birçok kişi için tehdit bile kabul edilmeyecek bir cümle bu.  
Peker ise 24 saat geçmeden, “özür dilerim karıştırmışım” dedi. Yani aslında başkalarını “elimde belgeler var beni yalanlamaya kalkmayın” diye tehdit eden Peker kolay yola gelmişti. İddiaların muhatabı olmadığından emin bir adam 24 saatte kendisini temize çıkarmayı başarmıştı.

Nedense bu özür üzerine kimse konuşmadı. Bir gazetecinin ya da ne bileyim ekranlarda ahkam kesen bir sürü analiz ulemasının asıl yakalaması gereken ayrıntı bu değil miydi?

Bu olay, bugüne kadar onlarca kişi hakkında onlarca iddiada bulunan Peker’in iddialarının doğru mu yalan mı olduğu konusunda ne yazık ki önemli bir turnusol kâğıdı oldu. 

Hodri meydan! Bu kadar kolay olduğuna göre, siz de özür diletin Peker’e...

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar