16 Ağustos’ta kan dökülen oturumun ardından yeni yasama yılına Can Atalay’lı strateji

Hülya Özmen- Muhalif Ankara

CHP, Türkiye İşçi Partisi (TİP)’ten Hatay milletvekili seçildikten sonra vekilliği düşürülen ve AYM kararına rağmen cezaevinde tutulan Gezi hükümlüsü Can Atalay için 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılında muhalefet partileri ile ortak tutumda buluşmaya hazırlanıyor. Can Atalay’ın Meclis’e görevinin başına dönmesinin yolu açılmaya çalışılacak. CHP, Meclis’te izlenecek politikaları belirlemek için Ekim ayının ilk haftasında milletvekilleriyle kampa girecek. Saadet- Gelecek Partisi Grubu çalışmalara ikili olarak devam ederken, yeni birleşmelerle geniş tabanlı bir grup kurulması da bekleniyor. TBMM Genel Kurulu 1 Ekim 2024 Salı Günü 28. Yasama dönemi 3. Yasama yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı konuşmayla açılacak. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, aynı günün akşamı resepsiyon verecek.

Can Atalay, iktidar bakışı ve Meclis

14 Mayıs 2023'te yapılan genel seçimde TİP'ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay,  Gezi Parkı eylemlerinden 18 yıl mahkumiyet cezası aldı. Yargıtay'ın Atalay hakkında "vekilliğinin düşürülmesine yönelik kararı" Ocak 2024'te TBMM Genel Kurulu'nda okunarak kabul edildi.  Ancak Anayasa Mahkemesi (AYM), 22 Şubat 2024 tarihli gerekçeli kararında Can Atalay hakkında verilen "vekilliğinin düşürülmesi" kararının "yok hükmünde olduğunu" açıklamıştı. Muhalefet partileri, bu gelişmeler üzerine TBMM’ye yaptıkları olağanüstü toplantı çağrısı 16 Ağustos 2024’de gerçekleşti. Genel Kurul’da,  Ahmet Şık'ın konuşması iktidar sıralarının tepkilerine neden oldu.   AKP'li Alpay Özalan, Ahmet Şık'a yumruk attı. Ahmet Şık'a saldırıda DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de yaralandı.  Genel Kurul’da kan döküldü. Muhalefetin girişimine rağmen Can Atalay'ın vekilliğinin iadesi için TBMM'de genel görüşme yapılmadı. İkinci olağanüstü toplantı çağrısı ise  iç tüzük gösterilerek kabul edilmedi.

Adalet Bakanının açıklamaları

Adalet Bakanı da Can Atalay  açıklamalarında  şöyle dedi:

“Gezi olayları bir kalkışma hareketiydi. Bu konuda adli yargı bir karar verdi. Bu karar istinafta tartışıldı ve karar istinafta onandı. Sonrasında Yargıtaya geldi, Yargıtay bu kararı onadı. Anayasa'mızın 154. maddesine göre adli yargının son inceleme yeri Yargıtaydır. Yargıtay, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararına karşı, 'Anayasanın 14. maddesinde dokunulmazlık kapsamında olan suçlar belirlidir' diyor. Anayasa Mahkememiz ise 'belirli değildir' diyor. Şimdi Anayasa'nın 14. maddesinde 'devletin güvenliğine ilişkin suçlar dokunulmazlık kapsamı dışındadır' diyor. Maddenin son fıkrası da 'bu suçlar kanunla düzenlenir' diyor. Anayasa Mahkemesi 'bu suçlar tek tek belirlenmeli' diyor. Yargıtay da diyor ki 'Türk Ceza Kanunu'nda, Terörle Mücadele Kanunu'nda bu suçlar belirlenmiştir' diyor. İki yüksek mahkememiz arasında 14. maddenin ve Anayasa'nın 83. maddesindeki dokunulmazlık maddesinin değerlendirilmesi konusunda bir görüş farkı ortaya çıktı."