© Muhalif 2024

Başka bir sorum var

İnanç Uysal'ın kaleme aldığı 'Başka bir sorum var' başlıklı yazı...

Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek mezun olan teğmenlerle ilgili iddialar hakkında benim başka bir sorum var izin verirseniz.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından alınan bir kararla askeri liselerin ve harp okullarının statüsünde değişiklikler yapılarak, FETÖ ve benzeri örgütlerin bir daha silahlı kuvvetlere sızmasını engellemeye yönelik ciddi adımlar atılmıştı. 

O adımlar atılmadan ve FETÖ 15 Temmuz hain darbe girişimine kalkışmadan çok kısa bir süre önce örgüt liderine methiyeler dizenler de son derece üstün yetenekli kişiler olarak anında çark etmişlerdi. 

Şimdi o aynı kişilerden bir kısmı Askeri öğrencilerin mezuniyet töreninde attıkları sloganlar nedeni ile ordudan ihraç edilmelerini hatta tutuklanmalarını talep ediyor. 

Ben öğrencilerin davranışlarını doğru ya da yanlış şeklinde değerlendirme makamında değilim. Ama bazı şeyleri hatırlayabilecek kadar aklım yerinde çok şükür.

15 Temmuz’dan hemen sonra bir daha aynı şeyleri yaşamamak gerekçesi ile statüleri değiştirilen ve nerede ise sivilleştirilen askeri okullardan yetişen çocuklar bunlar değil mi? 2016’dan beri bu okullar tamamen sivil idareye bağlı. Sivil irade de başkanlık sisteminde geçişten beri tarihte hiç olmadığı kadar güçlü bir şekilde hem de AKP’nin elinde. 

Şimdi ben bu mezuniyet töreninde atılan sloganlardan rahatsızlık duyanların, şikayetlerinin kime yapıldığını özellikle sormak istiyorum.  Diyorlar ki bu çocuklar derhal ordudan atılmalılar. Çünkü onlar da vatan haini darbeci ve FETÖ’cü. Ben öyle değillerdir demiyorum dikkat ederseniz. Sadece soruyorum eğer öyle ise 2016 da yapılan bu değişikliklerin asıl amacı ne idi?

Fetö’nün hala ordumuzun subay kademesine sirayet edecek kadar, hatta onları seçen yetiştiren insanlara sirayet edebilecek kadar gücü var mı bu devletin içinde. Eğer öyle ise bu suç örgütünü temizlemenin sizin önerdiğiniz başka bir yolu var mı? 

Yoksa bir gazetecinin paylaştığı gibi CHP’lilerin sloganı olarak nitelendirilen bir slogan atılınca mı anlayacağız onların suç örgütünden olduklarını. Bu suç tam olarak nedir ve nasıl tanımlanır peki. 15 Temmuz gibi son derece acı ve hain bir kalkışmanın tecrübesini yaşamış bir irade üzerinden geçen bunca yılın ardından kendi kurduğu sistemin içine de mi bu örgütün sızdığını iddia edecek yani. 

Bir daha söyleyeyim bu yazıyı kimseye kefil olmak adına yazmıyorum. Bana enteresan gelen hükümeti savunan bazı kalemlerin yaşanan olayları eleştirirken sanki bir hükümet zaafını da işaretlemeye çalışması. Yani eğer bu konudaki bu anlama gelebilecek iddiaları doğru kabul edersek, bu toplumun güvenliğini sağlamakla mükellef silahlı kuvvetlerin hiçbir ferdine tam olarak güvenmemiz söz konusu olamaz değil mi. 

Kaldı ki bu iddiaları ortaya atarak gündem olmasına vesile olan bazı hesapların aslında alenen Atatürk düşmanı olduklarını ilan ettiklerini de hepimiz biliyoruz… İçlerinden bir kısmının ise böyle bir ifşaları yok ama konudan rahatsızlıklarını Atatürk’ün isminin kötü niyetli insanlarca kullanılması olarak tanımlıyorlar onlar da

Aynı mecrada aynı siyasi görüşe mensup başka isimlerden son derce farklı tepkiler de geldi. Destekleyenler de oldu ama bir grup sosyal medya erbabı hızını alamadı ve konuya dahil olan yeni teğmenlere gittikçe ağırlaşan hakaret dolu mesajlar paylaşmaya devam etti. 

Dediğim gibi bu arkadaşların asıl amaçlarının ne olduğu konusu ortada, çoğunun hatıralarında hiç de hatırlamak istemedikleri fotoğraflar ve açıklamalar var. Aslında ben bir fikirleri olduğu kanaatinde de değilim. O ara ne olmak makbulse onu olmayı deniyorlar. Bu sebeple de gerçekten bir tehlike varsa dahi o tehlikeyi, bu arkadaşlar işaretleyince durum inandırıcılığını yitiriyor. 

Özetle şurası çok önemli bunca yıllık iktidar ve arasında yaşanmış çok büyük bir ihanet var. O ihanetin ardından da ülkenin en köklü kurumlarına yapılan sivilleştirme hamleleri. Bu hamleler içine sinmese de bir daha aynı ihanetler yaşanmasın diye yutkunan birçok insan var. Neticede dün yaşanan hadiselerin ideolojik tarafını herkes defalarca tartıştı ve tartışacak. Asıl konu eğer bu yukarıda bahsettiğimiz olayın 15 Temmuz kalıntılarının işi olduğunu söyleyen kişiler haklı ise o zaman bunca yıldır memlekette bu kadar değişiklik neden yapıldı. Hala peygamber ocağı denenen ordumuzun içine terör örgütleri sıza biliyor olabilir mi gerçekten? 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER