Çare siz değilsiniz
GÜNDEMİktidar adaylarının ve iktidarların ana vaadi doğal olarak ülkeyi tüm alanlarda bulunduğu noktadan daha ileriye götürmek, sorunlu alanlarda çözümler üretmek, başarılı olunan alanlara da katkıda bulunmaktır. Yoksa alternatif olamazlar, umut olarak görülemezler.
2002 yılında seçimlere gidilirken ülke bir sorunlar yumağı içerisinde, mevcut partilerden umudunu kesmiş, bir arayış içindeydi. Ekonomi başta olmak üzere birçok alanda bir iyi yönetememe durumu söz konusuydu.
Ülke bu ortamdan çıkış ararken AKP bir umut ve çözümün adresi olarak görüldü. 2002 seçimlerinden birinci parti olarak çıktı. Seçim sisteminin sağladığı avantajla da 22 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyorlar.
22 yıl çok uzun bir süredir elbette. Bu kadar uzun süre ülkeyi tek başına yöneten bir parti hakkında herhalde çok başarılı olmalı ki bu kadar süre iktidarda kalabilmiştir diye düşünülebilir doğal olarak.
Gelin birlikte bakalım 22 yılda ülkenin sorunları nereden nereye gelmiş.
TÜİK rakamlarına göre 2002 Aralığı’nda % 19,7 olarak devraldığınız tüketici enflasyonunu % 85’lere kadar çıkartıp, 2024 Ekim’inde % 48,58’e getirmişsiniz. Enflasyona 22 yılda çözüm bulmak bir yana daha da arttırmışsınız. Burada açık bir başarısızlık söz konusu değil midir?
Ağustos 2024 itibarıyla geniş tanımlı işsizlik oranı hala yüzde 27,2 seviyesinde ise işsizliğe de çare olamamışsınız.
Üretimi artışı ile değil ithalatla dengelenmeye çalışılan gıda fiyatları, plansız tarımsal üretim, azalan ekim alanları ve çiftçi sayısı, nüfus artışına ve ihtiyaca göre yetersiz oranda artan hayvan sayıları tarım ve hayvancılık alanında da bir çözüm üretmekten çok uzakta olunduğunu gösteriyor.
Her birkaç yılda bir değişen eğitim sistemimizin çocuklarımızı daha başarılı yapmadığı birçok veri ile ortada. Pisa sonuçlarına göre 37 OECD ülkesi arasında 30. olmamız, hiçbir üniversitemizin dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında ilk 400 de bile yer alamaması eğitimde de başarısız bir 22 yılın geçtiğini göstermektedir.
Beklenen Marmara depreminin en az can ve mal kaybı ile sonuçlanması adına sıkça konuşulan kentsel dönüşümün, 1999 depreminin ardından 25 yıl geçmiş olmasına ve yakın zamanda Kahramanmaraş merkezli depremlerle yeniden hatırlanmasına rağmen başta İstanbul olmak üzere henüz istenilen seviyede gerçekleştirilememiş olması çözülmemiş sorunlarımızdan bir başkasıdır.
2021 verilerine göre bin kişi başına düşen doktor sayısında 47 OECD ülkesi arasında 43., hastane yatağı sayısı itibarıyla da 38. durumdayız.
Çözülememiş gelir dağılımı eşitsizliği, adaletsiz vergi sistemi, yargıya olan güvensizlik, çevre sorunları…
Bu liste böyle uzar gider.
Ülkeyi 22 yılın tek başına yönetenlere sorulabilecek en makul, doğal soru şu olsa gerek.“Ülkenin hangi sorunlarını çözdünüz?”
Savunma sanayindeki takdir edilecek başarılarımızın dışında ülkemizin 22 yılda çözülmüş herhangi bir sorununu bulmak imkansız. Yeni eklenenlerse cabası.
Sorunlar çığ gibi büyümekte, ülke insanı yaşadığı sosyal ve ekonomik iklimde mutsuz, umutsuz.
Biz yine de umudumuzu yitirmeyelim, yarınlara umutla bakalım.
İlginizi Çekebilir