© Muhalif 2024

Gürsel Tekin: "21. yüzyılda kabul edilemez bir durum"

Gürsel Tekin, “Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2023 Ulusal Eğitim İstatistikleri, ülkemizin eğitim alanındaki ciddi sorunlarını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Veriler, eğitime erişimde ve eğitim kalitesinde önemli eşitsizliklerin devam ettiğini ortaya koymaktadır.

Muhalif- Ankara

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yeni yayınlanan 2023 Ulusal Eğitim İstatistiklerini değerlendiren Gürsel Tekin, yazılı açıklamasında şu hususlara yer verdi:

“Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendiren en kritik unsurlardandır. Dolayısıyla, eğitim sisteminin durumu ve eğitim göstergelerindeki eğilimler, ülkenin geleceği hakkında önemli ipuçları vermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yeni yayınlanan 2023 Ulusal Eğitim İstatistikleri, ne yazık ki ülkemizin eğitim alanındaki sorunlarının devam ettiğini ve hatta bazı açılardan daha da derinleştiğini ortaya koymaktadır. Bu istatistikler, eğitim sistemimizin ciddi bir reform ihtiyacı içinde olduğunu açıkça göstermektedir.

Öncelikle, 6 yaş ve üzeri nüfusun %2,4'ünün hala okuma yazma bilmemesi, 21. yüzyılda kabul edilemez bir durumdur. Bu oran, kadın nüfusta %4'e yükselmekte, bu da toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin eğitim alanındaki yansımasını göstermektedir. Eğitimin, bireylerin hayatlarını iyileştirmek ve toplumsal değişimi sağlamak için en temel araçlardan biri olduğu düşünüldüğünde, bu rakamlar oldukça düşündürücüdür.

Bir diğer önemli nokta, ortalama eğitim süresinin illere göre büyük farklılıklar göstermesidir. Ağrı, Şanlıurfa, Muş, Kastamonu ve Van gibi illerde ortalama eğitim süresi oldukça düşüktür. Bu durum, bölgesel eşitsizliklerin eğitim alanında da yansımasıdır ve fırsat eşitliğinin sağlanamaması anlamına gelmektedir. Eğitimin, toplumsal hareketliliğin ve kalkınmanın anahtarı olduğu göz önüne alındığında, bu eşitsizlikler ülkenin geleceği açısından ciddi riskler taşımaktadır.
Eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin hayata geçirilememesi, en temel sorunlardan biridir. İstatistikler, ülkemizde hala önemli bir kesimin okuma yazma bilmediğini, kadınların bu alanda daha dezavantajlı konumda olduğunu ve bölgeler arasında büyük uçurumların bulunduğunu göstermektedir. Bu durum, eğitimin toplumsal hareketliliği sağlama ve fırsat eşitliği yaratma işlevini yerine getirmediğinin açık bir kanıtıdır.
Ayrıca, eğitim kalitesi de ciddi soru işaretleri taşımaktadır. Ortalama eğitim süresi ve yükseköğretime erişim oranları, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında oldukça düşük seviyelerdedir. Bu durum, beşeri sermayemizin istenilen düzeyde gelişmediğini ve ülkemizin bilgi ekonomisine geçiş sürecinde sıkıntılar yaşayacağını göstermektedir.

Sonuç olarak, bu istatistikler eğitim sistemimizin köklü bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Eğitime erişimde ve eğitim kalitesinde fırsat eşitliğinin sağlanması, bölgesel farklılıkların giderilmesi ve eğitimin çağın gereklerine uygun hale getirilmesi acil bir önceliktir. Aksi takdirde, ülkemiz 21. yüzyılın rekabetçi dünyasında geride kalmaya mahkum olacaktır.
 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER