© Muhalif 2024

İlahi morluk

Erkin Koray da gitti işte. Ankara’daki bir konserinde “İlahi Morluk” diye bir şarkı söylemişti. “İlahi Morluk / Nedir Bu Zorluk? Çoktandır Sorduk / Nedir Bu Zorluk? Güzel bir renk olan mor da gitti işte. Hayatımızdan bir renk daha kayboldu.

Sonunda beklediğim gün geldi çattı adamım. Bayıltıcı çiçek kokularının burnuma dolmasından, etrafımdaki her şeyin, tüm o yıldızların, çiçeklerin, bende önce esaslı bir ağlama, birkaç dakika sonra da deli gibi gülme isteği yaratmasından, beklediğim günün yaklaştığını biliyordum zaten. Gün gelmişti işte adamım…

Sonra bir gece gökte koşarak yükselen ve ansızın görünmez bulutlara asılarak, kocaman bir altın tepsi gibi yeryüzünü seyre duran ayı gördüm. İnan aydan altın tozları savruluyordu. Aydan minnacık kandiller, ufacık ama hepsi de pırıltılı ışıklarla yanan mumlar savruluyordu. Ay tozları ile uzak yıldızlardan kopup gelen alacalı yıldız tozları, yüzüme vuruyordu.

Geri geri yürüyerek eve doğru çekildim. O ayı, o şimdi kandil gibi yanan yüz binlerce yıldızı ürkütmek istemiyordum.

Gözlerimi aydan hiç ayırmadan evden içeriye girdim. Geçen Ağustos’tan beri dokunmadığım Fender gitarı el yordamıyla buldum. Bilirsin, hani şu ‘Stratoscer Hss’ olanı. Amfi falan hep hazırdı zaten. Yüzümü aydan hiç ayırmadan, girişteki basamaklara oturdum adamım.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER