© Muhalif 2024

MHP: Suriyeli misafirlerimizin en kısa sürede ülkelerine dönmelerinin sağlanması gerektiğini vurguluyoruz

Kayseri olayları Meclis’in de ana gündemi. Genel Kurul’da, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili ve Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç, “Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak milletimizin huzur ve güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemin alınması gerektiğine inanıyoruz. Suriyeli misafirlerimizin en kısa sürede onurlu bir şekilde ülkelerine dönmelerinin sağlanması gerektiğini vurguluyoruz. Türkiye'nin huzur ve güvenliği için bu süreç elzemdir” dedi.

Muhalif Özel - Ankara

DEM Parti Şanlıurfa milletvekili, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ile Göç ve Uyum Alt Komisyonu Üyesi Dilan Kunt Ayan, Kayseri’de yaşanan saldırılar, meydana gelen hasar ve bilançoların tespiti, atılacak adımların görüşülmesi için   Göç ve Uyum Alt Komisyonuna acil toplantı çağrısı yaptı. Toplantı çağrısının nasıl bir karşılık bulacağı önümüzdeki günlerde belli olacak. 28. Yasama döneminde İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Göç ve Uyum Alt Komisyonu biri 5 Ekim 2023 diğeri 31 Kasım 2023 olmak üzere iki toplantı yaptı. Alt Komisyon Başkanı AKP Antalya Milletvekili Atay Uslu, 9 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasından sonra kurulan İliç Araştırma Komisyonunu Başkanı olarak görev yapıyor.  Kayseri olayları Meclis’in de ana gündemi.  Genel Kurul’da, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili ve Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç, “Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak milletimizin huzur ve güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemin alınması gerektiğine inanıyoruz. Suriyeli misafirlerimizin en kısa sürede onurlu bir şekilde ülkelerine dönmelerinin sağlanması gerektiğini vurguluyoruz. Türkiye'nin huzur ve güvenliği için bu süreç elzemdir” dedi.

DEM Partili Dilan Kunt Ayan’ın , Kayseri’de yaşanan saldırıların ve daha sonra başka kentlere de yayılan saldırı ve şiddet vakalarının önlenmesi, meydana gelen hasar ve bilançoların tespiti, Suriyeli sığınmacıların başta yaşam hakkı olmak üzere güvenliklerinin alınması için atılacak adımların görüşülmesi amacıyla TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Göç ve Uyum Alt Komisyonunu acil olarak toplantı çağrısı şöyle:

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na

Kayseri Melikgazi İlçesi Danişmentgazi Mahallesi’nde 30 Haziran tarihinde, Suriyeli bir sığınmacının küçük bir çocuğu istismar ettiği iddialarının yayılmasıyla, şüpheliye yönelik linç girişimi ve ardından Kayseri genelinde Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı mahallelere saldırılar başlamıştır. Giderek büyüyen ve sosyal medyada yayılan ırkçı nefret söylemleriyle körüklenen şiddet sonucu, toplanan kalabalık gece boyunca Suriyeli sığınmacıların yoğun olarak yaşadığı Danişmentgazi, Osmanlı, Selçuklu, Hürriyet ve Aydınlıkevler mahallelerini basmış; ev, araba, motosiklet ve iş yerlerini ateşe vermiştir. Kayseri’de yaşanan saldırılar, taciz ve istismar vakasından kaynaklı tepkinin çok ötesine geçmiş; uzun yıllardır çeşitli manipülasyon, provokasyon ve yayılan nefret söylemlerinin sonucu olarak Suriyeli sığınmacılara dönük pogrom noktasına evrilmiştir. Daha önce İzmir/Torbalı, Ankara/Altındağ gibi yerlerde yaşanan bu ırkçı ve göçmen düşmanı saldırılar, Kayseri’deki saldırının bilançosu ve boyutları, gelinen noktada Türkiye geneli önü alınamaz olaylara ve can kayıplarına dönüşme riski ve potansiyeli taşımaktadır. Kayseri’deki saldırılar sırasında güvenlik birimlerinin, siyasetçilerin ve politik aktörlerin bu saldırıları durdurmak ve önlemek yerine, yaşanan olaylara etkin müdahale etmediği anlaşılmıştır. Çocuklara yönelik hiçbir şiddet ve istismar suçu kabule edilemez olup, yanı sıra işlenen suçlarda çocuğun ve failin etnik kökeniyle değerlendirilme yapılması ne hukuken ne vicdanen doğru değildir. Buna rağmen, Kayseri Emniyet Müdürü Atanur Aydın’ın “mağdur çocuğun Türk olmadığını” söylemesi bu konudaki ayrımcı bakış açısının yansıması olarak ortaya çıkmıştır.
Yaşanan olaylar sırasında, basın yayın organlarında, sosyal medyada ve çeşitli mecralarda bu saldırıları tetikleyen ve yayılmasına neden olan nefret söylemi ve provokasyonların çok hızlı bir şekilde arttığı görülmüştür. Nitekim Kayseri’nin ardından Hatay ve Gaziantep gibi Suriyeli sığınmacıların yoğun yaşadığı kentlerde de benzer saldırılar meydana gelmiştir.
Türkiye, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı ardından, bölgede yürüttüğü yayılmacı ve güvenlikçi politikalar sonucunda çatışmalara dahil olmuş, Suriye’de yürütülen ve devam eden savaş politikalarının sonucunda milyonlarca insan evsiz barksız, yaralı ve kimsesiz kalarak göç etmek zorunda kalmıştır. Türkiye ile Avrupa arasında yapılan ve yıllardır devam eden Geri Kabul Anlaşmaları, bilinen ve bilinmeyen protokol usulleri nedeniyle Türkiye, Dünya üzerinde en fazla sığınmacı ve göçmen bulunan ülke haline gelmiştir. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı tarafından açıklanan verilere göre, 2024 yılı itibariyle Türkiye’de kayıtlı Suriyeli sığınmacı sayısının 3 milyon 57 bin 762 olduğu açıklanmıştır. 10 yıldan fazladır ailesi, akrabaları ve burada doğan çocuklarıyla, yüzbinlerce Suriyeli Türkiye’de yerleşik ve kalıcı hale gelmiş, yenilenen vatandaşlık kazanım yasasıyla bir kısmı vatandaşlık almıştır.
Türkiye’de yıllar içinde gerçekliği inkar edilemez hale gelen, ekonomik ve toplumsal krizlerle birlikte körüklenen bir “göçmen düşmanlığı sorunu “olduğu ortadadır. Başta ucuz iş gücü, işsizlik, enflasyon gibi ekonomik politikaların sonucu olan sorunların faturası Suriyelilere kesilmekte, Suriyelilere yönelik nefret açık ve zımni olarak büyütülmektedir. Ülkede bulunan 3 milyondan fazla Suriyelinin tamamının ülkelerine veya başka ülkelere gitmeyeceği bilinmesine rağmen özellikle seçim süreçlerinde siyasetçiler tarafından göçmenler üzerinden siyaset yapılarak, kamuoyunda bu nefret beslenerek büyütülmüştür. Bugün gelinen noktada meydana gelen yakma, yıkma, saldırıların sona ermesi ve halkın itidale çağrılması için başta Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Komisyonu olmak üzere tüm karar alma aktörlerine ve devlete sorumluluk düşmektedir.

Bu nedenlerle;
· TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun 30 Haziran’da Kayseri’de yaşanan saldırıların sebebini, sonuçlarını ve devam etmekte olan risk ve tehlikelerini görüşmek üzere ACİL OLARAK TOPLANMASINI,
· Komisyon olarak İVEDİLİKLE bir heyet oluşturularak Kayseri’ye yerinde inceleme yapmak üzere gidilmesini, hasar bilançosu çıkartılması, riskli bölgeleri güvenli hale getirmesini, sorumlu ve faillerin tespiti için çalışmalar yapmasını,
· Kayseri’de, Hatay’da, Gaziantep’te meydana gelen saldırıları durdurmak, saldırıların yaşandığı ve yaşanma riski olan mahallelerde gerekli tedbirlerin alınmasını,
· Basın yayın organları ve sosyal medyada nefret söylemi üreten, yayan ve göçmenlere yönelik provokasyonu örgütleyen kişi ve odakların tespit edilerek haklarında soruşturmalar başlatılmasını,
· Ülke genelinde giderek sayısı ve boyutları artan göçmen düşmanlığının ortada kaldırılması için etkin çalışmalar yapılmasını teklif ederim.

Genel Kurul’da  muhalefet sözcülerinin görüşleri şöyle:

“Artık Türk milleti için bıçak kemiğe dayanmıştır”

DURSUN ATAŞ (Kayseri) – İki gün önce seçim bölgem Kayseri'de Suriyeli bir şahsın küçük bir çocuğa alçakça tacizde bulunması bugüne kadar yaşanan pek çok olaylardan sonra artık bardağı taşıran son damla olmuş, hemşehrilerimiz de haklı olarak büyük bir tepki göstermiştir. Dün akşam da Kayseri'de eylemler sürmüş, farklı semtlere hatta farklı şehirlere de yayılmıştır. Bu durumun ülkemiz açısından bir beka meselesi olduğunu yıllardır her fırsatta, her mecrada dile getirdik. Olayların bu boyutlara geleceğini defalarca kez anlattık. Bu olaylardan muhalefeti sorumlu tutmak, milletimizin apaçık talebine, hemşehrilerimizin feryadına kulak tıkamaktır. Şehrimizin ve ülkemizin huzurunu bozan sığınmacılara karşı milletimizin sabrı kalmamıştır. Artık Türk milleti için bıçak kemiğe dayanmıştır. Devletimizin bekası ve milletimizin huzuru için Suriyeliler ve diğer sığınmacıları gönderecek çalışma ve düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi elzemdir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

“Ekmeğimizi paylaştık ama artık, değerli milletvekilleri, bu misafirlik bitmelidir”.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Kayseri'de yaşanan olaylarla konuşmama başlamak istiyorum. Kayseri'de vahim bir olay yaşadık, devamında farklı illerimize de olayların sirayet ettiğini gördük. Öncelikle bu olaylarda sağduyu çağrısı yapmak istiyoruz. Kin ve nefret söylemlerinden herkesin uzak durması gerektiğinin altını çizmek istiyoruz. Tabii ki Suriyeli sığınmacılar sorunu Türkiye'nin önemli bir sorunudur, en önemli sorunlarından da birisi hâline gelmiştir. Maalesef bu sorun, şehirlerimizin sosyal hayatını, kültürel, ekonomik hayatını, demografik yapısını ciddi anlamda tahrip etmiştir. Biz on yılı aşkın süredir insani vazifemizi yaptık diye düşünüyorum. Tarihî bir sorumluluk üstlendik, ekmeğimizi paylaştık ama artık, değerli milletvekilleri, bu misafirlik bitmelidir.

“Esad'la olan ilişkilerin yeniden normale dönmesi çok önemlidir, elzemdir”

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Türkiye'nin bugün yaşadığı bu büyük sorun yıllardan beri yaşanan aymazlığın, çapsızlığın, beceriksizliğin ve vizyonsuzluğun neticesidir ve ülkemizin derhâl bu krizden çıkması şarttır. Bu nedenle, bundan önce yapılmış bütün hatalara "Dur." demek, yeni bir sayfa açmak şarttır. Türkiye'nin Ottawa Sözleşmesi'nden çıkması, geri kabul anlaşmasını iptal etmesi hayati önemi haizdir. Yine, sınır güvenliğinin arttırılması ve Esad'la olan ilişkilerin yeniden normale dönmesi çok önemlidir, elzemdir. Tabii, bu ilişkinin düzeltilmesiyle ilgili Sayın Erdoğan'dan gelen açıklamaların ardından Suriye'nin kuzeyinde yaşananlar kesinlikle bir tesadüf değildir. Türkiye'nin Esad'la yeniden masaya oturması, bölge güvenliği ve her iki ülkenin istikbali için ortak kararlar alması; bölge üzerinde hesapları olanların, Büyük Orta Doğu Projesi'nin mimarlarının, Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurma çabası içerisinde olanların işine gelmeyecektir. Türkiye'nin kaybedecek zamanı yoktur.

“Suriyeli misafirlerimizin en kısa sürede onurlu bir şekilde ülkelerine dönmelerinin sağlanması”

FİLİZ KILIÇ (Nevşehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde 30 Haziran 2024 günü meydana gelen vahim olay hepimizi derinden sarsmıştır. 6 yaşındaki masum bir çocuğa yönelik gerçekleştirilen bu insanlık dışı saldırı hepimizin yüreğini dağlamıştır. Mağdur çocuğumuza ve ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, suçlunun adalet önünde en ağır cezayı alacağına olan inancımızı vurgulamak istiyorum. Bu üzücü olayın ardından milletimizin haklı tepkilerini anlıyor ve paylaşıyoruz. Ancak tepkilerimizi ifade ederken sağduyuyu elden bırakmamalı, şiddete başvurmadan çözüm aramalıyız, provokasyonlara kapılmadan hukuk ve adaletin gerektirdiği şekilde hareket etmeliyiz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak milletimizin huzur ve güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemin alınması gerektiğine inanıyoruz. Suriyeli misafirlerimizin en kısa sürede onurlu bir şekilde ülkelerine dönmelerinin sağlanması gerektiğini vurguluyoruz. Türkiye'nin huzur ve güvenliği için bu süreç elzemdir.

“Cumhurbaşkanının Kuvayı Milliye ruhu olarak gördüğü o alçaklar ise bu bayrağı yırtıp yakanlardır”

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Biraz hatırlayalım, kim yaptı bunları ve Sayın Cumhurbaşkanı, bunu yapanlarla ilgili ne dedi? "Ben onlarda Kuvayımilliye ruhunu görüyorum." dedi. Oysa Kuvayımilliye ruhunu yaşayanlar bu ülkedeki bu bayrağı dalgalandırıp bu Misakımillî sınırlarını çizenler ama Cumhurbaşkanının Kuvayımilliye ruhu olarak gördüğü o alçaklar ise bu bayrağı yırtıp yakanlardır. Buna Meclis olarak hep beraber bir tepki vermeliyiz. Bu durumu muhalefet yaratmadı, muhalefeti suçlama. Biz "Suriye'nin iç işlerine karışma. Sınır komşularınla kötü olma. Bu kadar sığınmacıyı bu ülke kaldıramıyor." dediğimiz zaman bizi suçladı, bugün de bizi suçluyor ama bunun tek sebebi Cumhurbaşkanı ve yirmi iki yıllık kötü, öngörüsüz dış politikasıdır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER