Yağız Kutay'la Ekolugat: Greedflation
EKONOMİGreedflation" terimi, pandemi sonrası dönemde bazı şirketlerin kar marjlarını artırmak için fiyatları haksızca yükseltmeleri üzerine popüler hale geldi. Bu kavram, özellikle 2022’den itibaren enflasyonun hızla yükselmesiyle birlikte, şirketlerin maliyet artışlarını bahane ederek ya da ekonomik belirsizlikleri fırsata çevirerek fiyatları fahiş oranlarda artırmalarını eleştirmek amacıyla kullanılmaya başlandı. Ekonomistler, politikacılar ve medya, bu durumu özellikle ABD ve Avrupa’da yüksek enflasyon ve yaşam maliyetleri tartışmalarının merkezine taşıdı.
Türkiye özellikle son aylarda nasibini aldı. Mahfi Eğilmez kendi sitesinde konudan bahsettikten sonra kamuoyumuz sahiplendi açgözlülüğün yarattığı enflasyonu.
Günümüzde mal veya hizmetin fiyatını tahmin etmek artık imkansız. Bir yemeğin fiyatını sorduğumda alakasız cevaplar alabilirsiniz örneğin. Avrupa ve ABD’den tam da bu noktada ayrışıyoruz. Yüksek değil çok yüksek enflasyon seviyesine sahip bir ülkedeyiz.
Gazeteci Vahap Munyar’ın haberine göre Suvla Şarapları’nın kurucusu Selim Zafer Ellialtı, eşiyle gittiği bir restoranda kendi ürettiği şarabı sipariş etti ve hesaba 3 bin 300 lira ödedi. Şarabın restorana satış fiyatını araştırdığında ise, bu şişeyi yalnızca 260 liraya sattığını öğrendi.
Bu olay, açgözlülüğün tetiklediği enflasyonun çarpıcı bir örneğini ortaya koyuyor. Restoranlar, yüksek kar marjları elde etme arzusuyla ürünlere fahiş fiyatlar ekleyerek tüketicilere yük bindiriyor. 4 yılda çiğköfteyi %700 zamla alıyorsunuz bu yüzden.
Bu tür uygulamalar, ekonomik istikrarsızlığı artırmakla kalmayıp, aynı zamanda tüketicilerin alım gücünü de erozyona uğratıyor. Bu açgözlülüğe öncü olan resmi enflasyon rakamları ve hedeflemesi de başka günün konusu…
İlginizi Çekebilir