Güçlü bir lodos eşliğinde öğleden beri yağmakta olan yağmur, gece saat dokuza doğru kesildi. Az önce yaktığı Cainsborouch sigarasını yere atıp, Church’s marka mokaseninin ucuyla ezdi. Scabal marka çelik grisi twit takım elbise, Terner siyah ipek boyunbağı ve Thomas Pink imzalı gömleğiyle ne kadar dikkat çektiğini bile bile o gürültülü kalabalığın içine daldı.
Bıyıklı, sakalları uzamış, kasketli ve hırpani kılıklı insanlar, kendisine şüpheyle ama daha çok kalın bir öfkeyle baktılar.
Sabahtan beri şehrin en ünlü caddesindeki dükkanları kırıp parçalayan, vitrinlerdeki bütün değerli eşyayı yağmalayan, asker ve polisle çatışırken yaralanan ve bu nedenle kan ve ter kokan o kalabalığın arasında, traştan sonra sürdüğü English Leather’ın baskın kokusunun nasıl bir şaşkınlık ve kızgınlık yarattığının da farkındaydı.
Yorum Yazın