Kişiselleştirilmiş Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Uğur Coşkun: ”Son yıllarda kanser tedavisinde çok popüler olan bazı yeni akıllı ilaçların geri ödemesi için açılan davalar giderek arttı ve bu durum artık alternatif bir geri ödeme yöntemine dönüştü” ”Kanser ilaçlarının bedelinin dava yoluyla alınması mahkeme masraflarının yanı sıra toptan yerine perakende fiyat üzerinden ödenmesi, tedavi maliyetini artırıyor, belki 45 hastanın tedavisine yetecek paranın bir hasta için harcanmasına yol açıyor” ”Türkiye Adalet Akademisi ile düzenlediğimiz sempozyumda, Sağlık Bakanlığı ve SGK yöneticileri, hakimler, onkoloji hekimleriyle sorunun çözümüne katkı sağlamak için bir araya gelerek, fikirlerimizi ortaya koyacağız”
ANKARA (AA) Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Öğretim Üyesi ve Kişiselleştirilmiş Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Uğur Coşkun, kanser tedavisinde son yıllarda popüler olan akıllı ilaçların bedelinin geri ödenmesi için açılan davaların giderek arttığını, bu davaların adeta alternatif bir geri ödeme yöntemine dönüştüğünü söyledi.
Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanser hastalarında hedefe yönelik tedavi olarak adlandırılan akıllı ilaçların ve immünoterapinin geleneksel tedavi yöntemlerinin önüne geçmeye başladığını ifade etti. Etkinliği yüzde yüz ispatlanmış bazı akıllı ilaçların bedelinin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılandığını anımsatan Coşkun, ancak her geçen gün bir yenisi çıkan ve yurt dışından gelen maliyeti yüksek bu türdeki ilaçların bir bölümünün doğal olarak ödeme kapsamında olmadığını vurguladı.
Gelişen tedavi yöntemlerinin bir parçası olan farklı kanser türlerine uygun yeni akıllı ilaçların hastalar için umut olduğunu dile getiren Coşkun, "Onkoloji hekimleri olarak hastalara bu ilaçların bir kısmını öneriyoruz. Hastalar SGK’ya başvuruyor. İlaç ödeme kapsamında olmayınca dava açıyor. Doktorlar da hastaları bu konuda yönlendiriyor. Son yıllarda kanser tedavisinde çok popüler olan bazı yeni akıllı ilaçların geri ödemesi için açılan davalar giderek arttı ve bu durum artık alternatif bir geri ödeme yöntemine dönüştü. Hasta lehine pek çok emsal karar var." dedi.
SGK tarafından ödenmeyen kanser ilaç bedellerini almak için açılan davaların artmasının beraberinde bazı sorunları da getirdiğine değinen Coşkun, şöyle devam etti:
"Davaların birçoğu kanser hastalarının lehine sonuçlanıyor. Mahkeme bilirkişi olarak hekimlerin görüşüne başvuruyor, bazen bilirkişinin görüşüne başvurmadan da ihtiyati tedbir kararı veriyor. Fakat bazen şöyle oluyor: Bir üst mahkeme hastanın lehine sonuçlanmış olan ihtiyati tedbir kararını bozabiliyor, o zaman da hasta çok daha zor duruma düşebiliyorlar. İlacı kullanmış oluyor ve bedeli karşılanmış oluyor ama sonrasında bir ret kararı geldiğinde tüm maliyeti hasta ya da hasta yakınlarının tekrar ödemesi gerekebiliyor."
Davalar tedavi maliyetini artırıyor
İlaç geri ödeme davalarının sonuçlarının kanser tedavisinin maliyetlerinde ekstra bir yük oluşturduğuna ve ayrılan bütçenin verimli kullanılmasını engellediğine dikkati çeken Coşkun, "Bu ilaçların bedeli mahkeme kararıyla ödendiğinde maliyetleri çok yüksek oluyor. Fiyatlar indirimli değil. Bilirkişi ücretleri var. Kanser ilaçlarının bedelinin dava yoluyla alınması mahkeme masraflarının yanı sıra toptan yerine perakende fiyat üzerinden ödenmesi tedavi maliyetini artırıyor, belki 45 hastanın tedavisine yetecek paranın bir hasta için harcanmasına yol açıyor. Aynı zamanda bu süreç yargıyı, onkoloji hekimlerini, hastaları çok fazla meşgul eden yoran bir sorun haline geliyor." diye konuştu.
Yaşanan bu sorunu konuşmak için 8 Temmuz’da Ankara’da "Kanser İlaç Bedelinin Geri Ödenmesinden Kaynaklanan Davalar Sempozyumu"nu gerçekleştireceklerini belirten Coşkun, "Türkiye Adalet Akademisi ile düzenlediğimiz sempozyumda, Sağlık Bakanlığı ve SGK yöneticileri, hakimler, onkoloji hekimleriyle sorunun çözümüne katkı sağlamak için bir araya gelerek, fikirlerimizi ortaya koyacağız." dedi.
Coşkun, kanser tedavisi için kullanılan bütçenin daha kontrollü ve daha rasyonel bir şekilde planlanmasının nasıl mümkün olabileceği sorusuna yanıt arayacaklarını ifade ederek, sempozyumun ardından çözüme ilişkin görüşlerin bir rapor haline getirileceğini, gerekirse başka toplantılar düzenlenerek çalışmanın sürdürüleceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Kaynak: AA
Yorum Yazın