Dr. Bahçeli’nin Öcalan çağrısının hemen ardından malum bir ters köşe geldi; Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer adeta bir ‘terörist’ yakalanmışçasına gözaltına alınıp tutuklandı ve yerine kayyum atandı! Görülüyor ki her şey çok planlı… Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor ve hemen ardından kayyum atamaları için düğmeye basılıyor! Esenyurt’un ardından Mardin, Batman ve Halfeti…
DR. BAHÇELİ BAKLAYI AĞZINDAN ÇIKARDI!
Dr. Bahçeli, Güneydoğu’daki kayyum atamalarının ardından TBMM’deki grup konuşmasında Öcalan çağrısını yineledi. Peki “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” mu diyeceğiz? Yoksa oyun içinde oyun olduğunu bilerek mi meseleye bakacağız? Kuşkusuz iktidar bloku, yani Cumhur İttifakı oyun içinde oyun oynuyor. Yazılan senaryoyu adım adım sahneye koyuyor.
Dr. Bahçeli, ağzındaki baklayı çıkardı nihayet!.. Bütün mesele Erdoğan’ın anayasa değişikliği planı… Aslında, “Erdoğanizm”i Erdoğan ile devam ettirme planı… Neymiş Dr. Bahçeli’ye göre; Türkiye Yüzyılı için Erdoğan’ın devam etmesi gerekirmiş…
Türkiye, tarihinin en yıkıcı enflasyonist süreci ve yıkıcı etkilerini yaşıyormuş… Türkiye, tarihinin en derin barınma sorununu yaşıyormuş… Türkiye, tarihinin en kaotik ve büyük kontrolsüz göç sorununu yaşıyormuş… Türkiye, tarihinin en sıkıntılı sınır güvenliği sorununu yaşıyormuş… Türkiye, eğitimli gençlerini, yetişmiş beyaz yakalı unsurlarını, doktorlarını, mühendislerini dışarıya kaçırıyormuş Bütün bunlar ve daha ötesi ne Dr. Bahçeli’nin ne de kader birliği yaptığı Erdoğan’ın umurunda. Onların tek meselesi var; yarı otoriter-hibrit rejimi anayasaya göre görev dönemi sona ermekte olan Erdoğan’ı anayasa değişikliği ile yeniden seçtirip devam ettirmek!
O yüzden memleketin, milletin yakıcı meselelerinin üzeri abartılı yakın tehlike ve güvenlik açıklamaları ile örtülüyor. Millet, korkutuluyor. Güvenlik kaygısı oluşturuluyor. Su bulandırılacak, bulanık suda balık avlanacak!.. Cumhur İttifakı’nın önündeki adımların çıkış noktası bu.
PKK’NIN ESAMİSİ OKUNMUYORDU Kİ ZATEN
Dr. Bahçeli, Öcalan’ı PKK’yı lağvedip silahlarını teslim etmesini isterken şunu pekala biliyor: Öcalan’ı PKK da, arkasındaki irade ABD de bir “rehine” olarak görüyor. Fiili irade, Kandil ve hamisi ABD. Ve zaten o irade PKK’yı silahlı unsurları ile birlikte işgal edilen Suriye’nin kuzeyine geçirerek kurulmaya çalışılan devletin inşasında değerlendiriyor. Yani, PKK, YPG-PYD ile iç içe geçmiş durumda. Haliyle PKK’nın çok uzun süredir Türkiye topraklarında eylemsizlik içinde olduğu aşikar (Ta ki TUSAŞ saldırısına kadar). Erdoğan’ın politikası ise Suriye’nin kuzeyindeki garnizon devlet niteliğindeki aparatların birleşmemesi ve bu unsurların Doğu Akdeniz’e uzanmaması.
PKK ve arkasındaki irade TUSAŞ’a dönük terörist saldırı ile daha önce de değindiğim gibi şunu demek istedi: “Öcalan’la değil, bir derdiniz varsa Kandil ile muhatap olmalısınız!”
Devleti yöneten Cumhur İttifakı maalesef Öcalan çağrısının koordinatlarını okuyamadı ve alacağı tepkiyi değerlendiremedi. Bu da beş yurttaşımızı acı bir şekilde kaybetmemize neden oldu.
Demek istediğim açık; Dr. Bahçeli’nin Öcalan’a çağrısı geçersiz bir mizansen. İki nedenle: 1)Öcalan’ın etkisiz konumu, 2)Malum çağrının hemen ardından gelen kayyum atamaları. Hükümetin adı konulmamış küçük ortağının genel başkanı Dr. Bahçeli’nin olup biteceklerden habersiz şekilde malum çağrıyı yapması düşünülemez.
DR. BAHÇELİ, ERDOĞAN’A MECBUR VE MAHKUM DEĞİL Kİ…
Dr. Bahçeli, miadı dolmuş, yapabileceklerinin sınırına gelmiş, memleketin başına en büyük belaların gelmesine izlediği politikalarla kapı açmış birisinin resmen de sona ermekte olan siyasi hayatına neden uzatma vermek istiyor? Erdoğan’ın anayasa değişikliği planının neden bir parçası olmaya hevesleniyor?
“Dr. Bahçeli” deyip duruyorum yazıda… Malum, iktidarın yeni oyun planında başrol onun! Onun olmasına da, Erdoğan’ın yürürlükteki anayasaya göre zamanında yapılacak bir seçimde aday olması söz konusu değil. Ya erken seçim olacak ki, o da CHP’nin ve diğer muhalefet partilerinin oluruna bakıyor; ya da anayasa değişecek. Anayasanın değişmesi için de iktidarın 400 milletvekilinin desteğine ihtiyacı var. İşte Cumhur İttifakı bu 400’ü memlekette suyu bulandırıp muhalefetin üzerine abanarak bulmak istiyor! Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde seçilme sınırını yüzde 40’a getirip Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı seçmek istiyor. En kötü ihtimalle CHP’nin de istediği parlamenter sisteme yeniden geçip başbakan olmak istiyor CHP ile de anlaşarak. “Nasıl olsa,” diyor, “yüzde 34 ile iktidara gelmemiş miydim? Yine MHP ile beraber koalisyon hükümeti kurup başbakan olarak ülkeyi yönetirim”.
Bu noktada daha önce Ecevit’le koalisyon hükümeti kuran, Kılıçdaroğlu ile ortak cumhurbaşkanı adayı gösteren Dr. Bahçeli’yi ve takipçilerini yakın tarihteki, yarım yüzyıl geride kalan bir olaya götürmek istiyorum. Türkiye, Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra Büyük Atatürk’ün Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesiyle hareket ederek hiçbir askeri çatışmaya karışmamıştı. Ancak Kıbrıs’ta bıçak kemiğe dayanınca garantör sıfatıyla sorumluluk alarak Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirmişti. O harekat, CHP’li başbakan Ecevit’in kurduğu koalisyon hükümeti ile yapıldı. Demek istediğim, Türkiye, büyük bir ulusal davayı CHP ile halletti. Yine demek istediğim, Türkiye, bugün içinde bulunduğu güvenlik sorunlarını da, diğer yakıcı ulusal sorunlarını da yine CHP ile Türkiye İttifakı ile halledebilir. Bu hususlarda artık tükenmişlik sendromu içindeki AK Parti’nin, Erdoğan’ın yapabileceği bir şey yoktur.
CHP’NİN NE YAPACAĞI ÖNEMLİ
İşte bu noktada CHP’nin çok dik durması, kendi dayanışmasını yükseltmesi ve millete güven vermesi çok önemli. Hatta yaşamsal. CHP’deki bütün aktörlerin sorumluluk içinde hareket etmesi şart bu süreçte. Tam bir takım oyunu gerekiyor. Unutmamalı CHP’deki bütün aktörleri millet izliyor. Hiçbir aktörün memleketin, milletin ümidini 2023 seçiminde olduğu bir kez daha boşa çıkarma hakkı yok. Önümüzdeki seçimi muhalefetin kaybetmesi, iyi eğitimli gençlerin imkan bulan hepsinin, beyaz yakalıların ülkeyi akın akın terk etmesine yol açar. Ki, bu da muhalefeti uzun yıllar karanlığa gömer. Böyle bir şıkkı düşünmek bile istemiyorum. O yüzden CHP de adam akıllı bir şekilde kendi oyun planını şimdiden kurmalıdır. Günün sonunda iktidarı alacak bir oyun planını kurmalıdır. Bunun içinde hükümetin salvolarını boşa çıkarmak kadar güvenlik için yurttaşları temin etmek de, devasa sorunları nasıl çözeceğini ortaya koymak da olmalıdır. CHP’nin parlak isimlerden oluşan Dış Politika Danışma Kurulu gibi nitelikli kurullara ihtiyacı var. Bir “Ekonomi Politikaları Danışma Kurulu” da gerekiyor. Gölge bakanlıkların da gözden geçirilmesi ve vites yükseltilmesi yerinde olacaktır. Örnek olacak gölge bakan pratiği mevcut gölge bakanlar içinde vardır.
TÜRKİYE, CHP’NİN İKTİDAR PROGRAMINI KONUŞMALI
Açıkçası, memleket, millet artık 31 Mart 2024’te kredi de açtığı CHP’den bu krediyi çok iyi kullanıp erken veya zamanında gerçekleşecek ilk seçimde iktidara gelmesini istiyor. Bunun için de CHP’nin artık kayyum atamaları ve buna karşı mücadele ile vb. yanında iktidar programını hızla oluşturup resmileştirmesini bekliyorum. CHP hem yürüyüp hem ciklet çiğneyebilmeli, bu refleksi süratle kazanmalıdır. CHP, iktidarın çekmek istediği dar alana, savunma alanına sıkışmamalı, tersine tam saha presle atak oynamak durumundadır.
Tesbitlerimize katılıyorum
Çok güzel.CHP MHP yi yener safdışı bırakırsa iş çok kolay.O masa ayağını(MHP) oradan almak gerek......CHP ne varsa herşey ,açık,yanlış,ihanet....belgeleriyle hergün bunları ısrarla konuşmalı.....Mansur Yavaş videosu var.7 Temmmuz 2003 dahil 3 kez Apo af tasarıları belgeleriyle....Şimdi ileteceğim.Sevgi saygı ile iyi günler....