CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır TBMM’de yaptığı basın açıklamasında CHP’nin yüzde 38 ile Türkiye’nin birinci partisi olarak 31 Mart’ta önemli bir başarı elde ettiğini belirtti. CHP’li Başarır, şunları dile getirdi:
“Türkiye'de toplam 35 ile birinci olan partimiz en çok büyükşehir, il, ilçe belediyesi kazanarak birinci oldu. Nüfusun yüzde 65'ine, ekonominin yüzde 80'ine hizmet etme, dokunma yükümlülüğümüz var. Biz seçimlerde, seçim öncesi ve sonrası hep şunu söyledik: Bize oy veren de vermeyen de bizim. Belki bize oy vermeyip kaybettiğini düşünen milyonlarca vatandaşımız var. Hayır, onlar kaybetmedi. Türkiye'nin her yerinde onlara da sahip çıkacak, onlara da dokunacak, onlara da sarılacak belediye başkanları var. Yani artık onlar, bunlar, siz, biz kavramları bu seçimden sonra bir tarafa bırakıldı. Ayrıştırmayacağız, bölmeyeceğiz, oy veren ve vermeyeni düşmanlaştırmayacağız. Sandık kapandıktan sonra bizim belediye başkanlarımızın birinci görevi nerede bir mazlum varsa, nerede bir ihtiyaç sahibi varsa, nerede dokunulması gereken bir aile, yurttaş varsa ona kime oy verip vermediğini sorgulamadan dokunacaktır.”
‘EMEKLİ, İŞÇİ ÖNERGELERİNE BAKMADAN HAYIR DİYORLAR’
CHP’li Başarır; Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada AK Parti’nin yüze 54 oranıyla birinci olduğunu ifade ettiğini anımsattı. CHP’li Başarır, şunları dile getirdi:
“Belki bu hesapları doğru yapsaydı bugün ekonomi de bu durumda olmazdı, bugün Merkez Bankası da bu kadar zarar etmezdi, bugün yüzde 70 faiz olmazdı, bugün enflasyon bu durumda olmazdı. Bence Sayın Cumhurbaşkanımızın matematik hesabında ciddi bir sorun var. Eğer bu seçim sonuçlarından çıkartılacak en büyük ders birinci parti olduysa, vay halimize. Biz hesaba buradan bakmıyoruz. Halk bir uyarı yaptı, halk ciddi bir uyarı yaptı. Bu ülkede ezilenler, emekliler, işçiler, emekçiler, öğrenciler, çiftçiler bir uyarı yaptı. Bence olaya oradan başlayarak gitmek çok daha mantıklı olacaktır. Özellikle AKP Grubu, MHP Grubu, halkın yaptığı uyarıyı dikkate alıp dünden beri gelen grup önerilerine bir bakmaları lazım. Neyi getiriyoruz? Emekliyi; işçiyi; ezilen kesimi... Artık bu önerilere okumadan bakmadan hayır diyenlere gördük ki sandıkta da halk onlara hayır diyor. O zaman bu parlamentoyu, bu uyarıları dikkate alıp hep beraber çalıştırmalıyız. Bizim milyonlarca emekliye, işçiye, çiftçiye, ezilen kesime bir borcumuz var. Bunu hep beraber yapmalıyız.”
‘DOLARI OLANLAR KKM’DE ZENGİNLEŞTİ’
Merkez Bankası’nın 2023 yılı bilançosuna göre 818 milyar zarar ettiğine dikkat çeken CHP’li Başarır, şöyle devam etti:
“2013'ten 2022'ye kadar 320 milyar lira kâr eden Merkez Bankası'nın 10 yıllık kârının 2,5 katını geçen sene zarar olarak göstermişiz. Peki, bu 818 milyar lirayı kim aldı? Doları olanlar aldı; doları olanlar kur korumalı mevduat denen rezalet sistemde zenginleşti, cepleri şişti, kasaları doldu ama bu ülkenin emekçisi, bu ülkenin ezilen kesimi daha da fakirleşti. Çok açık emekliye para yok. Merkez Bankası'nın zararını bölsek emekliye, yani 16 milyon emekliye 50'şer bin lira para verebiliyoruz emekli borcunu ödüyor ya da deprem bölgesinde 500 bin tane konut yapabiliyoruz ya da yapılan bu köprüler, bu yollar bu hastanelerin fazlasını yapabiliyoruz. Biz niye verdik bu parayı? Seçimlerde hala kendini birinci sanan cumhurbaşkanının hesaplarının hepsi böyle. Şimdi vicdanlarda bir sorumluluğu olmadığını biliyorum. Siyasi sorumluluğu, halk zaten sandıkta cezayı verdi ama bunun hukuki ve cezai bir sorumluluğu olmalı. Konuşurken bile bu rakamları terliyorum. 818 milyar lira bir yıldaki zararımız; Türkiye Cumhuriyeti'nin gelirlerinin yüzde 10'undan fazla. Kime gitmiş? Bir grup zengine gitmiş.”
‘YSK MI YALAN SÖYLÜYOR SULH CEZA HAKİMİ Mİ?’
Merkez Bankası zararının 818 milyar lira olmasının utanç verici bir tablo olduğunu kaydeden CHP’li Başarır; “Bunlardan ders alınmalı; aklı, bilimi, bugün de unuttuğu matematiği tekrar çalışılmalı ve bir kez daha söylüyorum: 818 milyar zararın hukuki ve cezai bir sorumluluğu olmalı” diye konuştu. Teleferik faciasında herkesin üzüldüğünü kaydeden CHP’li Başarır, şunları ifade etti:
“Sorumluluğu, cezası yeni seçilmiş, 30 yıl sonra kazanmış olduğumuz yüzde 50 oyla Kepez'e kesildi. Neden? Genç bir hakim arkadaşımız tutuklama kararı verdi belediye başkanına ve gerekçesinde şunu söyledi: "Siz 18 Aralık'ta istifa etmiş gözüküyorsunuz." Oysa 28 Kasım'da istifa etmişti. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim takviminde 1 Aralık'ta kamu görevlilerinin istifa etmesi gerekiyordu ve YSK 1 Aralık'ı kabul etti, aday oldu, belediye başkanı seçildi ama 18 Aralık'ı kabul eden bir mahkeme sorumlu tuttu ve kendisini tutukladı. YSK mı yalan söylüyor, Antalya Sulh Ceza Hakimi mi yalan söylüyor? Tam bir rezalet, tam bir hukuk skandalı verilen karar. Meclis'ten de sesleniyorum, dün Antalya'dan seslendik; seçilmiş belediye başkanımızı derhal tahliye edin, halkın iradesine mahkeme kararıyla darbe yapmayın.”
‘ARTIK HALKIN GERÇEK SORUNLARI TARTIŞILMALI’
TBMM’nin seçimin ardından çalışmaya başladığını kaydeden CHP’li Başarır, şunları kaydetti:
“Türkiye'nin her yerini gezdik, dolaştık, insanlarla milyonlarla iletişim halindeydik. Bize önemli görevler verdi, önemli istekleri var. Artık Saray'dan gelen yasaları değil, Saray'dan gelen talepleri değil, halkın gerçek sorunlarını lütfen burada tartışalım. Bunu beraberce de yapabiliriz. İşte bugün de emekliyle ilgili bir grup önerisi var, diğer partilerin grup önerisi var; gelin bunları Meclis'te çözelim. Çünkü halk, emekli, işçi, yoksul kesim "açız, kurtarın bizi" diyor ve bu iş de birinci derece Meclis'e düşer. Meclis'ten yaptığım basın toplantısında, seçimden sonraki ilk basın toplantısında tüm gruplara sesleniyorum: Halkın gerçek sorunlarını burada tartışalım, konuşalım, birileri istemese de karar verelim. Biz Saray'ın değil, biz sarayların değil, biz tek adamların değil, biz halkın milletvekilleriyiz. Onlar için çalışmaya devam edelim diyoruz. Bize oy veren milyonlarca yurttaşımıza teşekkür ediyorum, vermeyen yurttaşlarımıza da son kez buradan söylüyorum. Onlar oy vermese de bizim gözbebeğimiz, 85 milyon bizim. Bizim belediyelerimiz herkese hizmet edecek diyorum.”
‘DEVRALINAN BELEDİYELERDE İNANILMAZ BİR BORÇ YÜKÜ VAR’
CHP’nin AK Parti’den devraldığı belediyelerin borçları ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in belediyelere daha kısıtlı kaynak aktarılacağı açıklamasının anımsatılması üzerine CHP’li Başarır, şunları ifade etti:
“Tablo günden güne geliyor. Mesela Denizli Büyükşehir Belediyesi 11 milyar lira borçla devraldı, Sancaktepe ilçemiz 2 milyar lira, Kütahya Belediyesi 1.7 milyar lira, Gölbaşı bir ilçe belediyesi 1,6 milyar lira, Kilis 500 milyon lira... İnanılmaz bir borç yükü var. Yani bir belediyeyi yöneten bir kişinin öncelikle bir kamu sorumluluğu olması gerektiğini bilmesi gerekiyor. Şimdi Mehmet Şimşek bunu söylüyor, çok güzel; yeni mi aklına geldi? Jakuzilerde duş alanlar, birden fazla makam arabası olanlar, Denizli Belediyesi'ni 11 milyar borca batıranlar bunları yaparken aklın neredeydi Sayın Bakan? Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçtiği için mi bu belediyelere bu kısıtlamayı getiriyorsun? Getirme, hiç getirmene gerek yok. Bizim belediyelerimizde belediye başkanlarımız jakuzi kullanmaz, lüks makam arabaları kullanmaz, halkın parasını çarçur yapmaz; bu partinin ne belediye başkanı ne milletvekili ıstakoz yiyip halkı açken resim vermez, belediye meclis üyeleri de bunu yapmaz. O yüzden tasarrufsa, denetimse bu belediyeler sizdeyken bu denetimleri yapsaydınız. Ama yıldırım çaksa bizim belediyelere müfettişler gelirken, Ankara'da geçmiş dönemde işte Melih Gökçek gerçeği var ya da birçok belediyeye tek bir soruşturma açılmadı. O yüzden bir soruşturmadan, denetimden başlayacaksa, bu borçlu olan belediyelerin paraları nereye harcanmış oradan başlasın. Antalya Kaş Belediyesi 400 milyon lira, Edirne Keşan Belediyesi 483 milyon lira. Ne kadar borçla aldığımız, Kilis Belediyesi 502 milyon... Yani geldikçe biz de notlarımızı alıyoruz. Ne kadar borçla aldığımızı, 5 yılın sonunda bu borcun ne kadarını ödediğimizi, ne hizmet ettiğimizi bu toplumla, bu güzel ülkeyle yurttaşlarımızla paylaşacağız.”
‘ERDOĞAN’IN FİLİSTİN DAVASI TİCARİ DAVAYA DÖNDÜ’
Erdoğan’ın Hamas’ı Kuvayi Milliye’ye benzetmesinin anımsatılması üzerine de CHP’li Başarır, şunları kaydetti:
“Üzülerek söylüyorum ki onun Filistin davası bir ticari davaya dönüşmüş durumda. Nereden bunu biliyoruz? Bu Meclis'teki partilerin hepsi İsrail'le ticaretin kısıtlanması konusunda araştırma önergeleri verdi. Kürsüye yürüdüler, "iftira atıyorsunuz" dediler. Hatta bir milletvekili Meclis kürsüsünde konuşurken hayatını kaybetti bu konuyu, daha sonra kısıtlama kararı geldi. Kablo satıyorlarmış, dikenli tel satıyorlarmış, jet yakıtı satıyorlarmış. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı, sizin Filistin davanız ticaret mahkemelerinde görülen bir davaya dönmüş, oradan başlayalım. "Hamas, Kuva-yi Milliye" diyorsun, Kuva-yi Milliye'nin başında Gazi Mustafa Kemal Atatürk vardı. Eğer İsrail senin hasmın ise o gün o cephede Kuva-yi Milliye'nin hasmı olan ülkeler Yunanistan olsun, Fransa olsun, Kurtuluş Savaşı'nda bırakın ticari ilişkiyi, bu ülkede bir adım attırılmadı. Sen neyle neyi kıyaslıyorsun? Eğer Kuva-yi Milliye diyorsan Atatürk aklına gelecek, Atatürk aklına geliyorsa tam bir milli mücadele gelecek. Filistin konusunda nereniz milli, nereniz yerli, nereniz samimi? Öncelikle önce inkar ettiğiniz, sonra kabul ettiğiniz, "kısıtlama var" deyip de şöyle bir sayfa kısıtladık dediğiniz ticari ilişkileri topluma açıklayın, ondan sonra Kuva-yi Milliye kelimesini ağzınıza alın diyorum.
‘ÜLKENİN TEMEL SORUNLARI KONUŞULABİLİR’
CHP’li Başarır, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Erdoğan ile ne zaman ve hangi konuları görüşeceğinin sorulması üzerine de “Bana ulaşan bir takvim yok, iki genel başkanın kendi belirleyeceği bir takvim olacaktır bu. Evet, konuşulacak çok şey olmalı. Ülkenin temel sorunları; emeklilik, yoksulluk, geçim sıkıntısı, işçiler, atanamayan öğretmenler, mülakat rezaleti, yani ülkenin temel sorunları... Önceleri muhalefetle iktidar bunları konuşabiliyordu, bunları tartışabiliyordu, bu ülkenin istihbaratının başındaki kişi muhalefete gelip bilgi verebiliyordu güvenlikle ilgili konularda. Bunların hepsinden uzaklaştık ama biz şunu söylüyoruz: Biz bu ülkeyi seviyoruz. Ayrıştırmadan, bölmeden, ayırmadan bu ülkenin huzur içerisinde yönetilmesini, insanların huzur, refah içerisinde yaşamasını istiyoruz. O yüzden uyarılarımızı, bu seçimde gördüklerimizi, bu seçimde hissettiğimiz en büyük sokaktaki sıkıntıyı kendisine Genel Başkanımız anlatacaktır, uyarılarını yapacaktır. Bunun doğru olduğunu söylüyoruz ve bir kez daha buradan ülkemize seslenelim: Biz bu parlamentoda gruplar, grup başkanvekilleri, milletvekilleri düşman değiliz. Bu ülkenin milletvekilleriyiz, bu halkın vergileriyle görev yapıyoruz, görevimiz onlara hizmet etmek. Onlar için doğru neyse onu yapmalıyız. Gerekirse biz de grup başkanvekilleri ile görüşüyoruz, grup başkanları görüşüyor, genel başkanlar da görüşür. Yeter ki çok temel sıkıntıları insanlarımızın çözülsün” açıklamasında bulundu
Yorum Yazın