“2016'dan itibaren bu sorun çoktan çözülmeliydi, gerekli arıtma yapılmadığı için Büyükşehir Belediyesini suçluyorsunuz”

CHP’nin Bütçe Komisyonu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli’den, İzmir Körfezi’ndeki kirlilik konusunda Bakan Kurum’a yanıt:

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
CHP’nin Bütçe Komisyonu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli’den, İzmir Körfezi’ndeki kirlilik konusunda Bakan Kurum’a yanıt:
Abone ol

CHP’nin Bütçe Komisyonu Sözcüsü, İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonuna, İzmir Körfezi'nden alınan bir şişe kirli deniz suyunu beraberinde getiren ve iş başındaki Belediye Başkanına yüklenen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un tavrıyla ilgili “Bu kadar gayri ciddi, usullere yakışmayan bir şey açıkçası benim tüylerimi diken diken etti” dedi.

Muhalif- Ankara

“Büyükşehir Belediyesi ile Bakanlığın bir araya gelmesinde hangi engel var” diyen Türeli, sorunun çoktan çözülmüş olması gerektiğini vurgulayarak; “Ta 2000'lerde Büyük Kanal Projesi vardı, Körfez büyük ölçüde temizlendi, sonrasında yeniden var olan sorunlar her yerde olduğu gibi İzmir'de de ortaya çıktı ama bu sorun, özellikle 2016'dan itibaren çok ciddi olarak tartışılıyor bu sorun çoktan çözülmeliydi. İzmir Körfezi'ndeki kirlilik sorununun nedenlerini tartışmamız lazım. Kirlilik sonuçta bir sonuç, kendi kendine oluşmadı bu kirlilik. Siz bu kirliliği söylüyorsunuz ve gerekli arıtma yapılmadığı için Büyükşehir Belediyesini suçluyorsunuz” açıklaması yaptı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2025 yılı bütçesi, bakan Kurum’un İzmir Körfezi kirliliği üzerinden  açıklamalarıyla  CHP’nin  tepkisine neden oldu.  CHP’li  Türeli’nin  Bakan  Kurum’a yanıt  niteliğindeki  açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Şimdi, bakın, bir kere şunu söyleyeyim: Böyle bir usulü ilk defa gördüm ben. Bu, devlet yönetimi açısından son derece vahim ve acınacak bir durum bana göre çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanı Türkiye Büyük Millet Meclisine gelerek burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını şikâyet etti ve çok sert eleştirdi. Böyle bir şey ne zaman oldu? Ben ilk defa görüyorum, biri merkezi Hükûmet, biri yerel hükûmet. Bir bakanın gelip başka bir bakanı, başka bir devlet organını, belediye başkanını, bir kurum başkanını eleştirdiği -ne zaman hatırlıyorsunuz- görülmüş bir şey değil ki. Böyle bir usul yok arkadaşlar, yapmayın ya! Devlet organları arasında böyle bir usul yok. Bir araya gelirler, toplantı yaparlar, konuşurlar. Engel mi var buna, engel mi var arkadaşlar? Büyükşehir Belediyesi ile Bakanlığın bir araya gelmesinde hangi engel var?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Şimdi, bakın, ikinci konu bununla da bağlantılı, bütçeyi konuşuyoruz. Bütçenin görüşmesi şöyle olur: Bakan sunuşunu yapar, ne olacak yani kendisi önümüzdeki dönem ne planlıyor diye sunumunu yapar. Milletvekili olarak bizler sonra düşüncelerimizi, eleştirilerimizi söyleriz. En sonunda Bakan cevap verir. Usul bu arkadaşlar ya, böyle bir usul yapmadık; burası Bütçe. Bakan bütün devlet teamüllerini, devlet geleneğini, ciddiyetini hiçe sayarak gelip Plan ve Bütçe Komisyonunda, burada bir Büyükşehir Belediye Başkanını eleştirdi. Yani böyle bir şey olabilir mi? Varsa bir şey yapılır toplantılar, bu konu çözülür.

Üç: İzmir Körfezi'ndeki kirlilik konusunu doğru tartışmamız lazım. Sadece arıtma kaynaklı bir kirlilik yok. Körfezin dibinde temizlik çalışmaları yapılması lazım. Navigasyon, sirkülasyon kanalları, körfezi akan derelerin temizliği, özellikle Gediz Nehri, tersaneler, gemiler: bütün bunların hepsinin yetkisi Bakanlıkta, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığında değil. 2017 yılında Bakanlığın da kabul ettiği ve onayladığı bir proje var, hâlâ hayata geçmemiş. Bakın, üzerinden kaç yıl geçmiş? Yedi yıl geçmiş, hâlâ bir şey olmamış. Yani İzmir ili yabancı bir ülkenin sınırlarında değil, İzmir ilinde her siyasi partiye oy veren insanlar yaşıyor, İzmir'i cezalandırıyorsunuz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bakın, geçmişte de oldu; İstanbul ve Ankara metrolarını Ulaştırma Bakanlığı üstlendi, İzmir metrosu kendi başına yapıldı. İzmir'de Buca metrosuyla ilgili Dünya Bankası kredisi bulundu, kredi Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadı. Bunun gibi yatırım bazında size yüzlerce örnek veririm. Burada doğru bu değil; bakın, böyle olmaz. Memleketi yönetmek ciddiyet gerektirir, adalet gerektirir; böyle olmaz. Hele burada gelip de tartışarak burada oturup da başka bir merkezî yönetimin yerel yönetimi eleştirmesini kabul etmek mümkün değil arkadaşlar, yapmayın.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Böyle şey olur mu ya! Ya, bu kadar gayri ciddi, bu kadar yani buna göre usullere yakışmayan bir şey açıkçası benim tüylerimi diken diken etti. Yani üzgünüm, böyle bir konuşmayı dinlemiş olmaktan son derece üzüntü ve hicap duyuyorum. Yani böyle bir şey olmaz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Değerli milletvekilleri, bugün aslında başka bir konuşma yapmayı planlamıştım; bu, çevre, yeşil dönüşüm, kentleşme, doğal afetlerle mücadele gibi, buralarda neler yapılıyor, neler yapılmalı; kalkınma planı çer-çevesinde, programlar çerçevesinde mevcut olarak yapılması planlanan neler, eksikler varsa neler, onları söyleyecektim ama bu İzmir Körfezi tartışması aslında bir anlamda, belki birçok konuşacağımız şeyi erteledi, başka şeyleri... Doğal olarak şimdi bunlardan da bahsedeceğim ama kısaca bir şeyler söyleyeyim.

Tabii, çevre ve kentleşme konusu, bu, kirlilik konusu önemli ama şunu bilmek lazım: Türkiye'nin hemen bütün nehir-lerinde, göllerinde, derelerinde, denizlerinde kirlilik sorunu var. Hızlı nüfus artışı, çarpık kentleşme, rant odaklı imar politikaları, imar afları, doğayı tahrip eden madencilik faaliyetleri sadece denizlerimizi de değil tatlı su kaynaklarını, topraklarımızı ve solu-duğumuz havayı kirletiyor yani çok ciddi bir kirlilik var ortada, sadece münferit olaylar yok. Bugün Türkiye'de, hele bu körfez gibi yapılarda kirli olmayan bir tane yer gösterin bana. Tabii, şu önemli: Bunlara karşı öncelikle önlem alması gereken merkezî Hükûmet yani iktidar çünkü kalkınma planlarını hazırlıyorsunuz değil mi? Orta vadeli program, yıllık program, yatırım program-ları hazırlanıyor, buralarda stratejiler oluşturuluyor, ona göre politikalar belirleniyor, tedbirler alınıyor, finansman kaynakları ayrılıyor ve sonucunda da konuyla ilgili kurum ve kuruluşlar ve yerel yönetimler arasında bir koordinasyon oluyor; bunların hepsi sizin sorumluluğunuz yani merkezî Hükûmetin sorumluluğu. Ayrıca da tüm bunların dışında da denetim yetkileri var Ba-kanlığın yani bu Bakanlık herhangi bir bakanlık değil, çok geniş bir faaliyet alanı olan bir Bakanlık. O yüzden, var olan sorunları oturup da yerel yönetimlere aktarmak, yerel yönetimleri suçlamak yerine bu sorunlara bizzat el koyup çözmesi gereken sizsiniz ama bunu yapmıyorsunuz.

Şimdi, İzmir Körfezi'nde kirlilik sorunu varsa... Ta, 2000'lerde Büyük Kanal Projesi vardı, bir ölçüde temizlendi, sonra-sında yeniden var olan sorunlar her yerde olduğu gibi İzmir'de de ortaya çıktı ama bu sorun, özellikle 2016'dan itibaren çok ciddi olarak tartışılıyor Sayın Bakan, bu sorun çoktan çözülmeliydi. Ve şunu söylemem gerekiyor: İzmir Körfezi'ndeki kirlilik so-rununun nedenlerini tartışmamız lazım yani kirlilik sonuçta bir sonuç, kendi kendine oluşmadı bu kirlilik. Siz bu kirliliği söylü-yorsunuz ve gerekli arıtma yapılmadığı için Büyükşehir Belediyesini suçluyorsunuz ama sonuçta, arıtma sadece bir son aşa-mada gelen bir iş ve arıtmayla bu sorunu, kirliliğin nedenlerini ortadan kaldırmadan bu sorunu çözemezsiniz, çözemeyiz. Ne bu nedenler? Evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklar dereler yoluyla iç körfeze akıyor. Gediz Nehri belki de Türkiye içindeki en kirli nehirlerden biri, kirlilik had safhada ve sadece İzmir'den değil, Kütahya'dan başlıyor, Kütahya, Uşak, Manisa İzmir'e kadar geliyor yani bütün Ege Bölgesi'ni ilgilendiriyor. Sanayi bölgelerinden ve sanayi tesislerinden kaynaklı kirlilik var; gemiler, Al-sancak Limanı var, tersane var ve bunların getirdiği birtakım kirlilikler var. Bütün bunların hepsi ciddi problemler oluşturuyor yani bunların ortadan kaldırılması gerekiyor, bunun için de bir kere, bu tespiti doğru yapmamız lazım. Siz bu tespiti bana göre doğru yapmadınız, siz tamamen "Arıtma yapılmıyor, arıtma olmadığı için kirlilik devam ediyor." Öyle dediniz canım, konuşma-nız burada; burada onun dışında bir tane neden yok sunuşunuzda.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ne eylem planı, ben burada yaptığınız sunuşa bakıyorum, söyledikleriniz burada...

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Orada var, orada var; eylem planı var orada.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yapmayın canım, olur mu öyle şey.

Şimdi, bakın, körfez bir alıcı ortam, bu alıcı ortama deşarj yapan tüm kurumların denetimi Çevre ve Şehircilik Bakan-lığında, bu denetimleri siz yapacaksınız. Çevreyi kirleten kurumlara ceza kesmesi ve kirlenen ortamı bu cezalarla eski hâle getirme sorumluluğu da Çevre ve Şehircilik Bakanlığında. Körfeze deşarj yapan Alsancak Limanı, askerî tersane, Gediz Nehri, organize sanayi tesisleri; bunların denetimi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılıyor yani bu denetimleri yapıp bu sorunları ortadan kaldırmanız gerekirdi ama kalkmamış.

Şimdi, bakın, 2016'dan beri tartışıyoruz.İzmir'de 2 kanaldan bahsediliyor: Bir navigasyon kanalı, bir sirkülasyon kana-lı. Navigasyon kanalı gemilerin limana yanaşmasıyla ilgili bir kanal, bir de sirkülasyon kanalı var oradaki körfezin temizlenme-sine ilişkin. Bu daha önce konuşulmuş aslında. Navigasyon kanalının yapılması merkezî hükûmetin sorumluluğunda ve Ba-kanlık bunu almış, üstlenmiş.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Kısmen yapmışsınız değil, hâlâ birtakım şeyler var, onaylar verilmemiş, ÇED raporu 2016'da verilmiş, onunla ilgili bilgileri istedim. 2021 yılında da imar planları askıya çıkarılmış olmasına rağmen doğal yaşam alanları imar planlarının son onayının verilmemesi nedeniyle proje hayata geçmemiş, bekliyor, çoktan olmalıydı navigasyon kanalı ve sirkülasyon kanalı. Yani olmadığı için bunlar bu sorunun ve tabii ki ben şunu... Sadece bu merkezî hükûmetin alanın-da değil, tabii ki yerel yönetimin de büyükşehir belediyesinin de yapması gerekenler var. Hatta başka bir şey söyleyeyim: Tarım ve Orman Bakanlığının, belki Ulaştırma Bakanlığının, askerî gemiler, Millî Savunma Bakanlığının, hepsinin yapması gerekenler var. Bunu koordine edecek olan, buna gerekli kaynağı aktaracak olan, bunların hepsini bir araya getirip çözecek olan sizsiniz. Ama siz öyle yapmadınız...

 


Yorum Yazın