Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Giresun mitingine katıldı. Ordu'nun ardından Erdoğan, Giresun mitinginde konuştu, Giresun ilçelerinin adayları da açıklandı.
Erdoğan'ın açıkladığı ilçe Belediye Başkan adayları şöyle:
Bulancak: Emrullah Guguk
Tirebolu: Ömer Hıdır
Piraziz: Esat Ayyıldız
Görele: Ahmet Süleymanoğlu
Güce: Aytekin Boduroğlu
Keşap: Muhammed Tuncay Arışan
Espiye: Mustafa Karadere
Çamoluk: Ergün Bakırhan
Çanakçı: Sedat Koca
Doğankent: Rüşan Özden
Dereli: Zeki Şenlikoğlu
Şebinkarahisar: Ömer Şentürk
Alucra: Faruk Demirağ
Eynesil: İttifak
Yağlıdere: Ömer Bayram
Yavuzkemal: Adem Önal
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Her birinize aşkınız ve muhabbetiniz için teşekkür ediyorum. Giresun'a olan şükran borcumuzu ödemek istiyorum. Giresun, şimdiye kadar girdiğimiz seçimlerde bizi hiç yalnız bırakmadı. Her zaman Türkiye ortalamasının çok üstünde oy oranlarıyla Giresunlu kardeşlerimiz bize sahip çıktı. 14-28 Mayıs seçimlerinde de Giresun yine kendisine yakışanı yaptı. İlk turda yüzde 61 oy oranıyla, ikinci turda yüzde 65'e yaklaşan bir oranla bize destek veren Giresun'a şükranlarımı sunuyorum. Siz bizimle yol yürüdüğünüz müddetçe biz de Giresun'a aşkla hizmet etmeyi sürdüreceğiz.
Biliyorsunuz önümüzde çok kritik bir seçim daha var. Bundan 45 gün sonra hep birlikte tekrar sandıklara gideceğiz. Bu sefer il, ilçe ve beldelerimizi yönetecek kadroları belirleyeceğiz. Giresun'dan yine rekor bir oy alacağımızdan şüphe duymuyorum. Giresun'un 31 Mart'ta da sandıkları patlatacağına yürekten inanıyorum. Bunun için her zamankinden daha çok çalışıp daha fazla ter döküp koşturacağız. Ana kademe, buna hazır mısınız? Kadın kolları, gençler buna hazır mısınız? Giresun'da kapı kapı hane hane sokak sokak dolaşmaya hazır mısınız? Yaptıklarımızı tek tek anlatarak yapacaklarımız için milletimizden destek isteyeceğiz.
Kavlimizi yenileyelim istiyorum. 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? Seçim günü için kapı kapı dolaşıyor muyuz? Büyük ve güçlü Türkiye vizyonuna sahip çıkıyor muyuz? Yine gerçek belediyecilik diyor muyuz? Görüyorum ki Giresun şimdiden kararını vermiş. Rabbim yol arkadaşlığımızı, muhabbetimizi daim eylesin.
Ülkemizin içinde yer aldığı coğrafya gerçekten sancılı günlerden geçiyor. Karadeniz'in öte yakasında, iki komşumuz arasındaki savaş ikinci yılını doldurmak üzere. Rusya-Ukrayna savaşında şimdiye kadar 10 binlerce insan öldü, yaralandı. 100 binlerce insan göç etmek zorunda kaldı. Küresel ekonomi, enerji ve gıda fiyatlarındaki aşırı artış sebebiyle çok ciddi sıkıntılarla karşılaştı. Sizler de o günleri çok iyi hatırlıyorsunuz. Doğal gaz fiyatlarının zirveye ulaştığı günlerde kimi Avrupa ülkelerinde lambalar söküldü, kombiler kapatıldı. Devlet daireleri çalışanlarına battaniye dağıttı. Ama benim ülkemde doğal gaz eyvallah aynı şekilde devam etti. Şu anda Karadeniz doğal gazı devam ediyor mu? Hani olmayacaktı? Al bak, bizde oluyor. Gabar'dan çıkıyor mu, çıkıyor. Gıda krizinden dolayı dünyanın birçok ülkesinde ciddi sıkıntılar, açlıklar, yokluklar yaşandı. Muhalefet tarafından sürekli bize örnek gösterilen ülkelerin esasında kağıttan birer kaplan olduğu böylece anlaşılmış oldu.
Türkiye tüm zor süreçleri en başarılı yöneten ülkelerden biri. Salgın döneminde üretimden, istihdamdan taviz vermedik. Destek ve hibe programlarımızla toplumumuzun yanında aldık. Güçlü ve modern sağlık altyapımız sayesinde hiçbir vatandaşımızı çaresiz bırakmadık. Ukrayna-Rusya krizinde ise başkaları gibi ateşe benzin dökmek yerine tüm imkanlarımızla yangını söndürmeye çalıştık. Hatırlarsanız o dönem Cehape ve ortakları bizleri savaşa sürüklemek için çok uğraştı, çok çaba harcadı. Eksen kayması diye bir şey uydurarak Türkiye'yi birilerinin yanında savaşa dahil etmek için pek çok yol denediler. En son 14-28 Mayıs sürecinde Rusya'yı suçlamaya varacak kadar ileri taşıdılar. Ama biz bunlara kulak asmadık. Muhalefetin savaş tellallığına asla prim vermedik. Cehape ve ortakları gibi meselelere batılıların gözünden değil, milletimizin zaviyesinden baktık. Siz ne diyorsanız o dedik. Türkiye'nin çıkarları neyi gerektiriyorsa, milletimiz için en doğrusu ve iyisi neyse onu yapmanın gayretinde olduk.
Zaman bizi yine haklı, muhalefeti haksız çıkardı. Elimizi vicdanımıza koyup şöyle bir muhasebe yaptığımızda ne kadar basiretli davrandığımızı çok daha iyi anlıyoruz. Tüm kışkırtmalara, kirli senaryolara rağmen Karadeniz'in huzuru bozulmadı. Bölgemizdeki yangın, kıvılcım bölgemize sıçramadı. Giresun ile birlikte Karadeniz'deki tüm şehirleri tedirgin edecek, ekonomik ve güvenlik açısından zora sokacak hiçbir hadise yaşanmadı. Ne muhalefetin gazına geldik ne de batılı güçlerin tuzağına düştük. Usta bir satranç oyuncusu gibi yapacağımızı aynen yaptık, çok iyi planladık ve kararlılıkla hayata geçirdik. Böylece Türkiye'yi çok tehlikeli bir süreçten, tek bir vatandaşımızın kılına dahi zarar gelmeden çıkarmaya başardık. Bugün attığımız her adımı da Türkiye eksenli atıyor, milletimizin ve devletimizin menfaatlerini düşünüyoruz. Karadeniz'den Orta Doğu'ya bölgemiz bir yangın yerine dönmüşken yeni düşmanlıklar, yeni gerilimler olmasın diye çaba harcıyoruz.
Çok açık ve net ifade etmek isterim. Bizim dış politikada tek bir amacımız var: dostlarımızın sayısını mümkün olduğunca çoğaltmak. Türkiye Yüzyılı'nın barışın da yüzyılı olmasını istiyorsak dost ve kardeş ülkelerle iş birliğimizi geliştirmekten başka yolumuz yok. Emperyalist güçlerin bölgemize yönelik oyunlarını bozmak istiyorsak kardeş ülkelerle birbirimize kenetlenmek durumundayız. Görüş ayrılıklarına takılı kalmak yerine iş birliği alanlarına odaklanmak zorundayız. Vahdet olmadan rahmet olmaz.
Gazze'deki akan kanı durdurmak, İsrail'in katliamlarının önüne geçmek istiyorsak kardeşlerimizle saflarımızı sıklaştırmamız gerekiyor. BAE ve Mısır ziyaretimiz bu açıdan çok başarılı geçti. Devlet başkanlarıyla ticaretin yanı sıra Filistin meselesini de detaylıca görüştük. Her iki ülkeyle de iş birliğimizi güçlendirmeye karar verdik. 7 Ekim'den beri Gazze'ye insani yardım malzemesi gönderiyoruz. Yatırımların ulaştırılmasında Mısır makamları ile hep koordinasyon içinde hareket ettik. Mısır'ın desteği ile 34 bin tondan fazla insani yardım malzemesini bölgeye sevk ettik.
Önümüz Ramazan. İsrail'in katliamları artıyor. Gazze halkının direniş ve mücadele azmini bombalarla kıramayan İsrail, açlıkla Gazzelileri teslim olmaya zorluyor. Ramazan'da Gazze'ye daha fazla yardım etmemiz bizim kardeşlik görevimizdir. Kim sabrederse zafere o ulaşır. Bu yardımların sevkinde de Mısır'la iş birliği içinde olacağız. Gazze halkının kendi topraklarından sürgün edilmesine karşı da Mısır ile birlikte hareket edeceğiz.
Bizim bu hassasiyetlerimizi CHP ve şürekası anlamıyor. Üzülerek söylemek isterim ki onların gündeminde ne Gazze'deki vahşet ne de Filistin'deki işgal ve yıkım var. CHP yönetimi ne Balkanlarda ne Kafkasya'yla ne Afrika'yla ne de gönül coğrafyamızın diğer yerlerindeki krizlerin hiçbiriyle ilgilenmiyor. Bunların nelerle meşgul olduklarını sizler de görüyorsunuz. CHP'nin acemi genel başkanı, sabık genel başkanı ve sütre gerisinden bu partiyi yönetenlerin tamamının öncelikli gündemi kupon belediyeleri, kimin adamının yöneteceği meselesidir. Dünya batsa, kıyamet kopsa, üçüncü cihan harbi çıksa bunların zerre kadar umurları olmaz. Siyasi ikballeri haricinde hiçbir şeyi görüp duymuyorlar. Varsın bu krizlerle ilgilenmesinler, milletimiz bizim doğru yolda olduğumuzu çok iyi biliyor ve görüyor. Biz dış politikada adımlarımızı atarken daha önlerini dahi görmekten aciz muhalefete değil, size bakıyoruz. Milletimize bakıyoruz. CHP'deki belediyeler meydan muharebesi, CHP'ye gönül veren vatandaşlarımızı ilgilendirir."
Yorum Yazın