Türk Psikologlar Derneği üyesi klinik psikolog Aleyna Damla Özcan, "Gün içerisinde kendimize bir limit koyarak uygulamalarda vakit geçireceğimiz saat dilimini azaltabiliriz. Akıllı telefonlarda yer alan günlük ekran kullanımı süremizi takip ederek bu ekran kullanım süremizi en aza indirgeyerek hangi uygulamalarda ne kadar vakit geçirmişiz takibini yapabiliriz. Çok vakit geçirdiğimiz bazı uygulamaları silerek ya da bir süre uygulamadaki aktif hesabımızı dondurabiliriz" dedi.
Cumhuriyet'ten Şevval Aydoğan'a konuşan Özcan, uyku hijyeni kavramı kapsamında belirli bir saatin ardından telefon gibi teknolojik aletlere bakmanın doğru olmadığının altını çizerek, bu noktada dijital detoksun uykuya dalmayı kolaylaştırabileceğini, uyku kalitesini artırabileceğini ifade etti.
Dijital detoks yapmanın kişinin dikkat ve konsantrasyon süresini de artırabileceğini söyleyen Özcan, "Bazen sosyal medyanın yanıltıcı yüzü ya da maskeli tarafı diyebileceğimiz noktalar vardır. Kişi oradaki her şeyin toz pembeliğine inanabilir ve böyle bir noktada kaygı seviyesi artabilir. Dolayısı ile bu detoks süreci kişinin mevcut kaygısını aza indirebilir. Olumsuz durum ve deneyimlere, fotoğraflara, paylaşımlara daha az maruz kalmak kişiyi depresif semptomlardan uzaklaştırabilir" ifadelerini kullandı.
Özcan, "Sosyal medya kullanımının artış göstermesi, kullanmadığı zamanlarda kişinin hissettiği rahatsızlık, işlevselliğini etkileyecek derecede kullanımı gibi noktalarda bağımlılıktan söz edebiliriz. Detoks kavramı bu süreci iyi yönde etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yazın