Erdoğan açıkladı: Emeklilik sistemi değişiyor mu?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Erdoğan açıkladı: Emeklilik sistemi değişiyor mu?
Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emeklilik sistemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. "Yeni yasama döneminde bu konuyu gündeme alacağız." diye konuşan Erdoğan, muhalefete de asgari ücret üzerinden "17 bin diyorlar, sırtlarında küfe yok." tepkisini gösterdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümünde 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenine katıldı.

Erdoğan, Lefkoşa dönüşü uçakta soruları yanıtladı.

EMEKLİLİK SİSTEMİ DEĞİŞİYOR MU?

Erdoğan, emeklilik sistemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

"Yeni yasama döneminde bu konuyu gündeme alacağız" diye konuşan Erdoğan, muhalefete de asgari ücret üzerinden "17 bin diyorlar, sırtlarında küfe yok" tepkisini gösterdi.

En düşük emekli maaşının 12 bin 500 olmasının ardından daha iyisini yapmak için çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, "Emeklilerimizin daima yanındayız" dedi.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümünde iktidar ve muhalefet olarak birlik mesajı verdiklerinin altını çizen Erdoğan, "Kıbrıs davası kırmızı çizgimiz" diye konuştu.

"MİÇOTAKİS'İN HADDİNİ BİLDİRMESİ LAZIM"

Yunanistan Savunma Bakanı'na da sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türklerin işgalci olduğunu söylemesi densiz ve edep dışı" diyerek Miçotakis’in bakana haddini bildirmesi gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele, ABD başkanlık seçimleri ve İsrail'in Gazze'ye saldırılarına ilişkin de önemli mesajlar verdi.

"KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ"

Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz bağları bir kez daha vurguladıklarını ifade eden Erdoğan, "Bundan 50 sene önce olduğu gibi bugün de ana vatan ve garantör devlet olarak Kıbrıs Türkünün yanındayız" dedi.

İktidar ve muhalefet olarak verdikleri birlik, beraberlik ve dayanışma tablosunun kıymetli olduğundan bahseden Erdoğan, "Kıbrıs davasının sadece bizim değil, 85 milyonun davası, kırmızı çizgisi olduğu böylece anlaşılmıştır. Ada’nın asli unsuru olan Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak görmeye ve göstermeye kimsenin gücü yetmez" ifadelerini kullandı.

"Her iki tarafın masaya eşit oturup eşit kalktığı bir denklem kurulmadan yeni bir müzakere sürecinin başlamasını açıkçası mümkün görmüyoruz" diye konuşan Erdoğan, "1974 Barış Harekatı'yla kurduğumuz, 1983 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanıyla tahkim ettiğimiz kazanımları, tüm dünyada tanınan Kıbrıs Türk Devleti ile taçlandıracağız" dedi.

Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde...

YUNANİSTAN SAVUNMA BAKANI'NA SERT TEPKİ: "DAHA DENSİZ EDEP DIŞI BİR İFADE OLAMAZ"

"Zaman zaman Yunanistan’daki popülist figürlerin bu tür söylemlerle iki ülke arasındaki ilişkileri dinamitleme gayretlerine şahit oluyoruz. Biz Yunanistan ile iyi komşuluk anlayışıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Tabii bu durum, böylesi hezeyanlara sessiz kalmamızı gerektirmiyor. Herkesin çok iyi bildiği gibi Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı’nı adından da anlaşılacağı gibi barış için yapmıştır ve bu müdahale neticesinde huzur tesis edilmiştir. O tarihte Kıbrıs’ta hem Rum kesimi hem Yunanistan’daki darbeciler tarafından başlatılan soykırıma Türkiye, net ve keskin bir son vermek için bu harekatı yapmıştır.

Yani uluslararası hukukun bize tanıdığı garantörlük hakkı kapsamında bu müdahale yapılmıştır. Türk askeri düşmanına bile zulmetmeyen ama mazlumun hakkını asla çiğnetmeyen şanlı bir maziye sahiptir. Aynı anlayışla bugün de gelecekte de hareket etmeye devam edecektir. Bilsinler ki Mehmetçiğin ayak bastığı topraklarda işgal kültürü değil, huzur hakim olur. Son NATO zirvesinde Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile konuştum. 'Aynı gün ben Kuzey Kıbrıs'ta bulunacağım, orada Kuzey Kıbrıs halkına hitap edeceğim. Öğrendiğime göre siz de Güney’de olacakmışsınız, orada hitap edecekmişsiniz. Herhalde birbirimizi rahatsız edecek herhangi bir açıklama yapmayız' dedim.

O da benim gibi düşündüğünü söyledi. Fakat Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias ne yazık ki; farklı bir havada, belli ki Miçotakis ile yaptığımız görüşmeden haberi yoktu, ileri geri açıklamalar yaptı. Onun bir defa kalkıp da Türklerin orada işgalci olduğunu söylemesinden daha densiz, edep dışı bir ifade olamaz. Dolayısıyla, Sayın Miçotakis’in bu bakanına haddini bildirmesi lazım. Bizim çok daha fazla konuşmamıza zaten gerek yok. Konuşacaklarımızı bugün zaten konuştuk. Yolumuza da aynen devam ediyoruz."

"ONLAR ASKERİ ÜS YAPIYOR, BİZ SİYASİ ÜS YAPIYORUZ"

"Şu anda Ada’da Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla, Kuzey Kıbrıs Parlamento binası inşaatı yapıyoruz. Onları bir göreyim, durum nedir dedim. Her ikisi de muhteşem birer bina oluyor. Allah nasip ederse en geç Kasım ayı ortalarında bitecek. Bu iki bina, başkanlık binasıyla parlamento binası bittiği zaman, yanında da oraya hizmet verecek gayet güzel bir mescit yapılıyor. Herhalde bu üslerden daha önemli bir şey yok. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz. Çalışmayı en güzel şekilde devam ettireceğiz. Bu arada, tekrar bir kontrole gidip inşaat ne durumda onu görmem lazım. Gördüğüm kadarıyla Kıbrıs taşından hakikaten muhteşem bir eser meydana geliyor."

"YENİ BİR DOĞALGAZ GEMİSİ ALIYORUZ"

"Yani Türkiye gerektiği zamanda gereken adımları atar, yapılması gerekenleri yapar. Adanın huzuruna asla katkı sağlamayacak, gerginlikleri artıracak ve uluslararası hukuk ihlallerine yol açacak adımlardan özenle kaçınmak gerekir. İsrail’deki katliama ortak olmak ne Rumlara ne Yunanistan’a fayda sağlar. Ayrıca gerekirse deniz üssü ve deniz yapılarını Kuzeyde yaparız. Bizim de denizimiz var. Mesela yeni bir doğalgaz gemisi alıyoruz. Sakarya Gaz Sahası’ndaki gaz üretiminde kullanılacak, yüzer gaz işletme platformu gemisi. Yaklaşık 2 ay sonra Türkiye'de olacak. 300 metre boyunda 58 metre genişliğinde. 5 milyon hane halkına yetecek kadar doğalgazı üretecek bu platform belki orada 15-20 yıl kalacak. Adeta bir üs gibi. Önümüzdeki hafta yola çıkıyor ve Türkiye'ye gelecek. Zaten o üssü gördükleri zaman yeter onlara."

"ÇOK GÜÇLÜ TOHUMLAR ATTIK"

"Biliyorsunuz, uçaklarımızın lastiklerini dahi alamıyorduk ama şu anda Petlas uçaklarımızın lastiklerini yapar hale geldi. Çok önemli bir adım. Üstelik Anadolu'nun göbeğinde. İnsansız hava araçlarından SİHA’lara kadar geldiğimiz nokta belli. Aselsan, Havelsan, Roketsan, tüm bunlar şu anda savunma sanayiinde dünyayla adeta yarış halinde. Bundan dolayı da çok çok mutluyuz. Özellikle de şu anda Batı ülkeleri bizim insansız hava araçlarımızla ilgili sipariş üstüne sipariş veriyor. Ülkelerin hangileri olduğunu söylemeyeceğim. Ama Avrupa Birliği ülkelerinin artık bizden bu tür taleplerde bulunması devranın nasıl değiştiğini gösteriyor. Bu bizi ayrıca mutlu ediyor.

Kızılelma şu anda devreye giriyor. Bunların devreye girişinin o malum çevreleri çok daha çıldırtacağına eminim. Özellikle Amerika'daki seçimin de bu işte tayin edici bir rolünün olduğunu düşünüyoruz. Bu seçimin neticesiyle birlikte ne gibi adımlar atılabilir, bunları da ayrıca göreceğiz ama ibre Türkiye'nin lehine dönüyor diye düşünüyorum. Bundan dolayı da huzur içindeyim. Sizler de huzur içinde olun. Kendi uçağımızı yapıyoruz, kendi uydumuzu yapıp uzaya yolladık. Daha iyisini yapacak, daha ileri gideceğiz. Bizi en çok duygulandıran ise artık bizim gençlerimizin asla yılgınlığa kapılmadan 'ben yaparım' demesidir. Biz çok güçlü tohumlar attık, onlar filizleniyor ve gelecekte boy verecekler."

TERÖRLE MÜCADELE: "HEPSİNİN İNTİKAMINI ALIYORUZ"

"Terörle mücadele bir matematik olayı değil. İki kere iki dört diyemezsiniz. Örneğin Pençe Kilit Harekat bölgesinde Piyade Yarbay Abdullah Cem Demirkan kardeşimiz yaralandı. 15 gün yaralı olarak kaldı ve maalesef şehit oldu. Bunların hepsinin intikamını alıyoruz. Faturayı çok ağır ödüyorlar, ödemeye de devam edecekler. Ama bilsek ki terörle mücadele bir matematik olayıdır, kalkarız açıklamayı da ona göre yaparız. Dolayısıyla da terörle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Önünde sonunda kazanan inşallah yine biz olacağız. Artık onları bekleyen son yakındır.

Bu ülkenin insanlarına çektirdikleri acıların hesabı soruluyor. Terör meselesini kökünden bitireceğiz. Sağa sola koşturmaları, destek arama çabaları da bu yüzden. Ne yaparlarsa yapsınlar fayda göremeyecekler. Bu ülkenin insanlarına yaşattıklarının hesabını öyle ya da böyle veriyorlar. Askerimiz, polisimiz, istihbaratçılarımız sahada ve onların güçlü nefesini sürekli enselerinde hissediyorlar. Burunlarını dahi çıkartamadıkları mağaralar onları koruyamayacak."

İSRAİL'İN GAZZE SALDIRILARI

"Uluslararası Adalet Divanı aynı zamanda İsrail’i tazminata mahkum etti. Miktarını henüz açıklamadılar. İsrail zaten bugüne kadar Uluslararası Adalet Divanı'nın verdiği kararların hiçbirini uygulamadı. Çünkü yanında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, Batı var. Biz şu anda Uluslararası Adalet Divanı'na karşı dünyanın değişik birçok ülkesiyle birlikte gerekli baskıyı yapıyoruz ve buna devam edeceğiz. İspanya'nın duruşu burada çok çok önemliydi. Finlandiya'nın, Norveç'in tüm bunların duruşları önemliydi. Biz bu işi takip edeceğiz, kovalayacağız ve en sonunda inşallah burada bir netice alacağız diye düşünüyorum.

İsrail durdurulmalıdır. Bunu sağlamak hepimizin görevidir. İsrail’e destek olarak, mazlum Filistin halkının yıllardır yaşadığı sistematik zulmü görmezden gelerek bir yere varmak mümkün değildir. İsrail yaptıklarının cezasını çekmeli, bu ceza bir daha kimsenin böylesi bir zulmü aklından geçirememesini sağlayacak kadar ibretlik olmalıdır. Umarım bu karar ve bundan önce alınan ve İsrail tarafından uygulanmayan kararlar uluslararası toplumda bir uyanışı beraberinde getirir.

Filistinlilerin acılarına alışmamalı, onların durumunu olağan görmemeliyiz. Her yeni günde daha çok artan bir tonda sesimizi zulme karşı yükseltmeliyiz. Bu bizim insani görevimiz, tarihe borcumuzdur. Bugün takınılan ya da takınılmayan her tavır tarihe geçmektedir. Herkesi tarihin doğru tarafında durmaya bir kez daha davet ediyorum."

"İSRAİL'İN COĞRAFYAMIZI KENDİ KARANLIĞINA ÇEKİP BÖLGEYİ YANGIN YERİNE ÇEVİRME İSTEĞİ ORTADADIR"

"İsrail, 1947'de ne yaptıysa şimdi de aynısını yapıyor, değişen bir şey yok. Tüm mesele İsrail'in bu davranışlarına karşı haktan yana olanlar, adaletten yana olanların el ele verip bu Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği kararın yanında herkesin yer almasını sağlamaktır. Bu oyunu ancak, böylesi bir duruşla bozarız. Bu zulmü sona erdirmek için ABD yönetiminin İsrail’e baskı yapması, katil Netanyahu’ya ve beraberindekilere verdiği desteği çekmesi şarttır.

İsrail’in coğrafyamızı kendi karanlığına çekip bölgeyi yangın yerine çevirme isteği ortadadır. Gazze’de onca zulme rağmen hedeflerine ulaşamamanın hıncı ile hareket etmektedir. Uluslararası toplumun bir ve kararlı karşı koyuşu İsrail’in en istemediği şeydir. İsrail zulmüne karşı birleşmeli ve onları uluslararası hukuka uymaya zorlamalıyız. Bu sayede sadece Gazze ya da Filistin değil, ateş çemberine dönmüş bölgemiz de büyük çatışmaların içine çekilmekten kurtulur."

ABD'DEKİ BAŞKANLIK SEÇİMLERİ

"Bu konuya şimdi girmem pek doğru olmaz. Çünkü yapacağımız çok ilginç çalışmalar var. Geçen hafta çarşamba günü Macar Başbakanı Viktor Orban konuğumuzdu. Görüşmemizden sonra da 'Trump'la bir akşam yemeği yiyeceğiz' dedi. Bu arada aynı zamanda da NATO zirvesi devam ediyordu. Ertesi gün Viktor Orban’ı yoğun bir şekilde eleştirmeye başladılar. 'Yok şöyle dedi, yok böyleler, biz Viktor'un dediklerine katılmıyoruz, söyledikleri doğru şeyler değil' dediler.

Sayın Orban malum Moskova'ya gitti, eleştirdiler. Çin'e gitti aynı şekilde eleştirdiler. Ardından Şuşa'daki toplantıya katıldı, eleştirdiler. Şimdi de Macaristan’ı AB dönem başkanlığından nasıl alırız, bunun hesabı içindeler. Bize de düşen şu anda sabır. Bu sabırla birlikte de inşallah gereğini vakti saati geldiğinde birlikte yaparız. Sayın Trump ile kendisine yapılan suikast girişimini konuştum. Kendilerini alçakça saldırı karşısında demokrasinin yanında durmaları nedeniyle tebrik ettim. Biz demokrasinin tarafındayız ve ülkelerin geleceklerine halkların özgür iradelerinin karar vermesinden yanayız."

BİLİŞİM KRİZİ

"Bu kriz nedeniyle bizde bir sıkıntı yok şu anda. Arkadaşlar, Türk Hava Yolları’nda olsun, diğer tüm birimlerde olsun tedbirleri aldılar. Şu anda işlerimiz ufak tefek aksamalarla yürüyor. Yani dünyadaki sıkıntı bizde aynen yok. Daha iyiyiz. Bu konuda ek tedbirler almak gerekiyorsa alırız. Bununla ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Hiçbir alanı boş bırakmadığımız gibi bu alanı da boş bırakmıyor ve atılması gereken adımları hızla, vatandaşlarımızı mağdur etmeden atıyoruz."

EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI

"Bizler toplumumuzun her kesimi gibi emeklilerimizin de daima yanındayız. Emeklilerimizi enflasyona ezdirmemek için azami gayret gösteriyor, elimizden gelenin daha fazlasını imkanlar nispetinde yapıyoruz. Eldeki imkanlar dahilinde en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Engelleri aşmayı kendimize şiar edinmiş bir iktidar olarak sürekli tüm vatandaşlarımızın refahını artırmak için sürekli yeni yol haritaları oluşturuyoruz. Ekonomik istikrardan taviz vermeden, popülizm tuzaklarına düşmeden en rasyonel adımı nasıl atarız anlayışı içinde hareket ediyoruz.

Aslında Grup Başkanımız Abdullah Güler gerekli açıklamaları yaptı. En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olacağını açıkladı. Bütün bunlara rağmen muhalefet bakıyorsunuz, düşünmeden, görüşmeden, konuşmadan 'asgari ücret 17 bin' diyor. Bunların sırtında maalesef küfe yok. Biz ölçüyoruz, biçiyoruz. Nasıl bu işi ekonomik dengeleri bozmayacak biçimde götürürüz? Buna bakıyoruz, adımlarımızı da buna göre atıyoruz. Onun için de yeni yasama döneminde inşallah bu konuyu gündeme alacağız. O şekilde de yola devam edeceğiz. Grup başkanımız ne açıkladıysa gündemimizde o konular var, gerisi söylentiden ibaret."


Yorum Yazın