Fransa seçimlerinin ilk turunda aşırı sağ, ikinci turunda ise aşırı sol istediğini aldı. Bu değişimin arka planında Fransız yıldız futbolcu Kylian Mbappe’nin ne kadar etkisi oldu dersiniz?
Oğuz Büber - Muhalif Analiz
Yeni Halk Cephesi olarak adlandırılan sol koalisyon beklenenden çok daha iyi bir performans sergileyerek aşırı sağın zaferini engellemede önemli bir etken oldu.
Tahminler koalisyonun düzinelerce sandalye kazanacağı yönünde ve bu durum aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’ni iktidardan uzak tutmak amacıyla sadece bir ay önce kurulan ittifak için önemli bir başarı olarak görülüyor.
İttifak dört sol partiyi içeriyor: Komünistler, sosyalistler, Yeşiller ve Aşırı Sol Parti, Boyun Eğmeyen Fransa. Fransa’da pek çok kişi; aşırı sağ için bir kayıp gibi görünen bu durumu sevinçle karşılarken, diğerlerini ise aşırı solun getirebileceklerinin korkusu sardı.
Geçtiğimiz hafta, iki turlu seçimlerin ilk oylamasının ardından koalisyon; 130’dan fazla adayını, aşırı sağın kazanma şansının olduğu üç turlu yarışlardan çekerek, destekçilerini bu adaylara karşı stratejik oy kullanmaya yöneltti.
Ortaya çıkan sonuçlara göre stratejinin işe yaradığı söylenebilir.
Şu an için medyaya solun kesin bir galibiyet aldığı yansıtılsa da, hiçbir parti ya da ittifak hükümeti kuracak mutlak çoğunluğu elde edemiyor. Buna karşın hızlı davranan Boyun Eğmeyen Fransa Partisi'nin kurucusu Jean-Luc Melenchon oldu ve koalisyon hükümeti için müzakere etme yönünde tavır almayacaklarını anında ilan etti. Melenchon’un talebi tüm programı uygulayabilmek için sol ittifakın kontrolünü ele almak.
Koalisyon hükümeti istemeyen tek parti de Boyun Eğmeyen Fransa değildi. Sosyalist Parti lideri Olivier Faure da ittifakın, koalisyon hükümeti kurmak amacıyla gerçekleştireceği müzakerelerde olmayacaklarını açıkladı. Faure bunu, “Fransız halkının oylarına ihanet etmek ve Macronist programı uzatmak” olarak tanımladı. Boyun Eğmeyen Fransa Partisi’ni en az aşırı sağ kadar tehlike bulanlar da yok değil.
Diğer konu da ittifakın harcama planları konusundaki fikri. Ekonomistlere göre borç batağında olan ülkede, sol ittifakın düşünceleri endişe yaratıyor.
Aşırı sol; Fransa’da asgari ücretin yükseltilmesini, emeklilik yaşının 64’ten 60’a düşürülmesini, beş yıl içerisinde uygun fiyatlı bir milyon yeni konutun inşa edilmesini; gıda, enerji ve gaz gibi temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarının dondurulmasını talep ediyor.
Aşırı sağı ön plana çıkaran konu biliyorsunuz ki göçü büyük ölçüde azaltma vaadiydi. Koalisyon ise iltica sürecini daha cömert ve sorunsuz hale getirme sözü veriyor.
Yeni Halk Cephesi, programların masraflarını karşılamak için gerekli on milyarlarca avroyu ise varlıklı kişilerden elde ettikleri vergilerle karşılayacağını belirtiyor.
Faure, pazar gecesi kendisine tezahüratlar eşlik ederken de şu cümleyi kuruyordu: "Süper zenginleri ve süper karları vergilendirme zamanı geldi.”
Mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından hükümeti kurma görevi verilmesi halinde, koalisyon liderlerinden hangisinin başbakan olarak sunulacağı ise şu anda bilinmiyor.
Peki, ilk turda aşırı sağcıların önde olmasına karşın ikinci turda solcuların önde bitirmesinde Fransız Futbolcu Kylian Mbappe’nin payı var diyebilir miyiz? Nasıl mı?
Fransa’nın an itibariyle en önemli futbolcusu ve takım kaptanı Kylian Mbappe; 4 Temmuz günü, II. Dünya Savaşı’ndan bu güne dek ilk kez aşırı sağcı bir hükümet olasılığıyla karşı karşıya kalan ülkenin siyasi gidişatına dair önemli bir açıklamada bulunmuştu. İlk turda en büyük parti olarak aşırı sağcı Ulusal Birlik’in çıkmasının ardından ikinci tur seçimlerinde oy kullanmak için halkı şu ifadelerle sandığa davet etti:
“Oy kullanmamız her zamankinden daha da çok önemli. Bu gerçekten acil bir durum. Ülkemizi bu insanların ekine bırakamayız, durum gerçekten çok acil. İlk tur sonuçlarını gördük, bu bir felaket. Bu durumun değişeceğini ve herkesin oy vermek için seferber olacağını umuyoruz. Ve tabii ki de doğru tarafa oy vereceğini.”
Mbappe’nin çağrısının seçime doğrudan etkisini verebilecek bir test mevcut değil ne yazık ki… Ama önemli iki veri olduğu gerçek.
Oluşturulan Cumhuriyetçi cephe ile aşırı sağın kazanmasını engellemeye yönelik stratejilerin ne denli büyük bir rol oynadığı görüldü.
Sol partiler ve Macron’un merkezci koalisyonu, aşırı sağın bir sandalye kazanma şansının bulunduğu bölgelerdeki 200’den fazla adayı geri çekti.
Aynı Mbappe’nin çağrısında olduğu gibi aşırı sağdan nefret eden pek çok seçmen; ilk tercihleri olmasa dahi, diğer adaylara oy verdi. Sol fraksiyondan partilere oy vermeyecek kişiler Ulusal Birlik Partisi’ne engel olmak için vermeyecekleri partiler için oy kullanmak durumunda kaldılar. Kısacası aslında yapmayacakları tercihleri yapmak zorunluluğu içerisindeydiler. Aşırı sağa göre bu durum adil değildi ve seçmenlerin tercihi elinden alınmıştı.
Mbappe'nin hayranları tarafından oluşturulan; Fransızca Özgürlük, Eşitlik ve Mbappe yazılı döviz
Fransız yıldız oyuncu Mbappe’nin çağrısına kulak verildi diyebileceğimiz diğer bir gösterge de seçime katılım oranlarıydı. Seçime katılımın, henüz net sonuçlar olmamakla birlikte yüzde 67 civarında olduğu ve bunun Fransa’da en son yasama seçimlerinin yapıldığı 2022 yılından çok daha fazla olduğu belirtiliyor. O sene kayıtlı seçmenlerin yalnızca yüzde 46’sı ikinci tur için sandık başına gitmişti. Pazar günkü katılım ise 1997’den bu güne dek görülen en yüksek katılım olmuştu.
Sonuç olarak Mbappe’nin açıklaması tek başına bir ülkenin kaderini değiştirdi demek tabii ki mümkün değil. Ancak Fransız futbolcunun; ilk turdaki sonuçlara çok şaşıran ve tepkisini koyan Fransız vatandaşlardan birisi olarak yer aldığını, ikinci turdaki seçimlerde ufak ya da büyük bir katkısı olduğunu söylememek mümkün…
Yorum Yazın