Gazeteci Sezgin Kartal, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde evinin kapısı koçbaşı ile kırılarak gözaltına alındı ve 3 gün sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kartal hakkında örgüt üyeliği suçundan hazırlanan iddianamede, Sezgin Kartal’ın Google Maps görüntüsüne göre hakkında yakalama kararı bulunan bir teröriste benzediği ve bu gerekçeyle tutuklandığı iddia ediliyor. Gazeteciler Cemiyeti'nin katkılarıyla...
Haber: Meltem Suat / İstanbul
Serbest gazeteci Sezgin Kartal, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde “evinin kapısı koçbaşı ile kırılarak” gözaltına alındı. Kartal 3 gün gözaltında kalmasının ardından “örgüt üyeliği” suçundan tutuklanarak Marmara Kapalı Cezaevine gönderildi. 13 Ocak tarihinden bu yana tutuklu bulunan Kartal hakkında hazırlanan iddianamede, başka bir suçtan aranan kişiyle “burun, saç, alın ve yanak yapısı bakımından benzerlik gösterdiği, bunun da 10 Kasım 2021 tarihli Ankara Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı raporu ile tespit edildiği” gerekçesi yer alıyor. İddianame savcısı, Kartal’ın terör örgütüyle bağlantısına ilişkin en yenisi beş yıl önce olan soruşturma ve dava dosyaları ile ev aramasında ele geçirilen dijital materyallerde yer alan fotoğrafları delil olarak gösteriyor. İddianamede Kartal’ı suçlama konusu yapılan fotoğrafın çekildiği tarihten iki gün önce İstanbul’dan yola çıktığı, telefonunun Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 26 Eylül 2014 tarihinde 3 saat boyunca sinyal vermeyi kestiği, ve dolayısıyla telefonunu kapattığının tespit edildiği belirtilerek “Suruç ilçesi ile fotoğrafın çekildiği Ayn el-Arab kenti arasındaki mesafenin Google üzerinden yapılan araştırmada 10 KM olduğunun belirlendiği, bu kapsamda şüphelinin bahse konu tarihte Suriye’nin Ayn el-Arab kentinde bulunan PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütü üyeleri ile buluşup silahlı eylemlerde bulunmak amacı ile Şanlıurfa ili Suruç ilçesinden illegal yoldan yurttan çıkış yaptığı yönünde kuvvetli şüphenin oluştuğu” ifadeleri yer alıyor. Savcılık ayrıca Sezgin Kartal’ın “gazeteci kimliği altında örgüte müzahir yayınlar üzerinden silahlı terör örgütünün eylem ve ideolojisini halka sempatik olarak gösterme çabasıyla yazılar kaleme aldığı” gerekçesiyle silahlı terör örgütü üyeliği suçundan TCK’nın 220.maddesine istinaden cezalandırılmasını talep etti. Savcılık ayrıca Kartal’ın dosyasına “gizlilik” kararı da getirdi.
Dosyada gösterilen tek delil bir fotoğraf
Sezgin Kartal’ı bu davada savunan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği avukatı Merve Kurhan, Kartal’ın tutuklanma gerekçesini ve dava sürecini şu sözlerle anlattı:
Av. Merve Kurhan
“Sezgin Kartal 2020 yılına ait bir soruşturma kapsamında 2023 Ocak ayında evine yapılan baskınla gözaltına alındı, örgüt üyeliği iddiası var ve dosyada gösterilen tek delil bir fotoğraf karesi. Bu fotoğraf karesi net değil, uzman incelemesine muhtaç bir kare. Dosyada soruşturma aşamasında gizlilik olduğu için maalesef dosyada ne var ne yok avukatları olarak sağlıklı bir inceleme yapamadık. Daha sonra iddianame düzenlenip dava açıldığında dosyayı inceleyebildik. Sezgin Kartal evinden gözaltına alındığı andan itibaren medya ve hukuk çalışmaları derneği avukatları olarak takip etmeye başladık. Gözaltına, gizliliğe itiraz ettik. 10 Ocak’ta gözaltına alındıktan sonra 13 Ocak’ta sulh ceza sorgusunda tutuklama kararı verildi. Tutuklama tedbiri tabii ki bu dosya için gerekli değildi, adli kontrol hükümleri ile de tutuklamadan beklenen elde edilebilirdi ancak tutuklama gibi ağır bir tedbir kararı verildi. Sezgin Kartal uzun yıllardır gazetecilik yapan ve işi gereği sık sık adliye binalarına da girip çıkan biri, dolayısıyla soruşturma kapsamında savcılığın rahatlıkla kendisine ulaşılabileceği bir pozisyonda aslında. Bu yönüyle soruşturmanın yürütülme biçimi, gözaltına alınma biçimi usule aykırı, ayrıca kaçma şüphesi gerekçesi ile tutuklanması da gerekçesiz ve ölçüsüz bir tedbir.”
Sezgin Kartal 13 Ocaktan beri tutuklu, ağır cezada örgüt üyeliği iddiası ile davası açıldı. Dava açıldığında tensip ile tutukluluk halinin devamına karar verildi, buna itiraz ettik itirazımız reddedildi, şu an AYM’ye (Anayasa Mahkemesi) başvuru yapmak üzere hazırlık yapıyoruz. Duruşma tarihi olan 04 Nisan 2023’e tarihe kadar her ay tutukluluk hali gözden geçirilecek. Kartal’ın tutuklanma gerekçesi olarak -Google Maps ve baz istasyonu verilerinin incelendiği, söz konusu tarihlerde baz verisi alamadık o süre zarfında da Kobane’ye gitti– deniliyor ancak –baz verisi alamıyoruz– dedikleri süre gece, oysa delil olarak sunulan fotoğraf gündüz çekilmiş, bariz bir tutarsızlık var.”
Gazeteciler gözaltına alındığında ne yapılmalı?
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz hukukçular şu bilgileri verdiler:
Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 91. maddesinde gözaltına alınma, “Gözaltına alma, bir suç işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığı ve zorunluluk arz etmesi nedeniyle hâkim önüne çıkarılıncaya kadar yakalama işlemi yapılan kişinin özgürlüğünün kolluk tarafından kısıtlanması-alıkonulması” şeklinde tanımlanıyor. Kanunun aynı maddesine göre gözaltı süresi gözaltına alınan kişinin, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren kural olarak 24 saati geçemez. Ancak Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda gözaltı süresi 48 saate çıkabiliyor. Gözaltı sürecinde yakınları arama, yakınlara haber verilmesini isteme hakkı, bir avukatın hukuksal yardımından yararlanma hakkı, haklar ve ne ile suçlandığı hakkında bilgilendirilme, bir doktor tarafından muayene edilme hakkı (sağlık kontrolü), atılı suçla ilgili bilgi vermeme-susma hakkı, gözaltı işlemine karşı itiraz etme gibi haklara sahip olunuyor.
Hukukçulara göre gözaltı süresince sahip olunan haklar ise şöyle:
Yakınları arama hakkı: Gözaltı işlemi başladığı anda bir yakınınızı arama hakkına sahipsiniz. Bunu cep telefonu ile yapabileceğiniz gibi telefonunuz yoksa karakolda polislerin temin edeceği bir telefonla da yapabilirsiniz. Bu sadece ailenizi arayabileceğiniz anlamına gelmiyor arkadaş, tanıdıklar veya bu durumda size faydası olacağını düşündüğünüz meslek odanızın ilgilisi, sendika temsilcinizi arayabilirsiniz.
Avukat talep etme hakkı: Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatınızla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanınızda olmasını ve hukuki yardımda bulunmasını talep etme hakkınız vardır. Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde yürütülen soruşturmalarda gözaltına alma işlemini yapan kolluk kuvvetleri tarafından veya Cumhuriyet Savcısının “ifade alması sırasında” avukat sayısı bir ile sınırlandırılmıştır. Avukat ile görüşme denetime ve gözetime tabi değildir. Her zaman görüşme hakkına sahipsiniz.
Bilgilendirilme hakkı: Gözaltına alındığınız anda, haklarınız ve suçlamaya ilişkin olarak yapılan bildirim yazılı olmak zorundadır. Yazılı yapılması mümkün değilse sözlü olarak derhal bildirim yapılmalıdır. Bu bildirim anlayacağınız bir dilde ve şekilde yapılmalıdır.
Susma hakkı: Hakkınızdaki suçlamalarla ilgili bilgi vermeme (susma) hakkına sahipsiniz. Hiç kimse kendisini veya kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
İstatistiklere göre gazeteciler haber takibi yaparken en çok “görevi yaptırmamak için direnme suçu, cumhurbaşkanına hakaret suçu ve terörle mücadele kanununa muhalefet suçu” isnatlarıyla gözaltına alınıyor. Gözaltına alınan gazeteci eğer bir kuruma bağlı değilse ve serbest olarak çalışıyorsa basın mensuplarına hukuki yardım veren Türkiye Gazeteciler Sendikası, Disk-Basın İş ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği gibi kurumlara başvurarak avukat talebinde bulunabiliyor.
Yorum Yazın