Muğla'nın Kavaklıdere ilçesinde Hyllarima Antik Kenti'nde kazı çalışmaları devam ediyor. Elde edilen bulgularda, Hyllarima'nın şiddetli bir depremle yıkıldığı değerlendiriliyor. Doç. Dr. Bekir Özer, "Depremin kaçıncı yüzyılda olduğu henüz net değil ancak Roma döneminde olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
Muğla'nın Kavaklıdere ilçesinde Hyllarima Antik Kenti'nde yürütülen kazı çalışmalarında, kentin Roma dönemine tarihlenen bir depremle yıkıldığına dair izler tespit edildi.
Derebağ Mahallesi'nde yer alan, Klasik, Helenistik ve Roma dönemlerine ait yapıların bulunduğu antik kentte 3 yıl önce başlayan kazılara Muğla Valiliği, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Kavaklıdere Belediyesi ve Muğla Müze Müdürlüğü destek veriyor.
Yeni olmasına karşılık önemli mesafe alınan kazı alanında, Karia Bölgesi'nin iç kesimlerinde en eski yerleşim yerlerinden biri olarak dikkati çeken Hyllarima'nın kalıntıları bulunuyor.
"DEPREM İZLERİ BELİRGİN"
Kazıların yoğunlaştığı agora ve tiyatro sahnesinden elde edilen bulgularda, Hyllarima'nın şiddetli bir depremle yıkıldığı değerlendiriliyor.
Hyllarima Antik Kenti Kazıları Bilimsel Danışmanı Doç. Dr. Bekir Özer, kentte milattan önce 4. yüzyıldan başlayan yaşamın Ortaçağ sonlarına kadar kesintilerle sürdüğünü tespit ettiklerini söyledi.
Kentin doğu yarısında bulunan tümülüs ve antik tiyatro ile sur duvarlarının bir kısmının halen ayakta olduğuna dikkati çeken Özer, bu yılki çalışmalarının ağırlık noktasını agoranın oluşturduğunu bildirdi.
Antik tiyatroda başladıkları kazı çalışmalarında elde ettikleri deprem bulgularına kentin agorasında da rastladıklarına dikkati çeken Özer, "Bu yıl yüzeyde de agorayı kuşatan teras duvarları görülebildiği için agoranın mimari olarak sınırlarını belirledikten sonra dükkan ve stoa (sokak ya da agoranın yanında yer alan, üstü kapalı, sütunlu galeri) bölümünde de kazılar yapmayı hedefliyoruz. Agoranın özellikle kuzey stoasında gerçekleştirdiğimiz kazılar, buranın da bir depremle yıkıldığını gösteriyor. Depremin izlerini tiyatronun sahne yapısında da gördük" ifadelerini kullandı.
Bölgede araştırmaların sürdüğünü belirten Özer, "Depremin kaçıncı yüzyılda olduğu henüz net değil ancak Roma döneminde olduğunu söyleyebiliriz. Yapıların yıkılma şekline baktığımızda bize depremi işaret ediyor. Özellikle tiyatronun sahne binası ve agoranın yıkılma izleri bu düşüncemizi güçlendiriyor" diye konuştu.
Kentin büyük yapılarının yıkılmasının ardından bu bölümlerin bir daha yenilenmediğini öngördüklerini ifade eden Özer, "Bölgede iskan son bulmamış, yerleşim küçülerek devam etmiş. Bizi mutlu eden bir başka şey temelden tavana kadar birçok yapı elemanının korunmuş olması. Dolayısıyla buraya gelen birisi agorada dolaşırken bugün için bile nasıl bir yapı hayal etmesi gerektiğini rahatlıkla gözlemleyebiliyor. Agora'daki kazılarda 20'den fazla dükkanı bulabileceğimizi tahmin ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yazın