Kadının adı, soyadı, cinayeti; AKP’nin 9. Yargı Paketi’nde de ‘aile’ gerekçesi

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Kadının adı, soyadı, cinayeti; AKP’nin 9. Yargı Paketi’nde de ‘aile’ gerekçesi
Abone ol

Türkiye’de kadın cinayetleri can almayı sürdürürken, Meclis Adalet Komisyonu 11 Temmuz Perşembe günü Anayasa Mahkemesi’nin ‘kadının soyadına’ ilişkin iptal kararı uyarınca, Türk Medeni Kanunu'nda değişikliğin de yer aldığı 20 ayrı kanunda değişiklik öngören bir geçici, 38 maddeden oluşan ve kamuoyunda 9. Yargı Paketi’nin görüşmelerine başlayacak. Tepkilere neden olan evlenen kadının soyadı düzenlemesi Meclis’ten geçerse, kadınların evlenmeden önceki soyadlarını kullanma hakkı kısıtlanacak, evlendikten sonra eşinin soyadını alacak. Kadınlar bekarlık soyadını tek başına kullanamayacak.

“Aile, Türk toplumun temelidir”

AKP sözcüleri, soyadı düzenlemesini ‘aile birliği- bütünlüğünü’ gerekçesine oturtuyor. Adalet Komisyonu Başkanı, AKP’li Cüneyt Yüksel, AA’ya verdiği demeçte, “Aile, Türk toplumun temelidir ve en önemli değerlerindendir”, AKP Grup Başkanı Abdullah Güler de, "Kullanılacak soyadı nedeniyle aile bütünlüğünün zarar görmemesi ve çocukların olumsuz etkilenmemesi amacıyla kadınların evlenince eşlerinin soyadını alacağı ve isterlerse önceki soyadlarını da kullanabileceklerine yönelik düzenlemeyi hayata geçiyoruz” demişti.  Meclis’te şiddete ilişkin kurulan komisyon raporlarında, ‘Toplumun temelini teşkil eden “aile müessesinde’ görülen çözülme ve zaaf toplumsal çözülmeye sebep teşkil edecektir” değerlendirmeleri dikkat çeker.

Kadının adı yok, kadın cinayetleri de vakay-ı adiye’den

Meclis Genel Kurulu’nda 3 Temmuz 2024 tarihli oturumda Kars Milletvekili Grup Başkan Vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Muş Milletvekili Grup Başkan Vekili Sezai Temelli tarafından ‘Kadına yönelik şiddetin nedenleri ve çözüm önerilerinin belirlenmesi’ amacıyla Cumhur ittifakı tarafından reddedilen  araştırma önergesinde  AK Parti Grubu adına söz alan Kahramanmaraş  Milletvekili Tuba Köksal, çıkarılan yasalarla ilgili bilgi vermekle yetinirken, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi “Kadına şiddet insanlığa ihanettir.” “Ülkemizin en güzel hâle gelmesi için yapılan ve yapılacak olan her şey azdır.” şiarıyla hizmet ediyoruz çünkü biz bu ülkeyi ve aziz milletimizi çok seviyoruz” dedi. Oysa  kadınlar en yakınları tarafından öldürülüyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nın basın toplantısıyla verilen bilgilere göre, 2024 yılının ilk altı ayına ait kadın cinayetleri bilançosunu paylaştı. Platformun verilerine göre, 2024 yılının ilk 6 ayında 117 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirirken 205 kadın ise öldürüldü.

Hülya Özmen- Muhalif Ankara

Türkiye’de kadın cinayetleri can almayı sürdürürken, Meclis Adalet Komisyonu 11 Temmuz Perşembe  günü  Anayasa Mahkemesi’nin ‘kadının soyadına’ ilişkin iptal kararı uyarınca, Türk Medeni Kanunu'nda değişikliğin de yer aldığı 20 ayrı kanunda değişiklik öngören biri geçici 38  maddeden oluşan 9. Yargı Paketi’nin görüşmelerine başlayacak. Düzenleme Meclis’te geçerse, kadınların evlenmeden önceki soyadlarını kullanma hakkı kısıtlanacak, evlendikten sonra eşinin soyadını alacak. Kadınlar bekarlık soyadını tek başına kullanamayacak.

Tepkilere neden olan, evlenen kadının soyadı düzenlemesi AKP sözcüleri tarafından ‘aile birliği- bütünlüğü’ gerekçesine oturtuluyor.   CHP ise, kadının eşitlik ilkesi gereği salt sadece soy ismini kullanmasını savunuyor.  CHP Grup Başkanvekili  Ali Mahir Başarır,  TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, 38 maddelik teklifin 20 maddesinin  AYM tarafından iptal  edildiğine dikkat çekti ve “Üzülerek görüyoruz ki, bu gelen 38 maddeden 20 madde Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'ya aykırı bularak iptal ettiği maddeler aslında. Bu yasalar yapılırken ısrarla biz Anayasa'ya aykırılık iddiasında bulunduk, muhalefet şerhlerini buna göre yazdık ve iktidar milletvekillerini ve gruplarını uyardık. Maalesef ki Meclis'te yasa yapma kalitesi günden güne düşüyor. Muhalefet dinlenmiyor, uyarıları dikkate alınmıyor. Anayasa Mahkemesi iptal ediyor. Etmese, gözden kaçırsa, Anayasa Mahkemesi olmasa maalesef ki Anayasa'ya aykırı olan birçok yasa, maddeyle bu ülke yönetilecek, yargı kararlarını ona göre verecek” dedi.

‘KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİNE NİYE DİRENİYORSUNUZ?’

Anayasa Mahkemesi tarafından kadının soy ismi konusunda verilen bir karara aykırı bir düzenlemenin de pakette yer aldığına işaret eden CHP’li Başarır, şunları dile getirdi:

“Anayasa'nın eşitlik ilkesi net; kadın evlenirken kendi soy ismini salt kullanabilir. Ama bu iptale rağmen Anayasa Mahkemesi'nin eşitlik ilkesini ihlal ettiniz. Kadın soy ismini, kendi soy ismini evlendikten sonra salt eşinin soy ismi olmadan kullanabilir hükmünü nasıl getiriyorlar? Eski maddeyi aynen koruyarak getiriyorlar. Niye direniyorsunuz? Eşitlik ilkesine net bir şekilde aykırı ama Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını kadın-erkek eşitliğinde tanımayan bir maalesef ki AKP grubuyla karşı karşıyayız. Gerekçe şu: Türk aile bütünlüğü bozulurmuş kadın salt soy ismini kullanırsa. Şimdi ben sormak isterim: 6 yaşındaki bir çocuk, sözde sapkın bir tarikat üyesiyle evlendirildiğinde bozulmuyor mu? İlköğretimde çocuklar uyuşturucu madde kullanır hale gelmiş, bozulmuyor mu? Şimdi kadına şiddet; her gün bir kadın öldürülüyor ya da şiddete uğruyor, bozulmuyor mu? Bozuluyor... İşte aile bütünlüğünü burada görürseniz hata yaparsınız. Anayasa Mahkemesi bu maddeyi nasıl iptal etmişse, Anayasa Mahkemesi Anayasa'nın 10'uncu maddesini, eşitlik ilkesini nasıl korumak istiyorsa, bu soyadıyla ilgili bölümü aynı şekilde Adalet Komisyonu'na getirin, Genel Kurula getirin. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kadının eşitlik ilkesi gereği salt sadece soy ismini kullanmasını savunuyoruz.”

Genel Kurul’un geçtiğimiz haftaki oturumunda pakete ilişkin değerlendirmeler şöyle:

Kadınların soyadına kafayı takmış

 DEM Parti Grup Başkanvekili SEZAİ TEMELLİ (Muş) – Paketin içine baktığınızda diğer 8 pakette olduğu gibi yargının hiçbir sorununu çözen bir şey yok içinde yani kadınların soyadına kafayı takmış, özlük haklarına, maaşlara dair düzenlemeler var. Ya, cezaevlerinde işkence var, Anayasa ihlali almış başını gitmiş, yargıda inanılmaz büyük bir adaletsizlik çarkı da söz konusu, Kobani kumpas davası ortada, Gezi davası ortada; şimdi, bu sorunları çözmeye yönelik bir paket bekliyoruz. Buradan tabii, Sayın Meclis Başkanımıza da seslenmek istiyorum, Anayasa konusunda partileri ziyaret ediyor, bence ilk ziyareti Adalet Bakanlığına yapmalı yani gelecekte bir anayasa tahayyülü var ortada fakat bu Anayasa’yı ihlal eden bir uygulama var. Bir yargı paketi geliyor. Buna dair bir çözüm üretilmesi gerekirken “Yok, kadınların soyadı şöyle olsun. Yok, yargı mensuplarının maaşı böyle olsun.” diye acayip bir şey yine karşımıza geliyor. Bu yargı paketleriyle mevcut yargının sorunları çözülmez.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) – Bir kere, doğru yerden başlamak lazım. Kuvvetler ayrılığı, sert, radikal kuvvetler ayrılığı ilkesini hâkim kılamadığımız sürece yargının tarafsız ve bağımsızlığını sağlamak mümkün değil. Taraflı ve bağımlı bir yargıyla da Türkiye’de bir adaleti var etmek söz konusu değil. Artık bunu öğrenmiş olmamız lazım. Dolayısıyla biz bu, yargı paketleri uygulaması yerine gerçek anlamda yargı meselesinin ele alınıp tartışılmasını zaruret olarak görüyoruz.

 Teklifin genel gerekçesinden

Anayasa Mahkemesi, kanunlarının Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetlemektedir. Anayasa Mahkemesince ana tarafından soybağının reddi davası açılamaması ve baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılacak soybağı davasının etkili başvuru hakkım sağlamadığı gerekçeleriyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili hükümleri Anayasaya aykırı  bulunarak iptal edilmiştir. Yine Anayasa Mahkemesi tarafından Türk Medeni Kanununun ve bazı kanunların bir kısım hükümleri Anayasaya aykın bulunarak iptal edilmiştir. Anayasanın 20 nci maddesinde herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu, özel hayatın ve aile hayatın gizliliğine dokunulamayacağı açıkça düzenlenmiştir. Anayasanın 41 inci maddesinde ise ailenin, Türk toplumunun temeli olduğu, eşler arasında eşitliğe dayandığı, Devletin ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananm ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alacağı belirtilmiştir.

Böylelikle sağlıklı bir aile yapısının kurulması ve kurulan aile birliğinin huzurunun bozulmaması açısından Devlete görev ve sorumluluklar yüklenmiştir. Ailenin korunması amacıyla soybağınm doğru bir şekilde tespit edilmesi ve kaydedilmesi için Devletin gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Bu tedbirlerin alınmasında çocuğun, ailesinin ve nihayetinde kamunun yaran bulunmaktadır. Teklifle, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının oluşturacağı hukuki boşluğun doldurulması ve uygulamada yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi amacıyla düzenlemeler yapılmaktadır

Teklif, yukarı  açıklanan gerekçelerle hazırlanmış olup, bazı temel hak ve özgürlüklerin korunmasına, hukuki güvenliğin sağlanmasına, aile birliğinin ve toplumsal düzenin korunmasına katkı sunacak önemli değişiklikler içermektedir.


Yorum Yazın