Yapılan son araştırmalarda, X ve Y kuşağında belirli kanser türlerinin görülme oranlarının arttığını gösteriyor. 1990 doğumluların pankreas, böbrek ve ince bağırsak kanserine yakalanma olasılığı, 1955 doğumlulara göre iki ila üç kat daha fazla olduğu ortaya çıktı.
Son yıllarda, daha genç nesillerde meme ve mide gibi belirli kanser türlerine yakalanan kişilerin sayısı arttı. Amerikan Kanser Derneği'nden araştırmacılar, 34 kanser türünün birkaçında, her yeni nesille birlikte oranların arttığını keşfetti.
KANSER ORANLARI ARTIYOR
1990 doğumluların, 1955 doğumlulara göre pankreas, böbrek ve ince bağırsak kanserine yakalanma olasılığı iki ila üç kat daha fazla olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre günümüzün genç kadınları, önceki nesillere göre iki ila üç kat daha fazla karaciğer kanseri riski taşıyor.
KANSER GENÇ NESİLLERİ DAHA FAZLA ETKİLİYOR
Daha önceki nesillerde gözlemlenen bir düşüşün ardından, meme, rahim, kolorektal, non-kardiya mide, safra kesesi, yumurtalık ve testis kanserleri ile erkeklerde anüs kanseri ve Kaposi sarkomu gibi dokuz kanser türünde yeni vaka sayısı genç nesillerde arttı. 1990 doğumlular arasında, yumurtalık kanseri vakaları yüzde 12, rahim kanseri vakaları ise en düşük oranlara sahip doğum kohortuna göre yüzde 169 daha yükseldi.
Rahim, safra kesesi, testis, kolorektal ve karaciğer kanserleri için ölüm oranları da bir önceki nesile göre genç nesillerde artış gösterdi.
"GENÇ İNSANLARDAKİ KANSER ARTIŞI ŞAŞIRTICI"
Vanderbilt Üniversitesi Tıp Merkezi'nde tıp, hematoloji ve onkoloji profesörü Justin Balko yaptığı açıklamada "Yaptığımız küçük çaplı çalışmalara dayanarak genel olarak kanser insidansı oranlarının artması şaşırtıcı değil, ancak genç insanlardaki sürekli artış belki daha şaşırtıcı" dedi. Balko konuşmasının devamında "Bu durum, tam olarak anlamadığımız çok gerçek maruz kalma risklerinin olduğunu, sadece yaşlanan popülasyonlardan kaynaklanmadığını gösteriyor. Bu faktörlerin neler olabileceğini belirlemek zor ve her bir tümör türü için hipotezler geliştirmek çok karmaşık bir tartışma gerektiriyor. Bununla birlikte, obezite gibi çevresel ve yaşam tarzı risklerini anlamak ve bunları tersine çevirip çeviremeyeceğimizi veya önlememiz gerekip gerekmediğini anlamak, bu ilerlemeyi yavaşlatmak üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Ancak, bunlar üzerinde çalışmak, anlamak ve bir çözüm sunmak için büyük bir katılım gerektiren karmaşık konulardır" şeklinde konuştu.
Yorum Yazın