Savaş gerekçesiyle Türkiye’ye gelen düzensiz göçmenler, ağır koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Taliban sonrası kaçak yollarla Türkiye’ye sığınan Afganlar büyük gruplar oluştururken, savaşa, yoksulluğa ve baskıya dayanamayan kadınlar Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelere ulaşabilme çabasında. Gazeteciler Cemiyetinin katkılarıyla hazırlanan Barış Dönmez’in özel haberi...
Barış Dönmez - Van
Uluslararası Af Örgütünün raporlarında, Afgan kadınlarının Taliban yönetiminin ağır baskı ve tehditleri altında oluşu, ülkeden kaçmalarının gerekçesi olarak gösteriliyor.
Taliban yönetimi altındaki Afganistan’da özellikle kadınlar için yaşam koşulları giderek ağırlaşırken, her gün binlerce Afgan Türkiye’nin de aralarında yer aldığı ülkelere akın ediyor.
Genellikle aileleriyle veya tanıdıklarıyla yola çıkan ve kilometrelerce yürüyen kadınlar, Pakistan’dan İran’a, İran’dan da Türkiye’ye geçiş yapıyor. Yolculuk süresince kaçakçıların yaşattıkları başta olmak üzere her türlü sıkıntıya maruz kalan kadınlar, yeni bir yaşama adım atma çabasında. Her türlü baskıya ve acıya tanıklık eden kadınlardan olan Bergin Nisa Hakimi ve Sakine Seyidi yaşadıklarını anlattı.
Neden kaçtık?
Bergin Nisa Hakimi, 25 yaşında ve 4 kız çocuğu olan bir kadın. Kaçak yollarla ülkesinden kaçarak eşiyle birlikte Van’a gelen Hakimi, 16 yaşında anne ve babasının isteğiyle evlendirildiğini söylüyor. Eşini “evlendiği gün” gördüğünü dile getiren Bergin Nisa Hakimi, kendisinin okuyamadığını bu yüzden tek hayalinin kızlarını okutmak olduğunu belirtiyor. Bergin Nisa Hakimi, “Yaşadığımız yerde sıkıntılar çıktığında bir çocuğum 2 buçuk yaşında, biri ise 8 aylıktı. Bizim büyüklerimizin anlattığına göre Afganistan’da 40 yıldır savaş hiç bitmiyor. Savaş kötüdür, kimse savaş olsun istemez. Sonuçta insanlar ölüyor, kadınlar, çocuklar zor şartlarda kalıyor. Baktık ki kaçmasak öleceğiz. Benim de iki tane yavrum vardı. Onları düşünmek zorundaydım. Düşündük ve oradan kaçmaya karar verdik. Eşimin annesi, babası ve kardeşleriyle birlikte yola koyulduk. Gelirken zorluklar yaşadık tabii. Dağda yaşadık. Özalp’ten buraya geldik kaçak yollarla. Bize zorluk çektirmediler ama çoğu kişiye zorluk yaşatıyorlar. Siz de internetten izliyorsunuzdur. Gelenlerin kulaklarını kesiyorlar, üzerlerine taş atıyorlar. Millet çok zorluk çekiyor. Kaçakçılardan çok para alıyorlar” diyerek Türkiye’ye nasıl geldiklerini anlattı.
Daha iyi yaşam
Van’a gelişleri sonrasını anlatırken Bergin Nisa Hakimi, şöyle diyor:
“Buraya geldiğimizde kimseyi tanımıyorduk. Bir hafta parklarda yaşadık. Bizi tanımayan insanlar, bize ekmek, su verdiler. Sonra çocuklarımla birlikte ev aramaya koyuldum. İlk geldiğimde hiç Türkçe bilmiyordum. Bayağı ev gezdim. Sonra bir eve girdim. Kiralık ev aradığımı sordum. Anlamadı. Evi işaret ettim. Herhalde ondan anladı. Bana evi işaret ederek, 400 liraya kiraya vereceğini söyledi. Özbekçe’de de 400 olduğu için oradan anladım. Daha sonra evi tuttuk. Sonra yavaş yavaş Türkçe öğrenmeye başladım. Eşim lokantada bulaşık yıkıyordu. Şimdi hasta, fıtık olmuştu, çalışamıyor. 3 aydır çalışmadı. Ameliyat oldu. 4 çocuğum var. Çok zor durumdayım.”
Zorla evlilik
16 yaşında, anne ve babasının isteğiyle evlendiğini söyleyen Hakimi, “Afganistan’da çok sorun var. Afganistan’da hiçbir kadın kendi rızasıyla evlenmiyor. Kadınlar küçük yaşta evlendiriliyor. Ben 16 yaşındayken evlendim. Beni annemle babam kocama verdi. Bir gün çıkıp dediler -seni evlendirdik-. Kocam bizim akrabamızdır ama hiç tanımıyordum. Eşimi evlendiğim gün gördüm. Nişanlı da kalmadım. Hemen bir günde evlendim. Evlendikten sonra eşimi sevdim. O da beni sevdi, saydı. Gittiğim ev biraz kalabalıktı ama sorun görmedim. Eşim evlendikten sonra beni çok sevdi. Zaten evlendiğimizde o da küçüktü. Benden 2 yaş büyük. Küçük olmama rağmen ailesinde hiçbir sorun yaşamadım. Annesi de babası da beni çok sevdi. İyi davrandılar” diyor.
Taliban'a verilen kızlar
Taliban’ın yaşattırdıklarına değinen Bergin Nisa Hakimi, “Bir ailenin 3 tane kızı olsa Taliban 2 tanesini alıyor. Küçük kızları yaşlı adamlara veriyor Taliban. Çok zor bir durum. Kadınlara Afganistan’da hiç saygı vermezler. Kadınları insan yerine koymazlar. O yüzden kadınlar kaçıyor oradan. Afganistan’da savaş hiç bitmedi. Kadınlara olan savaş hiç bitmedi” diyor.
Okul özlemi
Hakimi, okula adım dahi atamamış, okuması gerekirken küçücük yaşta evlendirildiği için, çocuklarını okutmak istiyor ve okuma aşkını şöyle anlatıyor:
“Okuma yazmam yok. Ne ben okuyabildim ne de kocam. 100 kişiden 1 kişi ancak okuyabiliyor. Çocuklarımın okumasını çok istiyorum. Çocuklarımı o yüzden buraya getirdim. Okusunlar, kendi ayakları üzerinde dursunlar, kocam da bana -kızlarımız senin gibi erken yaşta evlenmesin- diyor, zaten en az 25 yaşına geldikten sonra, okuyup kendi ayakları üzerinde durduktan sonra evlensinler. Önce okusunlar, hayatı öğrensinler. Zorla evlendirmeyeceğiz kızlarımızı. Ben okuyamadım ama onların okumasını çok istiyorum. Ne ben okuyabildim, ne eşim. Afganistan’da zaten millet kendi karnını doyuramıyor. Nasıl okusun ki? Kadınlar Afganistan’da değersiz. Kadınlar okumak istese onlara kurşun sıkıyor Taliban. Bırakmıyorlar okusunlar. Ondan dolayı herkes kaçıyor oradan. Savaşın, kavganın olduğu yerde kim yaşamak ister ki?”
Ailem geride kaldı
Bergin Nisa Hakimi, ailesinin Afganistan’da kaldığını, onları çok özlediğini söylüyor:
“Kocamla beraber buraya geldim. Keşke ülkemde yaşasaydım ama öyle bir şansım olmadı. 4 tane kız kardeşim, 1 tane de erkek kardeşim var. Onlar Afganistan’da. Kocamın 2 erkek kardeşi evli onlar da burada. 1 tane de kız kardeşi var. O da evli, burada. Annemle babam Afganistan’da yaşıyor. Onları çok özlüyorum. Afganistan’ı çok özlüyorum. Herkesin memleketi çok güzel ama keşke savaş olmasa. Annem, babam, kardeşlerim memleketimde. Onları çok özlüyorum. Ailemle telefonla konuşuyorum arada.”
Niye gitmiyorsunuz?
Hakimi, “Anne ve babamı çok özlüyorum. Ondan dolayı bir özlem hep oluyor içimde. Her ülkenin iyisi de kötüsü de var. Herkesin ahlakı kendinedir. Burada bize karşı insanların ön yargı var. Niye ülkemize gitmediğimizi soruyorlar. Herkesin kendi düşüncesi farklıdır. Ondan dolayı ben bir şey demiyorum. Bazı insanlar çok iyi ama savaş bütün insanlara zarar veriyor, en çok da kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Biz bu acıyı çektik. Allah bir daha yaşatmasın” diye dert yanıyor.
Yürüyerek geldik
Van’a yerleşen diğer bir Afgan, 20 yaşındaki Sakine Seyidi, 5 yıldır evli. Evlendiğinde 14 yaşında olan Sakine Seyidi’nin 2 kız çocuğu var ve 9 aylık hamile. Türkiye’ye nasıl geldiklerini anlatırken Sakine Seyidi, “Eşim ve ben İran’a kadar yürüyerek, kaçak yollarla geldik. Bu tarafa arabaya binip ulaştık. Eşimin anne ve babasıyla 7 kardeşi Afganistan’da kaldı. Buraya ilk geldiğimizde çok zorlandık. Çünkü çevre hep tanımadığımız insanlardı. Dillerini bilmiyorduk. Sonra bir ev bulduk. Giysilerimizi kendimize yastık yapıp uyuyorduk. Çok zorluk çektik. 3-4 ay boyunca çok zor geçti. Sonra eşim bir işe girdi. Arkadaşı da yardımcı oldu. Yavaş yavaş toparlamaya başladık “ diyor.
Berdel evliliği
Sakine, 14 yaşında evliliğin ne olduğunu dahi bilmeden berdel (*) yöntemiyle evlendirildiğini , şöyle anlatıyor:
“13 yaşında nişanım yapıldı. 14 yaşında evlendim. Eşim yabancıdır, akrabamız değil. Benden 6 yaş büyük. Savaş vardı ve Taliban kız çocuklarını alıp yaşça çok büyük adamlara veriyordu. Ailelerimiz bize zarar gelmesin diye bizi evlendirdi. Evlendiğimde çok küçüktüm. Evliliğin ne olduğunu bile bilmiyordum. Annem de babam da evlenmeme razı değildi ama mecbur olduğu için evlendim. Abime berdel oldum. Eşimi evlendiğim gün gördüm. Eşimin ailesiyle kaldım. Ailesi çok kalabalıktı, yaşadığım yer de güzel değildi. Ne onlar beni seviyordu ne de ben onları. Buraya geldiğimden beri daha iyiyim.”
Hiçbirimiz okuyamadık
Okumadığını ama çocuklarını okutmak için elinden geleni yapacağını belirten Sakine Seyidi, “Beş tane abim, bir tane de ablam var. Sadece küçük kardeşim okul okuyor. Hiçbirimiz okul okuyamadık. Okul okumayı çok istiyordum ama bir hemen evlendirildim. Evlendiğim için de kaldı. Kızlarımın okumasını çok istiyorum. Ben çok küçük yaşta evlendim ama onlar okusun.”
Kadınların yaşamı zorlaşıyor
Uluslararası Af Örgütü’nün yayınladığı bir raporda “Afgan kadınlarının yaşamının, Taliban tarafından boğucu bir baskıyla yok edildiği” ibaresi yer alırken, aynı raporlara göre:
“Taliban aile içi şiddete maruz kalan kadınları savunmuyor.Kadınlar, sözde giyim-kuşam ihlalleri gibi nedenlerle gözaltına alınırken, çocuk evliliklerinde artış yaşanıyor. Kız çocuklarının yedinci sınıftan itibaren okula gitmesini, kadınların çalışmasını engelleyen Taliban yönetimi tamamı erkeklerden kurulu bir hükümet oluşturarak kadınlar üzerindeki baskıyı giderek arttırdı. Kadınlar Afganistan’da her türlü baskı ve tehdide maruz kaldıkları için çareyi ülkelerini terk etmekte buluyor. Kadınların sığındıkları ülkelerin başında Türkiye geliyor. Kaçak yollarla ve tehlikeli yolculuklarla Türkiye’ye gelen kadınlar yaşam mücadelesi veriyor.”
(*) Berdel, ailelerin karşılıklı olarak kızlarını birbirine gelin vermeleri ya da evlenecek iki erkeğin, ailelerindeki kızları karşılıklı olarak kendilerine eş olarak seçmeleri ile gerçekleşen bir evlilik yöntemi.
Yorum Yazın