Marmara Denizi hakkında korkutan araştırma: Bu bir felaket!

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Marmara Denizi hakkında korkutan araştırma: Bu bir felaket!
Abone ol

ODTÜ'lü bilim insanları Marmara Denizi'ni araştırdı. Araştırmada korkunç sonuçlar ortaya çıktı. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yücel, Marmara'nın 'komada' olduğunu belirtti.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yücel, Marmara Denizi'nin ilk 30 metresi hariç ciddi bir oksijen eksikliği yaşadığını belirtti. Yücel, Marmara Denizi'nin adeta "komada" olduğunu ifade ederek, "Oksijen, özellikle ilk 30 metreden sonra hipoksi eşiğine düşüyor ve balıkların yaşayamayacağı seviyelere iniyor," dedi.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Bilim 2 gemisiyle gerçekleştirdiği 2024 Marmara Denizi seferinin ilk bölümünü tamamladı. Seferde 8 bilim insanı, 4 gün boyunca denizin ısınma, kirlilik, oksijen seviyeleri ve akıntı yönleri gibi birçok parametresini inceledi. Yücel, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yürütülen Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) projesi kapsamında, müsilaj krizinin ardından artan deniz seferleriyle Marmara Denizi'nin oşinografik durumunu izlediklerini belirtti.

“Son seferimizde, özellikle oksijen seviyeleri oldukça endişe verici. Marmara, ilk 30 metre hariç ciddi bir oksijen azlığı çekiyor ve komada bir durumda. Oksijen, ilk 30 metreden sonra hipoksi eşiğine düşüyor ve 150-200 metre derinliklerde neredeyse ölçülemeyecek kadar düşük seviyelerde,” diye konuştu. Ayrıca, daha önce Doğu Marmara’da 600 ila 800 metre derinlikteki Akdeniz suyunun oksijen seviyelerini artırdığı belirtilmişti, ancak bu sefer buna rastlamadıklarını ve denizlerin ısınmasının bu sonucu etkileyebileceğini ifade etti.

Yücel, Marmara Denizi'nin son yıllarda aşırı ısındığını ve alg patlamaları yaşandığını, bu yılın sıcaklık rekorları kırabileceğini söyledi. Temmuz, ağustos ve eylül aylarında sıcaklıkların rekor kırmasının olası olduğunu belirterek, “Doğu Marmara'da deniz suyu sıcaklığı 26, İzmit Körfezi'nde ise 27 derece ölçüldü, bu bölgelerde son 40 yılın ortalaması 24-25 derece,” dedi.

Sıcaklık artışının oksijen çözünürlüğünü azalttığını ve kirliliğin arttığını aktaran Yücel, sıcaklık, oksijensizlik ve kirliliğin bir kısır döngü içinde birbirini beslediğini söyledi. Kirliliğin, özellikle azot ve fosfor kirliliğinin Marmara'da artmaya devam ettiğini vurgulayan Yücel, biyolojik üretim değerlerinin Karadeniz’in 3-4 katı seviyelerine ulaştığını ve denizlerin azot ve fosfor yükü nedeniyle aşırı üretken olduğunu belirtti.

YENİ TEHDİT: SÜLFAT!

Yücel, oksijenin azaldığı bölgelerde mikrobiyal canlıların sülfat soluyarak hidrojen sülfür gazı üretebileceğini ve bu durumun Marmara için yeni bir tehdit oluşturduğunu ifade ederek "Hidrojen sülfür, besin ağının çökmesine yol açacak ve kıyıya vurduğunda halk sağlığı açısından ciddi tehditler oluşturacak. Eğer bu durum önlenmezse, 4-5 yıl içinde Doğu Marmara'daki nitrat seviyelerinin tükeneceğini öngörüyoruz" dedi.

Marmara Denizi'nin sorunlarının büyük kısmının tarımsal girdiler ve şehirlerin yeterince arıtılmamış atık sularından kaynaklandığını belirten Yücel, bu iki sorunun acil olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.

Yücel, şunları söyledi:

"İlk bulgularımızda özellikle oksijende durum hiç ama hiç iç açıcı değil, hala Marmara ilk 30 metresi hariç ciddi oksijen azlığı çeken, komada bir yer. Oksijen özellikle ilk 30 metreden sonra 'hipoksi eşiği' dediğimiz, bir balığın giremeyeceği seviyede düşük. Ardından 150-200 metreye eriştiğinizde neredeyse ölçmekte zorlandığımız, çok çok az seviyelerde oksijen var.

Geçen yılki seferimizde eylül ayında ölçtüğümüz yaz sonu değerlerini şimdiden ölçmüşüz ve geçmişiz bile. Yaz süresince bunun artacağını düşünüyoruz. Deniz suyu sıcaklıkları bu yıl rekorlar kırdı. Temmuz, ağustos, eylül aylarında bu rekorların yenilenmesi olası. Şimdiden Doğu Marmara'da deniz suyu sıcaklığını 26, İzmit Körfezi'nde 27 derece ölçtük ki bu bölgelerde son 40 yılın ortalaması 24-25 derecelerdir.

Özellikle son yıllarda çok yoğun veri topladığımız için çok net konuşabilirim. Marmara'da azot, fosfor kirliliği artarak devam ediyor, birikim devam ediyor, trendlerde azalmayı bırakın herhangi bir durma gözlemlemedik. Marmara'da çok ciddi bir biyolojik üretim hali sürmekte. Üretim değerleri Karadeniz'in 3-4 katı. Esas 3-4 hafta önceki biyolojik üretim patlamasını geride bıraktık, şimdi sistem nispeten yazla ilgili bir denge durumuna ulaştı. Marmara çok üretken, aşırı azot ve fosfor yüklü."

“BU BİR FELAKET!”

Doğu Marmara'da da 200 metreden sonra nitrat seviyelerinin düştüğüne ve oksijen azaldıkça nitratın da azalmaya başladığına değinen Yücel, "Bu bir felaket anlamına geliyor. Bu bütün besin sisteminin, besin ağının çökmesi demek. Hidrojen sülfürlü sular dipte birikmeye başladığı anda yavaş yavaş kötüleşmeyle beraber önlem alınmazsa yukarı doğru çıkacak. Bu, koku yapması, hidrojen sülfürlü suların kıyıya vurması demek. Üstteki 30 metrelik oksijenli suyla birleştiği zaman yeni müsilajımsı, göze hoş gelmeyen, halk sağlığı açısından müthiş tehdit oluşturan, balıkçılık için bambaşka tehdit oluşturan, turizmi çökertecek bir fenomen olacak. Hidrojen sülfür İzmit Körfezi dışında, Marmara'da henüz yok, henüz oluşuma başlamadı ama son 3 yıldaki gidişat sürerse, önümüzdeki 4 ya da 5 yıl içerisinde Doğu Marmara'daki nitratın tükeneceğini biz MARMOD verileriyle görüyoruz."


Yorum Yazın