Afganistan’da süren iç karışıklık ve ABD’nin ülke yönetimini Taliban güçlerine bırakması sonrasında başlayan Afgan mülteci göçünün ilk duraklarından biri olan Türkiye’de, savaştan kaçan mülteciler yoksullukla savaşmak durumunda kalıyor. Mülteci akının en yüksek olduğu kent olan Van’da Afgan mülteciler kötü koşullarda yaşama tutunmaya çalışıyor.Gazeteciler Cemiyetinin katkılarıyla hazırlanan Salih Sertkal’ın özel haberi...
Salih Sertkal - Van
Afganistan’da uzun yıllardır süren iç karışıklık ve son olarak ABD’nin ülke yönetimini Taliban’a teslim etmesi sonrası, Avrupa'ya gidebilmek için, İran üzerinden umut yolculuğuna çıkan Afgan mültecilerin ilk durağı, Türkiye’nin İran sınırındaki Van kenti oluyor. Uzun yıllardır İran üzerinden akan Afgan mülteci göçünün en önemli durağı olan Van’da yüzlerce Afgan mülteci aile, batı ülkelerine gitmek için Birleşmiş Milletler Mülteci Komiserliklerine yaptıkları iltica başvurularının sonucunu bekliyor. Başvuruların olumlu ya da olumsuz sonuçlanma hali birkaç yıla sarkabiliyorken, yapılan başvurulara cevap gelene kadar kentte kalan Afgan mültecileri, zorlu yaşam koşulları bekliyor.
Yoksulluk ve sağlıksız yaşam koşullarıyla mücadele
Van’a yerleşerek Avrupa ülkelerine gidecekleri günü bekleyen Afgan mülteciler, aileleriyle birlikte işsizliğin zaten yoğun olduğu kentte iş bulamayınca son çare olan çöplerden geçinme-beslenme yoluna gidiyor. Kent merkezinde geceleri çöp konteynırlarından plastik, kağıt, bakır, demir gibi katı atıkları toplayan yüzlerce Afgan mülteci görebilmek mümkün. Yaşam koşulları ve yaşadıklarına ilişkin görüştüğümüz Afgan mülteciler, savaşsız ve daha iyi bir yaşam umuduyla çıktıkları umut yolculuğunda büyük zorluklar yaşadıklarını, ciddi geçim sıkıntısı çektiklerini anlatıyor. Kira verebilecek gücü olmayan Afgan mülteciler köhne, hatta yıkılmak üzere olan kerpiç evlerde sağlıksız koşullarda yaşadıklarını söylüyor.
Batı ülkelerine gideceğiz
Çöpten topladıkları atıkları satarak, çöplerden buldukları kimi gıda ürünlerini toplayarak ayakta kalmaya çalışan Afgan mülteciler, yaklaşan soğuk kıştan da ısınma maliyetleri nedeniyle korkuyor. Ailesiyle beraber 5 yıldır Van’da yaşayan Muhammed Tekuli’ye yüksek katlı bir binanın çöple dolu yangın merdivenini temizlediği sırada rastlıyoruz. Apartman kapıcısının kendisine yıllardır temizlenmeyen ve çöplerin yığıldığı yangın merdivenini temizlemesi durumunda bina sakinlerinin yangın merdivenine attığı demir, bakır, kağıt, plastik gibi maddeleri kendine alabileceğini söylemesi üzerine 8 katlı binanın yangın merdivenini temizlemeye koyulduğunu anlatıyor. Evli 4 çocuk sahibi olan Tekuli, çocuklarıyla beraber 3 yıldır katı atık toplayarak yaşam idame ettirdiklerini söylüyor, tahminine göre binanın yangın merdivenini temizlemek en az üç gün alacakmış, buradan çıkacak çöpleri satarak 3-4 günlük ev masraflarını karşılayabileceklerini umuyor. Afganistan’daki savaş halinin ve ekonomik geçimsizliğin artık toplumun tüm kesimlerini ciddi bir şekilde etkilediğini altını çizen Tekuli “Bizler yurdumuzu keyiften terk etmedik. Savaş ve yoksulluk her geçen gün can yakmaya devam ediyordu, toprağımızı savaş ve yoksulluk yüzünden terkettik. Batı ülkelerine gideceğimiz günü ailemle dört gözle bekliyoruz “ diyerek durumunu özetliyor.
"Savaştan kaçtıkça yoksullukla savaşıyoruz"
Van’da, merkezde yaşayan ve çöplerden topladığı katı atıkları satarak yaşamını idame etmeye çalışan Afgan mültecilerden biri de 39 yaşındaki O.S. Dört yıl önce İran üzerinden Van’a geldiğini, o günden bugüne çöpten topladıklarını satarak yaşamını idame ettiğini söylüyor. 3 çocuk babası olan O.S. yaşadıkları zorluklara ilişkin “Biz mülteciler dünyanın her yerinde eziliyoruz. Meksika-ABD sınırından tutalım da her yerde. Bizler savaştan yoksulluktan kaçtık geldik. Keyfimize ülkemizi terketmedik. Bu yaşam bizim tercihimiz değil. Ben her akşam yaz kış demeden 12 saat boyu bu sokaklarda pislik içindeki çöp konteynırlarının kokularını duyarak, haftada bir hastalanarak çöp topluyorum. Niçin? Dilenmemek, onurumla yaşamak için. Vanlılar bize çok iyi davranıyor. Ama bu her şeyi çözmüyor. Yasal başvurularımızı tamamladık, Avrupaya veya ABD’ye gideceğimiz ve bu Ortadoğu cehenneminden kurtulacağımız günleri dört gözle bekliyoruz. Savaştan kaçtık ama şu an yoksullukla savaşıyoruz “ diyerek kızgınlığını dile getiriyor.
Yiyecek de toplayıp eve götürüyoruz
Van’da belediye ekipleri sorun yaşattığı için karanlık çöktükten sona sokaklara atık toplamaya çıktıklarını söyleyen iki kardeş K.Z. (24) ve A.Z. (16) de 5 yıldır Van’da aileleriyle birlikte yaşıyor. Kerpiçten, toprak damlı eski bir evde kaldıklarını söyleyen kardeşlerden K.Z, son dönemlerde kiraların yükselişiyle, betonarme çatılı evlerde yaşayan Afgan mültecilerin çoğunun bulabildikleri kerpiç, toprak damlı evlere taşındıklarını söylüyor. Kötü ve sağlıksız koşullarda yaşadıklarını anlatan K.Z. “Bizim aile 7 kişi. Babam hasta, kız kardeşlerim küçük, sadece benle bu erkek kardeşim çalışabiliyoruz. Normal bir iş bulamadığımız için bu işi yapıyoruz. Geldiğimiz günden beri aynı toprak evde yaşıyoruz. Her tarafı dökülüyor ama mecburuz. Çöplerden sadece katı atık değil yiyecek şeyler de topluyoruz. Özellikle pandemi koşullardan bu şekilde çalışmak ve beslenmek çok zor ama başka çaremiz yok. “
Her gece 12 saat çöplerin içinde
Van’da şu sıralarda çöplerden katı atık toplayan binlerce kişi bulunduğunu, bunların birkaç yüzünü Afganlıların oluşturduğunu anlatan K.Z., çalışırken yerli halktan yana hiçbir zaman bir zorluk yaşamadıklarını söylüyor:
Van halkı bize çok iyi davranıyor, yardımcı olmaya çalışıyor. Çöpten kağıt, plastik toplayan Vanlılar da bize çok iyi davranıyor. Çünkü yoksulluk ve açlık din, ırk, kültür tanımıyor. Karanlık çökünce sokaklara çıkıyoruz. Çoğu zaman sabahlara kadar kentin onlarca sokağını gezerek el arabalarımızı atıklarla doldurmaya çabalıyoruz ki o gün topladıklarımız biraz para etsin. Bir kişi günde 12 saat çalışarak en fazla 100-150 atık toplayıp satabiliyor. Artık şansına, çöplerden ne kadar çok demir çıkarsa o gün o kadar çok para kazanır. Vücudumuzun yarısına kadar derin çöp konteynırlarından sarkarak içine atılan demir, plastik atıkları çıkarmaya çalışıyoruz. Pis koku ve mikroptan dolayı haftada bir gün hastalanıyoruz. Çoğu zaman da o hasta halimize rağmen mesaiye çıkmak zorunda kalıyoruz, mecburuz.”
Dünyadaki tüm mülteciler gibi kendilerinin de huzurlu ve daha iyi bir yaşam adına ülkelerini terketmek zorunda kaldıklarını söyleyen genç K.Z., kendisi ve ailesi için tek kurtuluşun batı ülkelerine gitmek olduğunu ve o günleri dört gözle beklediklerini söylüyor.
Hastanelere gidip tedavi olma şansı
Kent merkezinde yaşayan 45 yaşındaki Afgan A.A., 7 çocuğuyla 5 yıl önce Van’a gelmiş, toprak bir evde 900 lira kirayla yaşadığını anlatıyor. Bazen tek başına bazen de çocuklarıyla beraber atık toplama mesaisine çıktığını söyleyen A.A., katı atıkların yanında çöplerden kimi gıda maddelerini de topladıklarını belirtiyor. A.A., “Mahallelerdeki özellikle semt pazarlarının kurulduğu günlerde çöplerden az bozulmuş sebze meyveleri atılmış şekilde buluyoruz. Bunları da toplayıp eve götürüp yemek yapıyoruz. Sağlıklı olmadığını biliyoruz ama mecburiyet... Kaldığımız eve çatıdan su damlıyor. Eski yapı olduğu için doğalgaz filan yok. Isıtmak çok zor. Hem sağlıksız beslenmeden hem çalışma koşulların kötü olmasından üstelik de kış aylarında evin soğuk oluşu yüzünden çoğu zaman hastayız. Hastaneye gittiğimizde ücretsiz tedavi olabiliyoruz. Ama ilaçlarımızın ücretlerini yarı yarıya ödüyoruz“ diyerek yaşadıkları zorlukları aktarıyor. A.A. devletin her ay kişi başına 230 Liralık nakdi gıda yardımı imkanı verdiğini, kendilerine verilen kartlarla gidip alışveriş yapabildiklerini ifade ediyor.
Yorum Yazın