muhalif.com.tr göçmenler ve göçmenlik olgusuna dair bulguları okurlarla paylaşmaya devam ediyor. Gazeteciler Cemiyetinin katkılarıyla hazırlanan Jiyan Erkılıç’ın özel haberi...
Jiyan Erkılıç
Türkiye’nin seçim hazırlıklarına girmesiyle birlikte Zafer Partili Ümit Özdağ’ın gündeme taşıdığı Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri gönderilmelerine ilişkin tartışmalara diğer muhalefet partilerinin yanı sıra AKP Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
Suriye’de 2011 yılında başlayan ve milyonlarca insanın ülkeyi terk etmek zorunda bırakan iç savaş günümüzde hala devam ediyor. Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı 24 Kasım 2022 tarihi itibarıyla bir önceki aya göre 44 bin 772 kişi azalarak toplam 3 milyon 577 bin 714 kişi oldu. 2022’nin başından bu yana kayıtlı Suriyeli sayısı 159 bin 655 kişi azaldı. Sınır kentlerinden olan Gaziantep’te ise 24 Kasım 2022 itibariyle 463.038 Suriyeli mülteci yaşıyor.
Türkiye’de yoğun biçimde hissedilen ekonomik kriz kadar, Suriyeli sığınmacılara dönük söylemler gündem oluyor.
Cumhuriyet Halk Partisinin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Suriyeliler'i davul-zurna ile geri göndereceğiz” diye şekillendirdiği “gönüllü geri dönüş” sloganını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” açıklaması takip etti.
— tek sorun mülteciler mi?—
Siyasetçilerin seçime doğru Suriyeli mülteciler üzerinden sürdürdüğü propagandaları, geri gönderilmelerine yönelik konuşmalardan nasıl etkilediklerini savaş mağduru mültecilere sorduk, isimlerini açıklamasalar da görüşlerini bizimle paylaştılar.
Suriyeli aktivist D. A. Şunları söyledi:
“ Seçimler yaklaştığında maalesef hep mülteciler hedef gösteriliyor. Hep mülteciler üzerinden ‘geri göndereceğiz, göndermeyeceğiz’ gibi belirsiz açıklamalar yapılıyor. Bunu zaten daha önceki seçimlerde de gördük. Mülteciler üzerinden yürütülen nice seçim kampanyalarını, hatta sadece bizler üzerinden seçime odaklanan partileri gördük. Bu durum çok üzücü ve tuhaf. Bir partinin sadece bizler üzerinden seçim kampanyası yürütmesini anlamak zor, çünkü zaten ülkede üzerine odaklanılması gereken, çözüm bekleyen bir sürü problem var. Oysa siyasetçiler Türkiye’nin tek sorunu mültecilermiş gibi davranıyorlar.”
Kendileri üzerinden yürütülen seçim propagandasının çok tedirgin ettiğini, apolitik mültecilerin bile artık siyaset ve seçim konuşmaya başladığını ifade eden aktivist D.A. , “Artık bizim de kendi aramızda en çok konuştuğumuz konu seçim oldu. -Seçimden önce ne, sonra neler olacak?- diye kendi aramızda kaygılı şekilde konuşuyoruz. Türkiye’den çıkışın yolunu düşünenler de var ama ‘geçici koruma altında’ sıfatı taşıyanlar ancak Türkiye’ye bir daha girememe şartıyla çıkış yapabilir. Kimse bu riski alamıyor. Zaten gidecek bir ülke yok. Biz mültecilerin geneli kaygılıyız çünkü seçim dolayısıyla bir belirsizlik var.” Dedi.
—Artık Türkiye bizim için güvenli değil—
Son dönemde Suriye ile ilişkileri düzeltme girişimlerinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Esad ile görüşme olabilir, siyasette küslük, dargınlık olmaz, eninde sonunda adımlarımızı atarız” gibi açıklamalarının kendilerini daha çok tedirgin ettiğini ve böyle bir görüşmenin kendilerine hiç güven vermediğini vurgulayan D.A. Şunları söyledi:
“Erdoğan ve Esad’ın görüşmesi bizler için asla bir çözüm olamaz. Bu konudan da tedirginlik duyuyoruz çünkü Türkiye’deki hemen hemen bütün Suriyeli mülteciler Esad’a muhalif. Benim gibi yüz binlerce mülteci Esad’dan dolayı ülkemizi terk ettik. Onların görüşmesi, bizim can güvenliğimizi riske atıyor. Bizi gönderme kararı alınırsa canımız riske girer çünkü biz Suriye’de de insan hakları savunucusu aktivistlerdik. Bu yüzden savaşın yanı sıra tutuklanma riskini yaşadık ve kaçtık. Kendi ortamımızda da sürekli bize karşı sürdürülen nefret söylemini, seçim kampanyalarında hedef gösterilmemizi, Erdoğan ve Esad’ın görüşmesinden çıkacak kararlarla ilgili kaygılarımızı konuşuyoruz. Artık bu sebeplerden dolayı Türkiye’nin bizim için güvenli olduğunu düşünmüyoruz.”
D.A. hem iktidar hem de muhalefet mültecileri geri göndermekle ilgili seçim kampanyası yürüttüğü için artık oy kullanmayacağını, daha önceki seçimlerde de oy hakkı olmasına rağmen kullanmadığını ifade etti. Ancak çevresinde az da olsa oy kullanacak T.C vatandaşı Suriyelilerin Erdoğan’ın kendilerini ülkeye kabul ettiği ve vatandaşlık verdiği için AKP’ye oy vereceklerini de sözlerine ekledi.
—Suriye’ye geri dönersek—
Otomotiv sektöründe hizmet veren bir iş yerinde işçi olarak çalışan mülteci A. S. ise seçim sürecinde oy kaygısıyla kendilerine karşı yürütülen propagandadan çok korktuklarını, kendilerine hiç merhamet edilmediğini dile getirerek şöyle konuştu:
“Türkiye Müslüman bir ülke. Bu yüzden rahatız. Suriye’ye geri dönsek savaşmak zorunda bırakılacağız. Mecbur birilerine düşman ediliyoruz. 11 yıldır Türkiye’deyim. Patronum Türkiyeli ve ben çok memnunum kendisinden. Halkla bir sorunumuz yok. -Suriye’de savaş bitti, dönsünler- diyorlar ama savaş bitmedi. Esad savaşı bitirse de halkın içinde birbirine düşman bir sürü örgüt var artık. Orada akraba olanlar bile artık düşman birbirine.”
Türkiye’de Suriyeliler üzerinden yürütülen seçim kampanyalarından tedirginlik duyduğunu anlatan A.S. Türkiye’de seçim olsa Erdoğan’ın kazanmasını neden istediğini de açıkladı;
“Türk halkının rahatını ve düzenini bozan mültecileri göndermek isteyebilirler ama buraya katkısı olanları, hiçbir zararı olmayanları göndermemeleri de bir çözümdür. Ben ne olursa olsun Suriye’ye gitmek istemiyorum. Suriye’yi karşıdan gördüğüm Kilis’e bile gitmek istemem. Çünkü ben savaşta yaşamını yitiren babamın parçalarını ellerimle topladım. O acıyı orada tekrar yaşamaya gidemem. Bütün ailemi orada kaybettim. Bütün bunların ardından geri gönderilmemiz ihtimali beni ve ailemi çok endişelendiriyor.
—Seçim süreci korkuyla takip ediliyor—
Esnaflıkla geçinen Suriyeli K.B. ise siyasetçilerin mültecileri seçim propagandasına malzeme haline getirmesini eleştirerek, burada yaklaşık on yıldır esnaf olarak yaşadığını ve vatandaşlık aldığını ifade etti. K.B. Muhalefet ve iktidarın seçimlere hazırlanırken Suriyelilere dönük olumsuz açıklamalarının kendilerini çok endişelendirdiğini vurgularken, Suriye’ye tamamen dönebilmeleri için savaşın sonlanması, ülkelerindeki çatışmaların bitmesi ve tüm örgütlerin silah bırakması ile barış ve güven ortamının oluşması gerektiğini söyledi. K.B. Ye göre, sadece barış ortamının sağlanması da insan yaşamı için yeterli değil, geri döneceklere geçinebilmeleri için istihdam, sağlık, eğitim koşullarının da sağlanması da gerekli. Esnaf K. B. “Yürütülen seçim propagandalarına bakılırsa benim çalıştırdığım bazı mülteci işçiler de Suriye’ye dönmek zorunda kalacak, bu onlar için hiç güvenilir bir durum değil. Vatandaşlığı olanlar gönderilemeyebilir ama vatandaşlık alamayanlar çok korku ve endişe içinde bu seçime hazırlık sürecini takip ediyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Yorum Yazın